Piri Reis Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Erhan Aslanoğlu, 2021 yılı ikinci çeyrekte ekonomik büyümenin nedenlerini ve enflasyona karşı para politikasını RS FM’de Ali Çağatay’la Seyir Hali programında değerlendirdi.
Prof. Dr. Aslanoğlu, büyümenin yüksek olmasının arkasındaki sebebi “Bunun ana nedeni baz etkisi dediğimiz etkidir. Bildiğimiz gibi geçen yılın ikinci çeyreği pandeminin ilk dönemiydi ve görece en sert kapanmanın olduğu bir dönemdi. Sanayi dahil birçok işletme ve üretim sürecinde arz ve talepte bir şokla karşılaşmıştık. Yüzde 30’lara yakın bir daralma gözlenmişti. 100 üretiyorsak bu 70’e inmişti. Baz etkisi dediğimiz o 70 ile bugünkü seviyeyi karşılaştırınca sanayide yüzde 70’e inen rakam şu an 110-120 olduğu için 50-60’lık bir artış var. Bu da ekonominin genelindeki artışın en önemli kaynağı aslında, Türkiye’deki sanayi kesiminde güçlü büyüme tahminin ana nedenidir” diye açıkladı.
‘Evle ilgili harcamaların artması sanayi sektörünü güçlü bir konumda tuttu’
Sanayinin uzun dönemli yatırım ve kapasite artırma ihtiyacının büyüme getirdiğini söyleyen Prof. Dr. Aslanoğlu, bunun dış ve iç talep ile desteklendiğini aktardı:
“Hem içeride hem dışarıda imalat sanayine olan talebin, evle ilgili harcamaların artması sanayi sektörünü güçlü bir konumda tuttu. İhracatta da pozitif bir performans gösterdi. Hem bizim hem bizim dışımızdaki gelişmelerin sonucu oldu. Büyümenin ana kaynağı imalat sanayi üretimi, kapasiteye yetişmekte zorlanan sanayi firmalarının yatırım yapma ve kapasite artırma iştahının getirdiği bir toparlanma, ihracat ve dış talep gibi görünüyor. İç talep Türkiye’de yavaşlasa bile belli bir ivmeyi koruyarak pozitif tarafta bu büyümeye katkı yapmış gözüküyor.”
‘Enflasyonu yaratan nedenler konusunda daha sıkı durmak gerekiyor’
Prof. Dr. Aslanoğlu, para politikası konusunda “Para politikasının iki aracı vardır: fiyatı ve miktarı. Bir süredir faizi 19’da tutuyoruz ama para tabanı dediğimiz likidite göstergesinde çok ciddi bir artış söz konusu, bankalarda bu mevduatları ve kaynakları da artırıyor. Dolayısıyla bankalar zaten elde ettikleri kaynağı ya tahvile yatırıyor ya da kredi vermek istiyor. Hafif bir yukarı hareketlenme bile aslında bu canlılığı yaratıyor. Hakikaten böyle bir artış varsa bu kredi talebini arttırır gözüküyor. Enflasyonu yaratan nedenler konusunda daha sıkı durmak gerekiyor. Olayın semptomlarından ziyade nedenlerine inmek gerekiyor” diye konuştu.