Boğaziçi Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı bölümü akademisyeni Doç. Dr. Erol Köroğlu, Boğaziçi Üniversitesi bileşenlerinin rektör atamalarına karşı eylemlerini ve üniversiteye rektör olarak atanan Prof. Dr. Naci İnci hakkında görüşlerini RS FM’de Ali Çağatay’la Seyir Hali programında anlattı.
‘Rektörlerin memur biçiminde atanmaya başlandığını gördük’
Doç. Dr. Köroğlu, mevcut rektör belirleme sisteminin nasıl meydana geldiğini “Türkiye’ye baktığımız zaman 1980 faşist diktasından sonra kurulan Yükseköğretim Kurulu ile gelmiş bir yanlış eğitim sistemi var. Bir laf vardır ‘Yanlış hayat doğru yaşanmaz’ diye. Biz 50 senedir yanlış hayatı doğru yaşamaya çalışıyoruz. Sonunda ne gördük? 2016 yılında zaten problemli olan bir üst yönetici rektör seçme sisteminin, yalnızca öğretim üyelerine dayanan bir sistemin kaldırıldığını ve rektörlerin memur biçiminde atanmaya başlandığını gördük” diye aktardı.
‘Doğru olanı biliyoruz ve bunu yaşayamıyoruz’
2016’da atamanın neden tepki ile karşılanmadığını açıklayan Doç. Dr. Köroğlu, Prof. Dr. Melih Bulu’ya olan karşılığı “2016’da ortalık karışıktı. Dolayısıyla çok fazla sesimizi çıkarmadık ve bizden birinin atanması yüzünden de sustuk, oturduk. 2021 başına geldiğimizde ne gördük? Bir acayip, ne olduğu bilinmez, tuhaf insanın ‘çat’ diye başımıza rektör atandığını gördük. O zaman ‘Artık bir dakika, doğru olanı biliyoruz ve bunu yaşayamıyoruz’ diye ayağa kalktık. Rektörlüğe arkamızı döndük. ‘kabul etmiyoruz, vaz geçmiyoruz’ dedik” diye açıkladı.
‘Tüm Türkiye’de rektör belirleme süreci değişmelidir’
Doç. Dr. Köroğlu, Melih Bulu’nun görevden alınması konusunda “Orada bir üniversitenin bileşenleri olduğunu hatırladık: Hocaları, çalışanları, mezunları. Ondan sonra Melih Bulu’nun görevden alındığını gördük. Bu direnişin bir başarısıydı. Orada bir iletişim kurmaya çalıştık. Dedik ki ‘var olan sistem yanlıştır, bir kişinin atamasıyla üniversiteye yönetici belirlenemez’ Tüm Türkiye’de rektör belirleme süreci değişmelidir ve bununla bağlantılı olarak YÖK kanunu değişmelidir, kalkmalıdır. Bunu savunuyoruz” ifadelerini kullandı.
‘Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bizim istediğimiz bir rektörü atamadığını görüyoruz’
Rektörlük seçimi konusunda bir iletişim çabası gösterdiklerini söyleyen Doç. Dr. Köroğlu “Bununla bağlantılı olarak şu anda bu yapılamadığına göre biz size üniversitenin içinden 17 tane yetkin dünyaca ismi olan rektör adayı ismi veriyoruz. Diyoruz ki Melih Bulu yönetiminde çalışmış olan Naci İnci ve Gürkan Kumbaroğlu’na güvenmiyoruz. Yüzde 95 oranında 600 civarında hoca olarak güvenmiyoruz. Bu bir iletişim çabasıydı. Bunun boşa çıktığını gördük. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Naci İnci’yi atamasıyla hiç öyle bizim istediğimiz bir rektörü atamadığını görüyoruz” diye devam etti.
‘Naci İnci, üniversitenin üniversite olarak korunmasını sağlamak için çalışmadı’
Doç. Dr. Köroğlu, Prof. Dr. Naci İnci’ye karşı olan güvensizlik hakkında “Çünkü Naci İnci bir kayyum olarak çalışacağını rektör yardımcısı ve rektör vekili olarak daha önce gösterdi. Üniversitenin üniversite olarak korunmasını sağlamak için çalışmadı. Üniversiteye zarar verdi. Naci İnci bir öğretim üyesini dünyaca ünlü olan 14 yıldan fazladır hocalık yapan belgesel yönetmeni Can Candan’ı saçma sapan hukuka aykırı bir metinle işinden etti. Şimdi böyle bir insan bize getiriliyor ve deniyor ki ‘bakın Boğaziçi içinden bir hoca, yetkinliği ve liyakati de var, ünlü bir fizikçi, yayınları var, siz bunu kabul edin’ Biz bunu kabul edemeyiz” diye konuştu.
‘Vazgeçmiyoruz, bütün Boğaziçi bileşenleri olarak bu tavrı sürdüreceğiz’
Doç. Dr. Köroğlu, ‘vazgeçmeyeceklerini’ belirterek rektör seçimi konusunda çözüm önerisinde bulundu:
“Dolayısıyla kabul etmiyoruz, vazgeçmiyoruz. Bütün Boğaziçi bileşenleri olarak bu tavrı sürdüreceğiz. Bu bir sene gerekse de sürdüreceğiz. İki sene, üç sene de sürdüreceğiz çünkü doğru olanın farkındayız. Burada kamu zararı var. Şu sekiz ayda Boğaziçi’ne verilen zarar inanılmaz boyutlarda, bu tüm kamunun zararıdır. Yine de umutla altını çizebilirim. Bir an önce vazgeçmek lazım. Sayın Cumhurbaşkanı Naci İnci’nin atamasını geri alsın veya Naci İnci rektörlüğünü yapamayacağını beyan etsin ve istifa etsin. Gereken biçimde rektör belirlensin. Bu problem çözülsün.”