Aşısız vatandaşların oranının yüksek olması ve varyantların etkisiyle pozitiflik oranının yükselmesi salgında yeni bir pik ihtimalini gündeme getirirken Sağlık Bakanlığı Koronavirüs Bilim Kurulu Üyesi ve İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Serap Şimşek Yavuz, salgına açıklamalarda bulundu.
Salgına ilişkin konuşan Sağlık Bakanlığı Koronavirüs Bilim Kurulu Üyesi ve İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Serap Şimşek Yavuz, “Halen enfeksiyonun bulaşmasını engelleyecek oranda toplumda bir aşılama oranı yok. Halen maskemizi takmalıyız halen kalabalık ortamlara girmemeliyiz, açık havada bile olsa kalabalık ortamda yakın temastan kaçınmalıyız. Hele ki aşısızsak bunların hiçbirini yapmamalıyız. Çok riskli bir dönemdeyiz. Delta varyantı dediğimiz varyant gerçekten çok bulaşıcı, böyle kritik bir dönemdeyiz. Önümüzdeki günler biraz sıkıntılı olacak gibi görünüyor. Eylül ekimden çok ağustostan kaygılıyım. Eylül ekime kadar aşı oranımız baya artacak diye tahmin ediyorum. Şu andakinden 2 kat belki 3 kat kadar artmasını bekliyorum. Ağustos’ta şu andaki yüzde 30’luk toplum bağışıklığı oranımızla bu enfeksiyonun yayılmasını kesemeyiz. Ağustos çok daha sıkıntılı görünüyor benim açımdan bu hızla giderse on günde bir ikiye katlanacak enfeksiyon oranı” dedi.
'Hızla çoğalacak piki Ağustos'ta yaşayacağız'
Salgında önemli bir noktaya gelindiğinde ifade eden Prof. Dr. Yavuz, “Şu an gerçekten kritik bir noktadayız, aslında aşısızların salgını haline geldi bu salgın. Türkiye’de de dünyada da hastalananların büyük çoğunluğunu şu anda aşısızlar oluşturuyor. Ölenlerin neredeyse tamamı aşısızlardan oluşuyor. Aşılanmak salgının hızını kesmek açısından da çok kritik. Hızla çoğalacak, bu rakam artacak yani ağustos ayı tehlikeli bir ay oluyor bu durumda. Hem aşımız düşük hem hızlı yayılan bir varyant var elimizde, bu piki ağustosta yaşayacağımızı tahmin ediyorum. Yeterince insanı aşılarsak eylül ekimden daha ümitliyim. Bulaştırma zincirini kıracak önlemler almak zorundayız. Ya aşı olacak bu insanlar, hayır ben aşı olmuyorum diye ısrar ediyorsa o zaman da mutlaka test yaptırarak belirli yerlere girmesi gerekir diye düşünüyorum. O nedenle böyle uygulamalara geçmemiz gerekecek gibi gözüküyor. Hastalık var mı yok mu göstermek için PCR testini kullanmaları gerekecek. Buna ihtiyaç olduğunu düşünüyorum. Aşısızsa bir insan ve toplu bir ortama girecekse en azından PCR testinin negatif olduğunu göstermesi gerekir. Yoksa başka türlü bu kadar bulaşıcı bir virüsle başa çıkmamız mümkün değil” diye konuştu.
'Önce okullar açılmalı en son okullar kapanmalı'
Salgında en son kapatılacak alanların okullar olduğunu belirten Prof. Dr. Yavuz, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bizim esas önceliğimiz okullar olmalı şu an, okulları açmak için elimizden ne geliyorsa yapmamız gerekiyor. Bu çocukların bir gün daha eğitimden uzak kalacak durumu kalmadı her anlamda. Bunun için de yazdan itibaren hazırlık yapmak gerekiyor. Çocuklarda da aşı yapılabilir, belli yaş gruplarına inebilir. Çünkü ruhsat aldı çocuklarda da belirli yaş gruplarında birincisi o olabilir. İkincisi okullarda test yapmak, hızlı testlerle. Test dışında okulda alt yapının iyileştirilmesi, havalandırma sistemlerinin nasıl olacağının belirlenmesi. Bir kısıtlamadan sonra ilk açılması gereken şey okullar olmalı son kapanması gereken şey okullar olmalı. Bizde maalesef böyle olamadı, bir eleştiri olarak kendimize yapmamız gerekiyor. Biz de genellikle ilk okullar kapatıldı en son okullar açıldı gibi oldu. Önümüzdeki süreçte bunu böyle yapmamamız gerekir. Önce okullar açılması en son okullar kapanmalı.”
'Hastanelere başvuran hasta sayısı katlanarak artıyor'
Prof. Dr. Yavuz, “İstanbul gerçekten şu anda enfeksiyon oranı çok arttı, biz kendi kurumumuzda da görüyoruz. Hem test pozitiflik oranı çok arttı hem başvuran hasta sayısı katlanarak da artıyor her geçen gün. Delta etkisi bu, ağustos ayımız zor geçecek gibi görünüyor. Tam aşılılar, tam aşılı olan insanlarla görüşürken maske kullanmayabilirler. İki doz CoronaVac arkasından BioNTech olmuş ya da iki doz BioNTech olmuş olanlara tam aşılı diyoruz. Yerli aşıyı beklemenin bir anlamı yok gerçekten bunu tüm samimiyetimle söyleyebilirim. Sonuçta elimizdeki aşılar da son derece etkili ve güvenli. Mesela Sinovac da inaktive virüs aşısı bizim aşımız da Sinovac türü bir aşı. Elimizde yerli aşı olması çok çok büyük bir avantaj olacak bizim için, çok destekliyorum ama şu anda yerli aşıyı beklemek için çok akıllıca bir zaman değil. Şu an ilk bulduğunuz aşıyı olmanız gerekiyor. Bilim dünyası bu salgının grip gibi olacağını öngörüyor” ifadelerine yer verdi.“Öneriler içinde hangilerini hangi zaman uygulayacakları konusunda bilgim yok”Dünya Sağlık Örgütü’nün salgınla ilgili önerdiği önlemler olduğunu belirten Yavuz, “Ne gibi kısıtlamaların yapılması gerektiğiyle ilgili tavsiyeleri var, aslında biz bunları öneriyoruz zaten ama salgının yönetimi tabi ki hükumette. Hükumetin tarzı daha değişik oluyor, bu öneriler içinde hangileri hangi zaman uygulayacakları konusunda bilgim yok. Bir önce aşısını olsun insanlar. Salgın maalesef şu anda kötü bir aşamaya girmiş durumda Türkiye’de” dedi.