Cambridge Üniversitesi Terapötik İmmünoloji ve Enfeksiyon Hastalıkları Enstitüsü’nden Prof. Ravi Gupta, “Laboratuvar tabanlı deneyleri ve çığır açan aşıların yol açtığı enfeksiyon epidemiyolojisini birleştirerek Delta varyantının çoğalma ve yayılma konusunda, yaygın olarak gözlemlenen diğer varyantlarına göre daha iyi olduğunu gösterdik. Ayrıca, önceki bulaşma veya aşılama sonucu üretilen nötralize edici antikorların bu varyantı durdurmada daha az etkili olduğuna dair kanıtlar da var” diye açıkladı.
Gupta, Hindistan’da 2021’in ilk çeyreğinde, Kovid-19 vakalarının yaklaşık yarısının, daha önce erken varyantları geçiren insanlarda tespit edildiği kaydetti.
Bilim insanları, daha önce koronavirüs geçiren veya Oxford/AstraZeneca ve Pfizer aşılarını yapan kişilerin kan örneklerinden plazma elde etti.
Açıklamada, “Ekip, delta varyantının, alfa varyantıyla karşılaştırıldığında, daha önce koronavirüs geçirenlerin plazmasına 5.7 kat ve plazma aşılarına 8 kat daha az duyarlı olduğunu tespit etti. Başka bir deyişle, virüsü bloke etmek için aşı yapan kişiden sekiz kat daha fazla antikorun alınması gerekiyor” ifadesine yer verildi.
Hindistan’ın Delhi şehrinin 3 hastanesinde çalışan ve neredeyse tümü aşı yapan ama daha sonra koronavirüs geçiren 100’den fazla sağlık çalışanına yönelik yapılan analiz, alfa varyantıyla karşılaştırıldığında delta varyantının, aşı yapan kişiler arasında daha fazla yayılabildiğini ortaya koydu.
Araştırma ekibi, solunum yollarının hücrelerinden yetiştirilen ve solunum organlarının davranışlarını simüle eden ‘mini organları’ kullanarak virüsün solunum yollarına ulaştıktan sonra yaşanan süreci inceledi.
Cambridge Üniversitesi’nin açıklamasında, “Delta varyantının, diğer varyantlara göre, hücrelere sızdığı zaman daha etkili olduğu tespit edildi. Çünkü yüzeyinde daha fazla bölünmüş diken var. Delta varyantı ayrıca hücre içinde üreme yeteneğinin daha yüksek olduğunu kanıtladı” diye kaydedildi.