‘ABD hiçbir zaman Taliban'ı yok etmek gibi bir çabanın içinde olmadı'
"ABD bunu boş bir strateji olarak yapmadı, bir hedefi, hesabı var. Hatta ben birçok yorumumda bunu ‘2.0 Afganistan’ olarak söylüyorum. ABD yeni bir versiyona geçti. Adeta Afganistan politikasını update ve upgrade ediyor. Meseleye Afganistan meselesi olarak bakarsanız anlamsız gelebilir ama bunu Asya jeopolitiği içinde değerlendirirseniz muazzam bir anlamı var. Yakın zamandaki gelişmeler gösteriyor ki ABD’nin attığı adımların hepsinin bir hesabı var, bunu kasıtlı yapmış. Dolayısıyla Trump veya Biden meselesi değil. Trump’ın şahsi meselesi değildi. Bir devlet politikası mıydı diye, mesela Çin’i sorguladık. Evet, bu bir devlet politikasıydı. Trump yaptı, şimdi Biden geldi, uyguluyor. Afganistan meselesi de benzer şekilde bir devlet politikası. Şöyle bir soruyla başlayalım; acaba gerçekten ABD Taliban’la savaştı mı? Gerçekte hedef Taliban mıydı? Olmadığı kesin, 20 yıllık süreci izleyin. ABD bir şekilde Taliban’ın gücünü belli bir noktada bırakmayı hedeflemişti. Bugün gelinen nokta ortada. Hiçbir zaman Taliban’ı imha etmek, yok etmek gibi bir çabanın içinde olduğunu zannetmiyorum. Çünkü 1990’ların ortasında Pakistan’ın desteğiyle Taliban iktidarı aldı, bunun arkasındaki güç kimdi? Pakistan’ın en yakın müttefiki kimdi? Taliban orada en çok kime hizmet etti? Çünkü ne Rusya’yla arası iyiydi ne Çin’le. El-Kaide ve Usame bin Ladin’i Taliban’ın himayesine kim, hangi güç verdi? Ahmet Şah Mesud’u El-Kaide örgütüne kim öldürttü? Çünkü Şah Mesud ABD ile o bölgede uzlaşmıyordu. Bunlardan yola çıkarak, şu soruyu soralım. Bugün IŞİD’i Taliban’ın himayesine kim verdi Afganistan’da? Tarih tekerrürden ibaret lafına geldik. 90’larda El-Kaide veriliyor, 2020’lere geldiğimizde IŞİD Taliban’a himaye olarak veriliyor. Fotoğrafa 30 yıllık bir süreçten bakarsanız, Asya jeopolitiği içinde değerlendirirseniz ABD bir kaotik ortam arayışı içerisinde olduğu görülür."
‘ABD Avrasya coğrafyasını şekillendirmek istiyor, bunu Afganistan’daki şiddeti Orta Asya’ya yayarak yapacak’
‘Çin, ABD’nin Afganistan’da çekilmesini memnuniyetle karşılamadı'
‘Taliban, fotoğraf çektirmenin haram kabul edildiği eski Taliban değil, denge politikası yürüyor’
“Çin’de hala şu tartışılıyor: Acaba Çin Afganistan’a silahlı kuvvetlerini gönderebilir mi? Çin, bu iç işleri ben karışmam diyor ama Vahan Koridoru var, orası çok önemli bir yer. Bu koridora ve sınıra askeri yığınak yapıyor Çin şu anda. Tibet’teki silahlı kuvvetlerin başındaki adamı aldı, Uygur bölgesindeki askeri kuvvetlerin başına getirdi. Tibet bölgesinde başarılı işler yaptığı için aldılar, oraya getirdiler. Böyle deneyimli bir generalin son dönemde risklerin de arttığı bir dönemde burada olmasını istiyorlar. Çünkü Çin bir taraftan da Hindistan’ı gözlüyor. Yani iş sadece Afganistan’da bitmiyor. Geri planda bir de Hindistan’ın Afganistan’a yanaşması var. Taliban o kadar ustalıkla oynuyor ki. Bu bizim bildiğimiz Taliban değil. 2001’deki Molla Ömer’in liderliğindeki eğitimsiz, dünyayı bilmeyen, kapalı Taliban örgütü değil. Önümüzde teknolojiyi bilen, yeni kuşak, nesilden oluşan bir Taliban var. Dünyanı ve bölgeyi okuyan bir Taliban var. Diplomasiyi kullanan bir Taliban var. Hepsinin elinde akıllı telefon var. Daha önce fotoğraf çektirmeye, teknolojiye haram diyen Taliban’dan bambaşka bir Taliban var. Eski Taliban örgütüyle karşılaştırıp şimdiki Taliban’a baktığınız zaman insanlar şaşırıyor. Taliban Hindistan’la da temasa geçti. Bir şekilde Çin’i dengeliyor. Rusya’yla temasa geçti. Bir şekilde ABD’ye mesaj veriyor. Ama son noktada ben şu soruyu soruyorum. ABD’nin son dönemde, özellikle terör örgütlerini devşirip, kara gücüm deyip, yerel savaşlarda, krizlerde, yerel unsurları kullanma politikası bağlamında, Suriye’de gördük, hem IŞİD’i hem YPG’yi kullandı, şimdi Afganistan’daki meseleye bakın, IŞİD’i oraya taşıdı. Burada Taliban’ı da devşirdiği anlaşılıyor. Demek ki Avrasya’da yeni kara gücü Taliban ve onun türevleri. Pakistan Taliban’ı var, Beluci Özgürlük Ordusu var. Belucis Özgürlük Ordusu inanılmaz bir şey, bunun içinde Hindistan Gizli Servisi var, İran Gizli Servisi var, bunları destekliyor. Tüm bunlar aslında Çin-Pakistan ekonomik koridoruna karşı yapılanlar. Geçtiğimiz günlerde Pakistan Taliban’ıyla Belucistan Özgürlük Ordusu ortak bir saldırıda baraj inşaatında çalışan 9 tane Çinli mühendisi öldürdü. Her gün hemen hemen Çin vatandaşlarına karşı böyle saldırılar var. Şimdi Çin kara kara düşünüyor, bu bir beşinci kol faaliyeti olarak karşısına çıkıyor. Bunları keyifle izleyen biri var ama. Washington bunu keyifle izliyor. Washington’ın istediği şey hızlı bir kaosun hakim olması. ABD’nin en iyi yaptığı şey, kaosu yönetiyor gibi gözükmek.”
