TÜRKİYE

Prof. Dr. Erkut: Üniversite sınavında barajın önceden belirlenmesi yanlış

Üniversiteye girişte baraj puanlarının düşürülmesini MEF Üniversitesi’nden Prof. Dr. Erhan Erkut, RS FM’de Atilla Güner’le Akşam Postası’na yorumladı. Prof. Dr. Erkut, “Başarısızlığın sorumlusu öğrenciler değil. Sınavlar standart olsaydı o zaman sabit baraj kullanılması doğru olurdu. Barajın önceden belirlenmesi yanlış” dedi.
Sitede oku
İşte Prof. Dr. Erkut’un değerlendirmelerinden satırbaşları:

'Başarısızlığın sorumlusu öğrenciler değildir'

“ABD’de TOEFL yapılıyor, SAT yapılıyor ve bu sınavların hepsi standart düzeydedir. Seneden seneye bu sınavların ortalaması değişmez. Bunu yaparsanız sabit baraj kullanabilirsiniz. Türkiye’de geçen sene ile bu seneyi karşılaştırdığımızda AYT’de doğru cevap ortalaması 46’dan 30’a düştü. Ya sınavları zorlaştırdılar ya da pandemiden dolayı herkesin performansı düştü. Yüzde 36’lık düşüş var ve bu durumda barajı sabit tutamazsınız. Başarısızlığın sorumlusu öğrenciler değildir.”

'250 bin öğrenciye 'sen işe yaramazsın' denilemez'

"Barajın önceden belirlenmesi yanlış. Ya barajı standart hale getireceksiniz 180’de kalacak, sınav notlarını standardize etmiyorsanız da barajı, sınav notlarına göre oynatacaksınız. Bunu yapmazsak 250 bin öğrenciye 'sen işe yaramazsın, üniversite okuyamazsın' demiş oluyorsun. Üniversitelerdeki kontenjan açıklarına da ne yaparsınız yapın demiş oluyorsun. Bu kaynak israfıdır. Hem devlet hem vakıf üniversitelerinde çok ciddi açıklar olacaktı eğer bu değişiklik olmasaydı. Pandemi döneminde gençlerin puanı düştü diye 250 bin kişiyi üniversite dışında bırakmak problemi çözmüyor. 5-10 seneye yayılarak yavaş yavaş yapılması gerekiyor. Her sene 19 bin İlahiyat mezununa ihtiyacı var mı bu ülkenin? Siyaset Bilimi 18 bin. Bütün kontenjanlarımız şişik. Piyasaya uygun planlamış olsak 3.5 milyonluk üniversite kitlesi 1.5 milyona düşer. Pandemi oldu diye kontenjanı 250 bin azalttık demek olmaz, böyle bir değişiklik olamaz. Bunu hiçbir ülke kabul edemez. Yapılan kesinlikle doğrudur ama uzun vadede üniversite kontenjanlarını rasyonalize etmesi gerekir."

'Bir politikacı çıktı 'değişmeli' dedi ve değişti'

“550-850 bin arasından öğrenci alan vakıf üniversiteleri perişan olurdu. Bazı üniversiteler tamamen o kesimden öğrenci alıyordu ve kapanmak durumda kalabilirdi. 250 bin öğrencinin 50 bini vakıflardan kaybolacaksa 200 bini devlet üniversitelerden kaybolacaktı. Bu da kaynak israfıdır. Sınavın çok zor olduğunu ben de dahil bütün ölçme ve değerlendirmeciler söyledi ama bir politikacı çıktı ‘’bu değişmeli’’ dedi değişti. Politikacının buradan kredi almaya çalışmasını popülizm olarak görüyorum.”
Yorum yaz