POLİTİKA

Kılıçdaroğlu: En geç iki yıl içinde mülteci sorununu çözeceğiz

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, mülteci sorununu çözmekte kararlı olduğunu belirterek "En geç iki yıl içinde bu kardeşlerimizin evlerini, yollarını, kreşlerini, hastanelerini, okullarını yapacağız ve diyeceğiz ki; buyurun kardeşim bak Suriye'de evini, yolunu, hastaneni, kreşini yaptık" ifadesini kullandı.
Sitede oku
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Ihlamur Kasrı'nda düzenlenen 'Kanaat Önderleri, Muhtarlar ve STK Buluşması'nda yaptığı konuşmada, devletin ön yargı, kin, öfke ve kuşkuyla değil akıl, mantık, istişare, bilgi ile birikimle yönetilebileceğini söyledi.
Devleti yönetecek kişinin bütün vatandaşlarına eşit mesafede olması, herkesi kucaklaması ve adil olması gerektiğini vurgulayan Kılıçdaroğlu, adil olmazsa toplumda ayrışma ve kutuplaşmanın yaşanacağını ifade etti.
Kılıçdaroğlu, devleti yöneten kişinin israftan kaçınması, liyakate önem vermesi gerektiğini vurgulayarak, "Yani bir arkeoloğu getirip 'Sen hakimlik yap' diyemezsiniz, bir hakimi ameliyata sokup 'Sen gel ameliyat yap' diyemezsiniz. Herkes kendi alanında yetişmek, iş bölümünün gereği olarak görevini yapmak zorundadır. Eğitimin temel felsefesi de budur zaten. İşi ehline teslim etmek gibi temel bir kuralımız var" diye konuştu.

'IMF'den para almışız, Merkez Bankasının kasasına koymuşuz'

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Merkez Bankası rezervleriyle ilgili açıklamalarına da değinen Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:
"Devleti yöneten kişi, 'Merkezi Bankasının rezervi 109 milyar dolar oldu, yakında 115 milyar dolar olacak.' dedi. 6,5 milyar da IMF'den gelecek ama IMF'yi söyleyemiyor. 115 milyar dolar kimin parası, benim param mı? Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin parası. Çin'den, Katar'dan, Güney Kore'den borç almışız, IMF'den para almışız, getirmişiz Merkez Bankasının kasasına koymuşuz, ekonomideki adı swap, başkasından almışız, kendi kasamıza koymuşuz ama bu para bizim paramız değil, başkalarının parası. Peki gerçekte Merkez Bankasının döviz rezervi nedir? O rakamı da vereyim -53 milyar 200 milyon dolar. Eksi, artı değil."
TÜRKİYE
Cumhurbaşkanı Erdoğan: Merkez Bankası rezervlerimiz 115 milyar doların üzerine çıkacak

'Neredeyse hepsi cepheden silahını alıp Türkiye'ye gelmiş gençler'

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, sığınmacı konusuna ilişkin ise öteden beri Türkiye'nin, 'Yurtta barış, dünyada barış' ekseninde bir dış politika oluşturması gerektiğini, bütün komşularıyla ilişkilerini iyi bir zeminde götürmek zorunda olduğunu savunduğunu belirtti.
Kılıçdaroğlu, resmi kayıtlara göre Türkiye'de 3 milyon 600 bin, gayri resmi kayıtlara göre ise 5 milyon Suriyeli olduğunu, iki yıl önceki resmi rakamlara göre Türkiye'nin bu insanlara 40 milyar dolar para harcadığını söyledi.
"Bu insanlar ne olacak?" sorusunu soran Kılıçdaroğlu, "Bu yetmedi şimdi Afganistan'dan geliyor. Üstelik binlerce kilometreyi aşarak Türkiye'ye geliyor. Bir kişi, 10 kişi, 100 kişi değil. Suriye'deki gibi kadın, çocuk, yaşlı genç de değil. Hepsi genç, neredeyse hepsi cepheden silahını alıp Türkiye'ye gelmiş gençler. Ne olacak, ne yapacaksınız? Karşı çıkıyorum, yapmayın diyorum" ifadelerini kullandı.
TÜRKİYE
Kılıçdaroğlu: İngiltere'ye sesleniyorum, kimseyi bizim topraklarımıza bu usulle getiremezsiniz

'Ya arkadaş, biz üçüncü sınıf ülke miyiz?'

Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:
"Parti Sözcüsü de açıklama yapıyor, 'Bir tek mülteci dahi almayacağız' diyor. Ya seni kim takar arkadaş. En tepedeki adam diyor ki 'Parayı veren düdüğü çalar, ben mültecileri buraya alırım, sen yeter ki bana para ver' Bu laf bana ait değil ki televizyonları, interneti açın Erdoğan'ın sesini dinleyin. 'Finansmanını iyi yönettiğimiz için mültecileri Türkiye'ye alıyoruz, daha da almaya devam edeceğiz'. İngiltere diyor ki 'Türkiye'de kamplar kuracağız, sonra onları seçeceğiz bazılarını kendi ülkemize alabiliriz'. E diğerleri, 'Para verelim buraya gelmesinler.' Aynı şekilde Suriye'de...

