ABD ve NATO'nun Afganistan'dan çekilmesi sayesinde kontrolü Taliban'ın devralmasının ardından bu ülkeden dünyaya yeni göç dalgası tedirginliği hakim. Suriye'de çıkartılan savaş sonucunda yoğun göç dalgasıyla karşı karşıya kalan Avrupa, bu tedirginliğin en fazla yaşandığı coğrafya olurken, olası göçün önünün kesilmesi açısından Türkiye anılmaya başlandı.
Suriyeli sığınmacı akınına yol açmış 'açık sınır' politikası yüzünden zorda kalan Türk hükümeti, muhalefetin de konuyu gündemde tutması sonucunda Afganistan'dan yeni göç konusunda 'kırmızı çizgi' çeken bir tutum takınıyor. Tartışmalar, ABD'nin vize onay süreçleri boyunca Afgan sığınmacıların üçüncü ülkelerde bekletilmesi etrafında dönüyor. Ankara, bu yönde Washington'la bir anlaşma yapıldığı yolundaki iddiaları reddediyor.
AB ise Türkiye ile Suriyeliler nedeniyle yapılmış göç mutabakatının Afganlar için uygun olmayacağını söylerken, yeni durumun gözetilerek uygun çözümler bulunmasından söz ediyor.
Afganistan'daki yeni gelişmeler eşliğinde göç tartışmalarını Türkiye Avrupa Eğitim ve Bilimsel Araştırmalar Vakfı (TAVAK) Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Faruk Şen’le konuştuk.
‘AB'nin Türkiye'ye para vermeye hazır tavrı göz boyamaktır’
Prof. Faruk Şen'e göre, ABD 20 yılın sonunda Afganistan'dan çekip giderken, Afganları Türkiye'ye yönlendirme çabasına girişti. Ankara'nın Suriye'de izlediği açık sınır politikası yüzünden Afganistan konusundaki tartışmalar ve iddiaların çıkmasının da doğal olduğunu belirten Şen, Avrupa'nın da Suriyeliler konusunda sözlerini tam olarak tutmamasına karşın Afgan sığınmacılar karşısında daha fazla para vermekten söz ettiğini söyledi. Şen, Avrupa'nın bu tutumuna kanmamak gerektiği görüşünde:
“ABD 20 yıl Afganistan'da her türlü sertliği gösterdi. Güya Afganistan’a yardım edecekti. Yanına da NATO’yu aldı, fakat sıkıyı görünce Biden, Afganistan’daki bütün askerlerini zamanından önce çektiği gibi kendilerine yardım eden Afganları da Türkiye’ye yönlendirme çabasına girişti. Herkesin merak ettiği son NATO zirvesindeki Erdoğan-Biden görüşmesinde Dışişleri Bakanlığı adına hiç protokol tutan olmadı. Eski bir milletvekilinin kızı tercüme etti. Acaba Türkiye, Afganistan konusunda ABD’ye bir söz verdi mi? ABD 1 milyon kişiyi Türkiye’ye getirip içinde kendisinin borçlu olduğu veya işine yarayanları ABD’ye getirip diğerlerini Türkiye’de asker olarak mı tutacak? Bunlar tartışılan konular. Türk hükümeti sadece 300 bin Afgan bulunduğu açıklaması doğru olsa da bu sayı az değil. Biz Suriye’den çok akılsız bir şekilde 5 milyon 400 bin kişiyi aldık. Sınırlarımızdaki mayınları kaldırdık. Suriyelilere her türlü parayı harcıyoruz. Bizim fakir ülkemiz ki altı yıl evvel 10 bin dolar olan ulusal gelir şimdi 7 bin dolar. Şimdi Türkiye’nin yeni gelenlere bakacak durumu kalmadı. Avrupa Birliği, 80 milyar dolar harcadığımız Suriyeli sığınmacılar için vere vere 6 milyar euro verdi. 10 yılda bu kadar kişinin Türkiye’deki maliyetleri az bir para değil. Burada hakikaten gelip yiyip içip, her türlü sağlık hizmetini alıyorlar. Sonra Türkiye bir akılsızlık etti. Bu 6 milyar Euro, 2016-17 yılları içindi, 2018’den bugüne kadar daha para istemedik ki. O Türkiye’nin hakkı, zira ön protokolde var. Her yıl gelişmeler tartışılacak ve yeni ekler yapılacak diye. Şimdi aynı AB ülkeleri, Türkiye’ye Afgan sığınmacıları da alırsa, para vermeye hazır olduklarını belirtmeleri insanın gözünü boyamaktır, kanmamak lazım. Zaten Ömer Çelik akıllı bir çıkış yaptı, ‘Artık bizim tek bir mülteci alacak yok’ dedi.”
