Enflasyon Araştırma Grubu (ENAG) Yöneticisi Prof. Dr. Veysel Ulusoy, Merkez Bankası’nın açıklanan enflasyon raporunu, ekonomik krizden çıkış yollarını ve Türkiye’de kaynak kullanımını Ali Çağatay’la Seyir Hali programında değerlendirdi.
Prof. Dr. Ulusoy, ENAG’ın enflasyon hesaplamada kullandığı veri miktarını ve ileriye dönük veri hedeflerini “Bir yıldan beri biz ENAG olarak enflasyonu günlük yerine göre de sabit topluyoruz ve hesaplıyoruz. Hesaplıyoruz diyorum zira aylık 7 milyon veriyle enflasyon artık tahmin edilmiyordur; hesaplanıyordur. Birinci yılımızın sonunda bizim amacımız bir aylık kısa bir zamanda bu veri setini 30 milyona çıkarmak. Bunu şu anda simüle ediyoruz” diye açıkladı.
‘ENAG’ın verdiği enflasyon verileri ile sizin hissettiğiniz enflasyon hemen hemen birebir uyuşuyor’
ENAG’ın ölçtüğü enflasyon değerlerinin hissedilen enflasyon ile uyuştuğunu söyleyen Prof. Dr. Ulusoy, yükselen bir enflasyon ölçümünde üzüldüklerini belirtti:
“ENAG’ın verdiği enflasyon verileri ile sizin hissettiğiniz enflasyon hemen hemen birebir uyuşuyor ama yükseklerde olması bizi üzüyor. Yüzde 40’lara doğru tırmanan ÜFE’de, yaşadığımız yüzde 45’leri yansıtan bir TÜFE enflasyonunun pek sevilecek bir tarafı yok ama en azından verilerin halkın duyguları ile uyuşması bizi sevindiren tek taraf diyelim.”
‘Merkez Bankası Başkanı’nın enflasyonun yüzde 30’ları aştığını doğrudan söylendiğini ilk defa duyduk’
Merkez Bankası Başkanı’nın enflasyon açıklamasının doğrudan bir üslup içermesine dikkat çeken Prof. Dr. Ulusoy “Merkez Bankası Başkanı’nın ağzından biz resmi olarak enflasyonun yüzde 30’ları aştığını dün öğrendik. Bu güzel bir gelişme çünkü doğrudan söylendiğini ilk defa duyduk. Türk lirasındaki erimenin dolar veya Euro karşısında yüzde 30 olmadığı halde yüzde 19-20’lerde olduğu halde herkesin her ürüne yaptığı zammın yüzde 30’u aştığını belirtmesi enflasyonun da yüzde 30’dan fazla olduğunun bir kanıtı” ifadelerini kullandı.
‘Krizden çıkış yolu ücretlere inanılmaz derecede zam yapmaktır’
Prof. Dr. Ulusoy, aynı anda iki kriz gerçekleşen toplumlarda krizden nasıl çıkılabileceğini “Katma değer yaratmayan bir toplumda enflasyonun yüksek olması beklenen bir durumdur ama aşağıya çekerek verdiğimiz enflasyon oranı üzerinden halka zam verirsek baştan krizden çıkmama fikrini kabul etmiş oluruz. Bir toplum belirli zamanlarda çift kriz yaşıyorsa (2018 krizi üzerine pandemi krizi) bunun çıkış yolu ücretlere inanılmaz derecede zam yapmaktır ya da halka karşılıksız para dağıtmaktır. Biz bunun hiçbirini yapmadığımız gibi hissedilen enflasyonu baskılayarak aşağılarda belirleyip zammı enflasyon oranında büyümesiz olarak insanlara vermeye çabalıyoruz. Bu durumda katmerli bir fakirleşme oluyor” diye aktardı.
‘40 milyar doları seçim için barajlara, yollara yatırım yaparsanız halk fakirleşir’
Prof. Dr. Ulusoy, kaynakların Türkiye gibi bir ülkede nasıl dağıtılması gerektiği konusunda, şunları söyledi:
“Bizim gibi ekonomilerde kaynakların nasıl dağıtılması gerektiğini anlatayım. Bizim ek gelir olarak yıllık katma değerimiz 40 milyar dolar, yüzde 5’lik reel büyüme ile 800 milyar dolar bir ekonomide 40 milyar dolarlık ek katma değer yaratıyoruz. Bu 40 milyar dolar eğer boyunuzdan büyük seçim bahanesiyle kazanmak için o 40 milyar doları barajlara, yollara yatırım yaparsanız halk fakirleşir. Yarısının halka yarısının sermayedara yatırım, tasarruf ve benzeri şekilde gitmesi gerekir.”