Pürselim, 2011’de yayınladığı ilk kitabı Hayat Apartımanı’na ilişkin şunları söyledi:
“İlk kitapta yazar, daha çok kendisini anlatır, zaman içerisinde o malzemeyi tüketir. Zaman içinde yavaş yavaş kendinden uzaklaşır, daha ‘yazar dili’ni bulmaya başlar, İlk kitapta daha farklı bir samimiyet vardır, yazara en yakın kitap, ilk kitaptır. O yüzden Hayat Apartımanı’nın bende yeri çok başkadır.”
Son kitabı ‘Sakarmeke’ ile ilgili de konuşan Pürselim, “Sakarmeke, göçmen bir tatlı su kuşu. Fakat küresel ısınmayla birlikte İstanbul’u, Boğaz’ı mesken bellemiş. Sakarmeke’nin aidiyet, göç, göçmenlik meseleleri de kitapla birlikte kafamı meşgul eden konulardandı” dedi.
Bir yazar olarak sıklıkla toplumsal meseleleri de ele alan Pürselim, “Toplumsal sorunlara ilişkin beni rahatsız eden, huzursuz eden konular ‘yaz beni’ diyor. Bir süre sonra bunları ele alıyorum, bu yüzden toplumsal dertler benim de derdim” diye konuştu.
‘Kadınlar yalnız yaşamayı daha rahat başarıyor’
Pürselim, son kitabından ‘Kitle’ adlı öyküyle ilgili, “Özellikle erkekler açısından bakılınca kimi insanlar evlendiklerinde boşanmak isterler ama boşandıktan sonra da yeniden evlenmek isterler. Kadınlar bana aynı konuda daha dirayetli ve sağlam gibi geliyor. Kadınlar yalnız yaşamayı daha rahat başarıyor fakat erkekler bu konuda daha acemi. Erkekler mutlaka birilerine ihtiyaç duyuyorlar” ifadelerini kullandı.
“Erk meselesi erkeklikten de daha büyük bir sorun” diyen Pürselim, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Erkekler iyi bir dünya kurmayı başaramadılar, kadınların daha iyi bir dünya kuracağına inanıyorum. Fakat erk yani güç, ellerine geçtiğinde, düşündüğümüz gibi bir dünya mı kurulur yoksa erk ile kadınlar da erkekleşir mi? Bunu da tartışmamız gerekir. Erke rağmen erkekleşmeyen kadınlara ihtiyacımız var bizim.”