'E biz para verelim, onlar külfete katlansınlar'

Ya arkadaş, biz üçüncü sınıf ülke miyiz? Beyler rahat etsin diye para veriyorlar, bütün sıkıntıyı biz mi çekeceğiz. Onların rahatı için, bize para veriyorlar, 'Siz bütün külfete katlanın' diyorlar. E biz para verelim, onlar külfete katlansınlar.
Bu ırkçılık değildir. Irkçılık inancımızda da insan olarak yapımızda da reddetmemiz gereken bir şey. Allah'ın yarattığı en değerli varlık insandır, insana her zaman saygı duyarım. Kimliği, inancı, yaşam tarzı, benim başımın üstünde. O kişinin sorunlarıyla uğraşmak siyasetçinin görevidir ama benim ülkemde, yani bu güzel ülkede izlenen yanlış politikalarla hem sığınmacılar hem biz mahvoluyoruz. Adamlar burada kalmak istemiyor, 'Avrupa'ya, gelişmiş ülkeye gideceğim' diyor ve orada diyorlar ki 'Sakın buraya almayın, para verelim, orada tutun'. Biz sizin taşeronunuz muyuz?

'Koskoca Türkiye Cumhuriyeti Devleti onların taşeronluğunu mu yapacak?'

Koskoca Türkiye Cumhuriyeti Devleti onların taşeronluğunu mu yapacak? Siz alın, sizde kişi başına gelir 25-30-50-100 bin dolar. Siz alın, niye biz alıyoruz? Bazen sığınmacılara kızıyoruz. Sığınmacılara niye kızıyoruz? Onların bir günahı yok ki. Sığınmacıları getirenlere kızalım. Onlara kapıyı açana kızacağız. Sığınmacı elini kolunu sallayarak buraya nasıl geliyor, birileri izin veriyor, izin verene kızacağız."

'İslamofobi dediğiniz zaman sanki İslamiyet suçun kaynağıymış gibi, öyle bir anlayış olmaz'

Kılıçdaroğlu ayrıca, terörün Avrupalılar tarafından İslamofobiyle ilişkilendirildiğini belirterek, bu konudan duyduğu rahatsızlığı dile getirdi.
Kendisini ziyaret eden tüm büyükelçilere bunun doğru olmadığını söylediğini aktaran Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:
"İslamofobi dediğiniz zaman sanki İslamiyet suçun kaynağıymış gibi. Öyle bir anlayış olmaz. Sanki sadece terör İslam ülkelerinde oluyormuş gibi... Bir yerde terör varsa insan hakları bağlamında eleştirirsin ama terörü İslam ile bağdaştırdığın zaman bu olmaz. Söylüyorum, bizim dinimiz barış dinidir. Bizde kavga, öfke, kin, kul hakkı yemek yoktur. Bir yerde terör olur, terör varsa terörün üzerine gidersin, yakalarsın, suçlarsın, mahkemeye çıkarırsın vesaire ama terörü İslamofobi olarak tanımlarsanız bu doğru değildir. Bütün siyasetçilerin ve Batılı siyasetçilerin de buna dikkat etmeleri gerektiğini ısrarla ifade ediyorum."
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, ülkede huzurun sağlanabilmesi için, hangi görüşten, kimlikten ve inançtan olursa olsun, hangi yaşam tarzını benimserse benimsesin insanların huzuru için çalışılmasının temel ilke edinilmesi gerektiğini söyledi.
Ülkeye 'gerçek anlamda' demokrasiyi getirmek zorunda olduklarını vurgulayan Kılıçdaroğlu, "Demokrasi aynı zamanda herkesin can ve mal güvenliğini sağlamaktır. Herkesin can ve mal güvenliğini sağlamak ne demektir? Mahkemelerin adil, bağımsız olması demektir. Siyasi otoritenin talimatına göre karar vermeyen mahkemeler demektir" değerlendirmesinde bulundu.

'1 milyonun üzerinde üniversite mezunu var işsiz'

Kılıçdaroğlu, maliye ve para politikalarının da üretime dönük olması gerektiğine işaret ederek "Ben dışardan alıyorum derseniz, işsizliği toplumun önüne temel bir sorun olarak koymuş olursunuz. 10 milyon kişi işsiz, 1 milyonun üzerinde üniversite mezunu var işsiz, herkes iş arıyor. Buğday, canlı hayvan, et, makarna, mercimek, nohut dışardan. Türkiye'de alan mı yok, çiftçi mi yok, toprak mı, su mu yok? Her şey var. Niye dışardan, hangi gerekçeyle dışardan?" diye sordu.
Güçlü bir sosyal devlet inşa etmenin önemini vurgulayan Kılıçdaroğlu, bunun için Aile Destekleri Sigortası'nın olması ve bir ailenin geliri belli bir rakamın altındaysa devletin o ailenin hesabına para yatırması gerektiğini anlattı.
EKONOMİ
Ticaret Bakanı Muş: İşsizlik, son üç yılın en düşük seviyesine gerilemiş durumdadır

