İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Coğrafya Bölümü Öğretim Üyesi ve Türk Coğrafya Kurumu Başkanı Doç. Dr. Ahmet Ertek Türkiye'de bulunan aktif buzulları anlattı ve “Hala aktif olan buzulları biz ya Doğu Karadeniz Dağlarımız üzerinde, Kaçkar, Verçenik’ler üzerinde görüyoruz. Ya Orta Torosların doğusu dediğimiz Aladağlar, Bolkarlar üzerinde görüyoruz. Ya da bizim gitmiş olduğumuz Hakkari Buzul Dağları; yani Cilo, Sat, Mor Dağlar gibi, Hakkari Buzul Dağları üzerinde bu yörede güncel buzulları görüyoruz” dedi.
Ertek ve beraberindeki coğrafya öğretmeni, kurum üyeleri ve doğaseverlerden oluşan 30 kişilik ekip geçtiğimiz günlerde 'Hakkari Buzul Dağları' olarak isimlendirdikleri alanda saha çalışması yaptı. Ertek, “Hakkari Buzul Dağları diye bir genelleme yaptık, aslında böyle bir genelleme yapılmaz ama zaman zaman biz coğrafyacılar daha güzel ve güncel isimler koymaya çalışırız, işlerimizden biri de bu etimolojiyi iyi kullanmaktır” dedi.
Uzunluk dört kilometreden 900 metreye düştü
Ertek, araştırmalarını Suppa Durek, güncel ismiyle adını orada 70 yıl önce araştırma yapan Sırrı Erinç’ten alan Erinç Buzulu’nda yaptıklarını belirtti. Ertek’in verdiği bilgilere göre;
"Erinç Buzulu’nun uzunluğu 1948’de Sırrı Erinç tarafından dört kilometre olarak ölçüldü. 2017’de Gazi Üniversitesinde yapılan bir yüksek lisans tezindeyse, uzaktan algılama sistemiyle, 1300 metre olarak ölçüldü. Ertek ve ekibinin yaptığı ölçüm ise 900 metre civarında. Buzulun kalınlığıysa bugün ortalama 40 metre."
Ertek, buzulun aşındırdığı buzul çanaklarının (sirk çanakları) içine çekildiğini söyledi ve en sonunda buzulun bu çanağın içinde eriyip buz gölüne dönüşeceğini belirtti.
Erime hızı yaklaşık iki katına çıktı
TRT Haber’in aktardığına göre Ertek, '1948’de Erinç ve 2016’da Varol tarafından yapılan ölçümleri hesapladığında 68 yılda buzulun erime hızının yılda 40 metre olduğunu; 2016 yılından, bu yıla kadar yaptıkları ölçüme göre ise erime hızının son 5 yılda iki katına yani 80 metreye çıktığını' belirtti. Her yıl ortalama 40 metre eriyen buzul, artık her yıl 80 metre eriyor.
Buzul eridikçe yörede neler oluyor?
Ertek şöyle aktarıyor:
“'Bataklıkta eski kuşlar yok hocam’ dedi yöre insanı. ‘Bataklıkta eski sazlar yok hocam’ dedi. Sadece Yüksekova’da ilk gün… İkinci gün Sat Dağları’na çıktık. ‘Göl seviyeleri yüksek hocam’ dediler. ‘Niye yüksek’ dedik. ‘Hocam, buzulların erimesi göl seviyelerini yükseltti’ dediler.” Üçüncü gün Cilo Dağı’nda, bir sonraki fotoğrafta görülen buzul erimesiyle ortaya çıkmış şelalelerle karşılaştıklarını anlatıyor: “Yani buzulu, güncel buzulu daha aktif olarak görmemiz gerekirken buzulun eridiğine dair onlarca şelale gördük bu buzuldan gelen. Dolayısıyla burada buzulun çok hızlı eridiğini aynı zamanda buzulun dağa dayandığı yerin ise dayanamayıp 40-50 metre derinliğinde dağ yarıkları oluşturduğunu gördük.”
Erime durdurulabilir mi?
Bu şartlar altında erimenin devam ettiğini söyleyen Ertek, İtalya’da Alplerde benzer bir durumda erimeyi durdurmak için buzulların üzerine nano tekstil örtüler ve beyaz muşambalar serildiğini belirtti ve şunları ifade etti:
"Bu örtüler güneşten gelen ışınların geriye yansıtılmasını sağlayarak buzul erimelerini önlemek için seriliyor. Türkiye’de de böyle bir çalışma yapılırsa, bu örtüler kullanılabilir."
Ertek ayrıca, bu gezinin yapılabilmesine imkan tanıyan Hakkari ve Van Valiliğine teşekkür edip bu incelemelerin yerinde yapılmasının çok önemli olduğunun altını çizdi.