‘Türkiye'nin Afganistan'la sınırı yok, sığınmacılar ilk ayak bastıkları ülkelerde kalsınlar’
Türkiye'nin Suriye ile sınırı bulunuyorken, Afganistan'la böyle bir şeyin söz konusu olmadığını anımsatan Şen, Afgan sığınmacıların Pakistan, İran gibi ülkelerde kalması gerektiğini dile getirdi. Türkiye'nin adaylığını bile anmayan AB'nin artık bu konuda herhangi bir talepte bulunamaz durumda olduğunu söyleyen Şen, Ankara'nın akıllı politika izlemesi gerektiğini belirtti:
“Biz Doğu ülkelerinden mülteci kabul etmeyiz, sadece Batı’dan gelenlere mülteci deriz. Doğu’dan gelen geçici sığınmacılardır. Hiçbirini almamamız lazım. Fakat bu insanlar nereye gitsin? Bu insanların Afganistan içinde Taliban’ın etkin olmadığı kuzeye gitmeleri, daha yakın Pakistan’a gitmeleri, bize gelmek için İran sınırından geçiyorlarsa İran’da kalmaları lazım. Avrupa’da bir kural vardır. Mülteci veya geçici sığınmacı ilk ayak bastığı ülkede kalabilir. Başka ülkeye gidip orada böyle şartlar yerine getiremez. Türkiye’nin akılcı bir dış politika izlemesi lazım. Ancak maalesef dış politikada doğru dürüst büyükelçimiz de kalmadı. Artık terlikçileri, Merve hanımları veya cinayet işlemekle suçlanan insanları Avusturya, Katar veya Malezya’ya yolluyoruz, onun için işimiz güç. 1 milyon asker görümündeki sığınmacıyı Türkiye’ye almamamız lazım. Bu insanların ilk gittikleri yerler İran, Pakistan, Özbekistan gibi ülkeler, bu ülkelerde kalmaları lazım. Mutabakatları onlarla yapsınlar. Suriye ve Türkiye ortak sınıra sahip. Bizim Afganistan’la ortak sınırımız yok. İran ile ortak sınırımız var. Otobüslerle Afganistan’dan gelenleri Türkiye sınırında indirip yolluyorlar. Muhalefetin dediği gibi sınır namusumuzdur, artık bu namusa dokundurmayalım. Benim kalbim tabii ki Afganlar için çarpıyor. 1921’de Mustafa Kemal, 20 özel askeri Afganistan’a yollayarak Afgan ordusuna eğitim verdirmiştir. 1967’ye kadar bu devam etmiştir. ABD bunun olmamasını istemiştir. Fakat Cevdet Sunay da devam ettirmiştir. Afganlar, Türkiye için önemlidir. Yeni kurulan Türkiye Cumhuriyeti’ni ilk tanıyan iki ülkeden biri. Ama benim sınırdaşım değil. AB yeni bir anlaşma için Türkiye’nin kapısını çalarsa o kapı açılmaz. AB, 7 zirvedir Türkiye ile tam üyelik görüşmelerine vurgu yapamıyor, özel statü konusunda hiçbir şey demiyor. Böyle bir AB, hakikaten Türkiye’ye baskı yapamaz, rica edemez. Bizim kapımızı sadece göçmenler söz konusu olduğunda çalmamaları lazım.”
‘Merkel’in gitmesi Almanya için büyük bir kayıp’
Prof. Şen, Almanya'da Angela Merkel'in siyasete vedası eşliğinde 26 Eylül'deki genel seçimlere kilitlenen siyasi durumu da değerlendirdi. Anketlerin son dönemde sosyal demokratlar ve adayları Olaf Sholz lehine döndüğünü belirten Şen, her koşulda Merkel'in gidişinin Almanya için büyük kayıp olduğu değerlendirmesinde bulundu:
“Almanya’da üç parti arasındaki liderlik savaşı değişiyor. İlk önce Yeşillerin lideri Annalena Baerbock önde götürüyordu. Sonra Armin Laschet, Hristiyan Demokratlar öne geçti. Şimdi Olaf Scholz, Sosyal Demokratlar... Ben de bu seçim kampanyasına gidiyorum. Orada yaşayan 3 milyon 300 bin Türk’ün 1.7 milyonu Alman vatandaşı, 1 milyon 400 bin seçmen niteliğinde. Armin Laschet uyum bakanı olarak benim de çalıştığım bir kişiydi, onun seçim kampanyasını desteklemeye gidiyoruz. Ama son zamanlarda ibre Olaf Scholz’a döndü. Olaf Scholz, başbakan olursa, Armin Laschet dışişleri bakanı olacak. Almanya’da çok şey değişecek. Angela Merkel aynı göz hizasında Obama, Putin veya Biden ile konuşan bir kişiydi. Şimdi maalesef Almanya’daki politikacılara baktığımızda göz hizası çok aşağı düşmüş durumda. Almanya bu seçimlerden sonra politik olarak büyük kayıplara uğramış olacak. Fakat ekonomik gücü her zaman devam ediyor. Yine AB’nin liderliğini sürdürecek bir Almanya. Merkel’in gitmesi Almanya için büyük bir kayıp."