İbrahim Reisi, seçim döneminde müzakerelerin devam edeceğini fakat İran’ın haklarının gasp edilmesine müsaade etmeyeceğini söyledi. Donald Trump, 2017’nin Mayıs’ında nükleer anlaşmadan çekildiğinde, İran’ın balistik füze çalışmalarının da nükleer anlaşma kapsamı içine alınmasını amaçlıyordu. Onun için çıktı ve yeniden müzakereler başladı. Fakat İran buna yanaşmıyor. Dolayısıyla ABD çekildikten sonra anlaşma çerçevesinde uranyum zenginleştirme oranını peyderpey yükseltti. Ruhani döneminde İran’ın dış politikası büyük oranda nükleer anlaşmalara endeksli bir şekilde yürüyordu. Reisi ise İran’ın müzakelere devam edeceğini ancak müzakerelerin dış politikadaki ana ekseni oluşturmayacağını çok yönlü bir dış politika yürüteceklerini söyledi. Şimdi İran’da yeni hükümet nükleer müzakerelere devam edecek fakat burada ABD’nin eski nükleer anlaşmaya dönmeden İran’ın da taahhütlere uymayacağını söyleyebiliriz.
‘Ülkelerin işbirlikleri ve anlaşmazlıkları sahadan sahaya değişiyor’
Önümüzdeki dönemde tüm dünyanın dış politikasını ‘mutlak dostluk ya da mutlak düşmanlık’ üzerinden yürütmeyeceğini düşünüyorum. Ülkelerin işbirlikleri ve anlaşmazlıkları sahadan sahaya değişiyor. Bölgesel işbirliklerini yakın dönemde inşaa edilebileceği kanatinde değilim fakat hem bölgesel meselelerde hem de Afganistan özelinde Orta Asya’daki yeni gelişmelerde konusuna göre ortak hareket edileceği konusuna göre de rekabet ortamları oluşacağı kanaatindeyim.
İran’ın, Afganistan ve Irak politikası
Irak’ta ABD işgalinde sonra Irak’ın tüm safhalarında İran bazen yoğun bazen daha az yoğunlukta bulundu. ABD’nin Irak’la bir anlaşması var dolayısıyla çekilmesi tekrar gelmeyeceği anlamına gelmiyor. Çekilince nereye gidiyorlar? Kuveyt, Katar ve Ürdün’deki üslerine dönüyorlar. Bundan dolayı ABD açısından askerlerini Irak’tan ziyade bu ülkelerde bulundurmasında çok büyük bir fark yok. Çünkü istediği zaman hava harekatı yapabilecek potansiyele sahip. ABD askelerinin Irak’tan çekilmesi İran’ın dolduracağı bir boşluk oluşturmuyor. Dolayısıyla İran, Irak üzerinde çok güçlü bir ülke, ABD de gücünü devam ettiriyor. Dolayısıyla bundan sonra Irak üzerindeki ABD-İran çekişmesi daha çok politik mücadeleler üzerinden olacaktır. Afganistan’da ise İran, 2015 sonrasında Taliban’la ilişki geliştirdi. Bu ilişki daha sonra Taliban heyetinin İran ziyaretiyle görünür hale geldi. Afganistan’ın Şii nufüsunun yaşadığı bölgelere, Taliban, çatışmasız bir şekilde anlaşarak girdi. Afganistan Şii’lerinin önde gelen isimleri de birkaç gün önce Kabil’de Taliban heyetiyle görüştü ve Taliban’ın kuracağı hükümete destek vereceklerini söylediler. Afganistan’daki ilişkileri daha çok İran Devrim Muhafızları’na bağlı Kudüs Gücü komutanı olan İsmail Kaani geliştirdi. Fakat bu ilişkilerin niteliği ve niceliğine baktığımızda İran’ın Irak ve Suriye sahasıyla kıyasladığımız zaman o oranda belirleyici olmadığını görüyoruz.