"İYİ Parti İstanbul İl başkanı Buğra Kavuncu’ya yapılan saldırıya üzüldüm. Ama saldırgan Sinan Oral’ın kısa sürede yakalanmasına sevindim. Ama bu kaygılarımı, endişelerimi gidermeye yetmedi. Hatta daha çok arttırdı. İktidar da muhalefet de demokrasinin bir gereği. Hepimiz bu ülkenin evlatlarıyız. Çok tehlikeli bir kutuplaşmanın içine girdik. Nefret dili düdüklünün altındaki ateşin açılması gibi bu kutuplaşmayı körüklüyor. Bunun tehlikeli bir provasını Altındağ’da Suriyelilerin ev ve işyerlerine yapılan saldırıyla gördük. O yeni bir 6-7 Eylül planlayanların güçlerini test ettiği bir provaydı. Etki ajanlarının fitilini ateşlediği tehlikeli bir provokasyondu."
'Kaos ortamı sonrası demokratik rejim tehlikeye girdi'
'Kaos ortamının yeniden yaratılmak istendiğine' dikkat çeken Selvi, "Bunlar hayra alamet şeyler değil. Biz geçmişte bu filmi çok gördük. Ama filmin sonu bizim açımızdan hep felaket oldu. Bir süredir eski kaos ortamının yeniden yaratılmak istendiğini görüyorum. Bu tür ortamlar her zaman gayri nizami yapılara bekledikleri fırsatı verir. Bu tür iklimlerden her zaman uluslararası istihbarat servisleriyle onların içimizdeki aparatları yararlanır. Geçmişte hep böyle oldu. Şimdi de göz göre göre bir istikamete doğru savrulmak isteniyoruz. Kutuplaşma ve gerginlikleri siyasi saldırılar hatta suikastlar takip etti. Bu süreçlerin sonunda demokratik rejim tehlikeye girdi. Ağır bedeller ödedik, gençlerimizi, geleceğimizi kaybettik. Gerilim ortamını körükleyenlerin bir siyasi hedefi olduğunu gördük. Kutuplaşmayı kaosa çevirip, organize yapıları sahaya sürüp, kardeşi kardeşe kırdırıp, tehlikeli bir oyun oynadılar. Benim kaygım ondan. Belli ki eski oyunlar yeniden sahnelenmek isteniyor. Bu tuzağa düşmemek, bu oyunları boşa çıkarmak gerekiyor. Bu tür zamanlarda sağduyulu olmak gerekiyor. Kutuplaşmanın körüklendiği dönemlerde kucaklayıcı olmak gerekir" dedi.