Sputnik’in medya partneri olduğu 15. Uluslararası Savunma Sanayii Fuarı IDEF’21 devam ediyor. Burada Sputnik’in sorularını yanıtlayan STM Genel Müdürü Özgür Güleryüz, ürünleri hakkında merak edilen soruları cevaplandırdı.
BM raporunda Kargu-2 vurgusu
Birleşmiş Milletler kararıyla kurulan Libya Uzmanları Paneli, Libya'daki gelişmelere dair 8 Mart'ta Güvenlik Konseyi Başkanlığı'na 548 sayfalık bir rapor sundu. Uzmanlar raporda 27 Mart 2020'de Libya Ulusal Mutabakat Hükümeti’nin ‘Barış Fırtınası Operasyonu'nu başlatmasının ardından geri çekilmek zorunda kalan Hafter güçlerine Kargu-2 ile saldırılar düzenlendiğini öne sürdü. Raporda, şu ifadelere yer verildi:
"Öldürücü otonom silah sistemleri, operatör ile veri bağlantısına ihtiyaç duymadan saldırı düzenleyecek şekilde programlanmıştı: Bu gerçek bir 'ateşle, unut ve bul' özelliğiydi.”
BM raporunda yer verilen bu gelişme dünya medyasının yoğun ilgisiyle karşılaştı. AXIOS, ‘Katil robotların çağı çoktan başlamış olabilir’ başlığıyla duyurdu. New Scientist dergisi, "Drone'lar ilk kez insanlara tamamen otonom olarak saldırmış olabilir" ifadesine yer verdi.
STM Genel Müdürü Özgür Güleryüz Sputnik'e konuştu.
© Sputnik / Burcu Okutan
‘Biz tam aksini iddia ediyoruz’
Sputnik’e bu haberleri değerlendiren STM Genel Müdürü Güleryüz, “Kullanıcı kararı olmadan bu ürünlerin saldırı yapması mümkün değil. Mutlaka karar veren bir kişi var ve bu ürünler o kişinin doğru karar vermesini sağlıyor” dedi. Güleryüz, şunları ekledi:
“Bizim ürünlerimizde otonom özellikler daha çok navigasyona yönelik. Belirlenen noktalara İHA’larımız otonom olarak hareket ediyor. Aslında tehlike değil, tam tersine bir durum var. Belirli bir mesafade aşağıda dost mu, düşman mı, nasıl bir birlik var konularını değerlendirebilmeniz için çok daha fazla kolaylık, gerçekten görüp doğru hedefe doğru saldırıyı gerçekleştirmeyi sağlayan sistemler. Örnek veriyorum, bir yerde düşman hedef var. Nasıl saldırırsınız ona? Ya havan topu gibi mühimmat atarsınız ya da Kargu gibi bir alternatifiniz var. Belirli bir metrede yukarıdasınız, elinizde bir görüntü var, kamera var, yakınlaştırma yapabiliyorsunuz. Gerçekten dost mu düşman mı olduğunu seçebiliyorsunuz. Bunun gerçekten düşman olduğuna karar verince doğru hedefe sizin saldırmanızı sağlıyor. Aslında BM raporundaki açıklamalar bir şekilde farklı yansıtıldı. Biz tam aksini iddia ediyoruz.”
‘TSK’nın bu konuda ne kadar hassas olduğunu bütün dünya kamuoyu biliyor’
Peki, bu haberlerin yapılmasının arka planında ne var? Güleryüz’ün bu konu hakkında açıklamaları ise şöyle oldu:
“Kişisel görüşüme göre bu algının sebebi bizlerin yüksek teknolojili ürünler yapabiliyor olması. Bunun muadili olan ve yıllardır kullanılan ürünler var ancak bugüne kadar böyle haberler olmamıştı. Fakat STM’nin geliştirdiği bu teknolojilerle özellikle yurt dışında ciddi bir pazar oluştuğu için belki de biraz STM’nin Türk savunma sanayisinin önünü kesmek için yanlış algıya yönlendirilerek kullandırılabiliyor diye düşünüyorum. Biz bu ürünleri Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) için geliştiriyoruz ve TSK’nın bu konuda ne kadar hassas olduğunu bütün dünya kamuoyu biliyor.”
‘IDEF’te ihracat potansiyeli olan ürünlerimizi ön plana çıkardık’
Güleryüz, IDEF’21 katılımları hakkında ise şunları söyledi:
“İhracat potansiyeli olan ürünlerimizi ön plana çıkarmaya çalıştık. MİLGEM’de çok önemli rollerimiz var. İlk 4 gemiyi Deniz Kuvvetlerimizle beraber STM’nin katkılarıyla beraber gerçekleştirildi. 5. gemi TCG İstanbul fırkateyni de STM ana yükleniciliğinde üretiliyor. Pakistan’la denizaltı modernizasyonu faaliyetlerimiz devam ediyor. Ukrayna ile bir sözleşmemiz oldu. Teknoloji transferi ve gemi yapımını da içeren faaliyetlerimiz var. Onun dışında taktik İHA ürünlerimize ihracat konusunda çok fazla ilgi var. Çok ciddi bir potansiyel olduğunu düşünüyoruz.”