‘ABD’nin önümüzdeki dönemde bir ulus ve devlet inşası projesi var’
‘Rusya Afganistan meselesinde, coğrafyayı iyi bildiği için bireysel değil, bölge ülkeleriyle hareket ediyor’
“Rusya, bu bölgeyi en iyi bilenlerden olduğu için ileriye gitmiyor, karşı karşıya gelmemeye çalışıyor. Taliban’la görüşüyor ama Afganistan meselesinde Rusya bireysel hareket etmek yerine daha örgütsel, bölge ülkeleriyle beraber hareket etmeyi tercih ediyor. Doğru da yapıyor. Meşrulaştırma meselesi de şu, aslında Batı’nın şaşırdığı, Rusya ve Çin’in eylemleri değil. Esas Batı’nın kızdığı, şaşırdığı Taliban’ın neden Rusya ve Çin’e gittiği. Yani Amerika’nın da beklentisi biz seni iktidara yeniden taşıyoruz, sen de bize orada hizmet edeceksin, bir vekil güç olarak devam edeceksin. Taliban iyi okuyor, bölgeyi de dünyayı da. Dolayısıyla Rusya ve Çin faktörünü göz ardı etmedi. Onlarla bir denge, pazarlık koruyor. Çin ile Rusya Şangay İşbirliği Örgütü’nü devreye soktular. Bu örgütün 2005 yılından beri Afganistan’da temas grubu var. Şangay İşbirliği Örgütü de gözlemci ortak. Şangay İşbirliği Örgütü’nde 4 tane dışişleri bakanı, Türkmenistan dışarıda, Kırgızistan, Tacikistan ve Kazakistan. Özellikle Kırgızistan ve Özbekistan sınır paylaşımı nedeniyle, Türkmenistan da var ama bu Sergana Vadisi, Özbekistan İslami Hareketi’nin bağları, Tacikistan meselesi, Kırgızistan’ın da en zayıf bölge olması itibariyle uzmanlar şunu diyorlar. Vahan Koridoru’ndan IŞİD veya Taliban Uygur bölgesine sızamaz diyorlar, bu coğrafi olarak uygun değil, hayatta kalamazlar. Ancak Kırgızistan üzerinden çok rahat geçerler diyorlar. Başka bir rota gösteriliyor. Kırgızistan’ın ister istemez burada jeopolitik önemi artıyor. Bu bağlamda da Orta Asya ülkeleri alarma geçmiş durumda. Rusya Kolektif Merkezi Anlaşma Örgütü, Rusya’nın NATO’su olarak da adlandırılıyor. Bu örgütün belki önümüzdeki dönemde daha çok öne çıkacağını düşünüyorum. Şangay İşbirliği Örgütü’nün askeri caydırıcılığı yok. Bunu Rusya çok istedi başında beri, fakat Çin’in bir geleneksel politikası var, askeri paktlara girmeme, bunun savaşın ana nedeni olduğu üzerine bir felsefi inancı var. Böyle bir coğrafyada askeri caydırıcılığınız olmadığı sürece terörle mücadele edemezsiniz. Şangay İşbirliği Örgütü’nün temel felsefesi terörizmle mücadele, bölücülükle mücadele ve aşırıcılıkla mücadele. Müslüman ülkelerle ilişkilerinin bozulmasını istemedikleri için aşırıcılık olarak nitelendirdiler, radikal İslam demediler. Şangay İşbirliği Örgütü’nün diğer üyeleri de öyle. Rusya daha düşük bir profilden bu işi, daha diplomatik olarak, müzakere yoluyla, Çin’le arasında arabulucu olabiliriz dediler. Burada mesele, Avrupa ve ABD, Çin ve Rusya ile bir araya gelebilecekler mi? Böyle bir şey önerildi ama henüz cevap gelmedi Amerika’dan. Pakistan’ın da dahil olduğu süreç yapalım dendi. Bekleyip göreceğiz ancak gidişat olumlu değil. Afganistan muazzam jeopolitik bir karadelik haline gelecek Brzezinski’nin dediği gibi.”