'Dış politika kavga değil barış üzerine inşa edilmeli'

Kılıçdaroğlu, dış politikanın da kavga değil barış üzerine inşa edilmesi gerektiğini belirterek, şunları kaydetti:
"Allah nasip eder, sizler de destek verirseniz, mülteci sorununu çözmeye kararlıyım. En geç iki yıl içinde bu kardeşlerimizin evlerini, yollarını, kreşlerini, hastanelerini, okullarını yapacağız ve diyeceğiz ki 'Buyurun kardeşim bak Suriye'de evini, yolunu, hastaneni, kreşini yaptık'. Parayı nerden alacağız, gideceğiz Avrupa'ya 'Kardeşim sen mülteciler gelmesin diyorsun, o zaman bu yatırıma destek vereceksin.' Yeter mi? Yetmez. Gaziantep'teki sanayicilere diyeceğiz ki 'Sizi teşvik ediyoruz, gidin oralarda fabrika, çalışın' Yeter mi? Hayır. Esad'la görüşeceğiz. 'Kardeşim şu anda kendi vatanına gelen vatandaşlardan bir kişinin bile burnu kanamayacak, bunların güvenliğini gerekirse siz, gerekirse biz beraber sağlayacağız. Herkes kendi ülkesinde huzur içinde yaşayacak'."

'5 yıl içinde Türkiye, farklı bir Türkiye olacak'

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:
"Sizlerin oylarıyla Allah nasip eder de iktidar olursak önce milletin rahatlaması lazım, ilk 6 ayda milleti rahatlatacağız. Pandemi döneminde esnaf büyük sıkıntılar çekti, bankalardan kredi alındı, esnaf kefalet kooperatiflerinden kredi alındı, faizler birikti, geliri yok, ödeyemiyor. Bütün o faizleri sileceğiz. Tüm faizleri sileceğiz ana parayı da makul şekilde taksite bağlayacağız. Aynı şekilde çiftçi perişan oldu. Ziraat Bankasından, diğer bankalardan veya Tarım Kredi Kooperatiflerinden borç aldı. Faizi ödeyemiyor, yüksek faiz. O faizi de sileceğiz."
Suriye'deki Süleyman Şah Türbesi'nin sahibinin Türkiye Cumhuriyeti Devleti olduğunu hatırlatan Kılıçdaroğlu, "Süleyman Şah Türbesi'ni kaçırdık, toprağımızı da terk ettik. Cumhuriyet tarihinde ilktir, toprağımızı terör örgütüne teslim edip, kaçtık. Allah nasip ederse Süleyman Şah Türbesi'ni tekrar oraya götüreceğiz ve oraya kendi bayrağımızı dikeceğiz" diye konuştu.
Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:
"5 yıl içinde Türkiye, farklı bir Türkiye olacak, bölgesinin en güçlü, en dinamik, en enerjik ülkesi olacak. 5 yıl içinde sığınmacı, mülteci sorunların tamamını çözeceğiz. 5 yıl içinde milyonlarca istihdam alanı yaratmak zorundayız. Bütün yatırımlar İstanbul'a. Kardeşim bu ülkenin Siirt'i, Hakkari'si, Bingöl'ü, Giresun'u, Çankırı'sı yok mu? Niye buralara da yapmıyorsunuz. Bütün bunların tamamını düzelteceğiz, göreceksiniz. Türkiye'de yatırımı da dengeli dağıtmak zorundasınız."

Başörtüsü değerlendirmesi: 'Türkiye'de bu sorun bitmiştir, bana güvenmiyorsanız Temel Bey'e güvenin'

Öte yandan T24'ten Eray Görgülü'nün haberine göre geçmişte başörtüsü ile ilgili yanlış yol izlendiğini ve bugün bu yanlıştan dönüldüğünü ifade eden Kılıçdaroğlu, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Hepinize teminat veriyorum, nerede başörtüsü nedeniyle sıkıntı yaşıyorsanız, ötekileştiriliyorsanız bana haber verin, bana gelin. Kadının kılık kıyafetiyle neden uğraşıyorsun? Türkiye'de bugün başörtüsü meselesi bitmiştir. Bundan sonra da böyle sıkıntı olmaz. Geçen bir toplantıda birisi, 'Siz iktidara gelirseniz, başörtüsü yasağını yeniden getirirsiniz' dedi. 'Ya bırakın Allah aşkına, hadi bana güvenmiyorsunuz, Temel Bey'e (Karamollaoğlu) de mi güvenmiyorsunuz? Ona güvenin' dedim."
Yorum yaz