Bakan Soylu, beraberindeki Bakan Yardımcısı Mehmet Ersoy, Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Arif Çetin, Emniyet Genel Müdürü Mehmet Aktaş, Kilis Valisi Recep Soytürk, Hatay Valisi Rahmi Doğan ve diğer yetkililerle Zeytin Dalı Harekatı bölgesinde bulunan Afrin'e geçti.
Burada ilk olarak Afrin İnsani Yardım Merkezi'ni ziyaret eden Soylu ve beraberindekiler, daha sonra Şifa Hastanesi'ne geçerek görev yapan doktorlarla sohbet etti. Ardından Afrin Emniyet Müdürlüğü Kent Güvenlik Yönetim Sistemi Hizmet Binası'nı ziyaret eden Soylu, burada görev yapan güvenlik güçleriyle bayramlaştı, yeni yapılan misafirhanede incelemelerde bulundu.
Son olarak kentteki Polis Özel Harekat Karargahı'na geçen Soylu, burada vekalet verdiği kurbanı kestirdi, polislerin Kurban Bayramı'nı kutladı. Burada polislere hitaben konuşan Soylu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın selamını getirdiğini söyledi.
'Gittikleri hiçbir yere zulüm götürmediklerini, Müslümanlıkla yoğrulduklarını' ifade eden Soylu, "Gittiğimiz hiçbir yeri tarumar etmedik. Hiçbir dine ve inanca zulüm yapmadık. Çünkü Allah'ın emri var. İnsan yaratılmışların en şereflisidir" dedi.
Kötülüğün hiç bir şartta kalıcı olmadığını anlatan Soylu, şöyle devam etti:
Hepimiz Karabağ'ı biliyoruz, orda da kötülük hakim olmadı. Bir taraftar bütün dünyanın gözü önünde Balkanların merkezinde Srebrenitsa'daki katliamları biliyoruz. Batının alnının çatının orası bir kara leke olarak yazıldı. Libya'yı, Filistin'i biliyoruz. Anlaşılıyor ki bizler hakkın tarafındayız, onlar batılın tarafında. Bizler iyiliğin, onlar kötülüğün tarafında.
'Amaçlarının hiçbir zaman menfaat olmadığını' vurgulayan Soylu, şunları kaydetti:
Şu nesli, bu arkadaşlarımızı gelecek nesildeki tarih bir başka yazacak. Diyecekler ki bu kahramanlar bitirdi bu terör meselesini. Bu defteri, onlar kapattı. Yüzyıllar boyunca Allah nasip edecek, arkanızdan dualar okunacak. Sorumluluğunuz, sadece kendine ait bir sorumluluk değildir. Sorumluluk, aynı zamanda kendi milletimizin olduğu kadar etrafımızda olan coğrafyaya sorumluluktur. Batı, bütün derdini doğuya yıkmaktadır. Bu, büyük bir oyundur. Bizi uğraştırıp bizi birbirimize düşürüp kendileri hayatlarına huzur içinde devam etmek istiyorlar. Mış gibi yapıyorlar. Üzülmüş gibi, ilgileniyormuş gibi yapıyorlar. Bunu hepimiz biliyoruz. Ama hiç dertlerinde değil.