Tarım Orman-İş Sendikası Genel Başkanı Şükrü Durmuş, RS FM’de Ali Çağatay’la Seyir Hali programına konuk oldu. Durmuş, 2022 yılı için belli olan memur maaşı zamlarını değerlendirdi.
2022 için kabul edilen, yılın ilk yarısı için yüzde 5, ikinci yarısı için ise yüzde 7 enflasyon farkı için ‘beklenen bir sonuçtu’ ifadelerini kullanan Durmuş, “Geriye bakarsak, 30 yıldır kamu emekçileri Türkiye’de sendikal mücadele veriyor. 12 Eylül 1980 darbesinden sonra işçi sendikaları da giderek işlevselleştirildi ama memur sendikaları özellikle Türkiye’nin 1990’da ILO’ya üye olmasından sonra meşruiyet ve fiiliyet üzerinden kuruldu. O dönemde memurların sendika kurabilmesi için herhangi bir düzenleme söz konusu değildi. Bize dayatılan sendika yasası asla gerçek anlamda emeğimizin, bağımsız bir toplu sözleşme masasında pazarlık konusu edilemeyeceği yine son sözü işverenin vereceği şeklinde düzenlendi” dedi.
‘Emekçiyi yansıtmayan sendikaların kapalı kapılar ardında işçilerin kaderiyle oynamaları bardağı taşıran son damla oldu’
“Güdümlü sendikaların, yani devlet eliyle örgütlenen, gerçek anlamda emekçiyi yansıtmayan sendikaların kapalı kapılar ardında emekçilerin kaderiyle oynamaları, bardağı taşıran son damla oldu” diye Durmuş, “Özellikle 6. dönem toplu iş sözleşmesi 2 milyon 500 bin çalışan memuru yaklaşık 3 milyon da emekli memuru kapsıyordu. Görüşmeler sırasında emekçiler biraz da olsa umutlanmıştı. Ama ne yazık ki emekçileri öngörülen 2022 için yüzde 5+7, 2023 için ise ilk 6 ay için yüzde 8, sonrası için yüzde 6’lık ücret artışı gerçekten bütün umutlarını maalesef yıktı” ifadelerini kullandı.
‘Enflasyonun kümülatif olarak katlandığı bu dönemde verilen zam gerçekçi değil’
Durmuş “Türk-İş’in yaptığı araştırmaya göre, açlık sınırı 2 bin 903 lira, yoksulluk sınırının ise 9 bin 457 lira olduğu bir yerde insanlara, kümülatif olarak yüzde 30 dense de bu şekilde değil, enflasyon da kümülatif olarak katlanıyor, verilen zam asla gerçekçi değil. 3 konfederasyon çağrılmıştı toplu pazarlık sürecine ancak 2 konfederasyon ile oldu bittiye getirildi ve açıklama yapıldı. Tabiri caizse, özellikle 4988 sayılı yasaya dayanarak yapılan toplu pazarlık sisteminin bir orta oyunu olduğunu, gerçek anlamda sendikaların bu oyuna figüran olmamalarını hep söyledik. Yasa koyucu diyor ki ‘son sözü ben söylerim’. Emekçilerin beklentileri boşa çıkacaksa o masada oturmanın bir meşruiyeti olmaz” diye konuştu.