Mejdunarodnaya Jizn (Uluslararası Yaşam) dergisine demeç veren Ryabkov, 23 Haziran'da İngiliz Kraliyet Donanması'na ait HMS Defender muhrip gemisinin düzenlediği ve Rus güçlerinin uyarı ateşiyle karşılık verdiği provokasyona ilişkin açıklama yaptı.
Ryabkov, "Washington ve Londra, bu tür eylemlerin sonuçlarının derinliğini ve keskinliğini çok iyi biliyordu, vereceğimiz tepkinin niteliğini kesinlikle biliyordu. Buna rağmen gerektiğinde güç metotlarıyla yanıt verme kararlılığımızı bu şekilde test etme yoluna gittiler ve kıyı savunma, havza kontrol sistemimizi açığa çıkarma girişiminde bulundular" dedi.
Bu gerilimin hem İngiltere hem de ABD'ye bir şeyler öğrettiğini umduğunu kaydeden Ryabkov, "En iyisi Karadeniz'deki barışçıl durumu korumalıyız ve Kiev yönetiminin önemli bir bölümünün kapıldığı rövanşist eğilimleri körüllemekle uğraşmamalıyız" ifadelerini kullandı.
23 Haziran'da Rusya'nın savunma yetkilileri, Kırım açıklarından geçip ülkenin karasularını ihlal eden Defender gemisine uyarı ateşi açıldığını ve geminin rotasının bombalandığını duyurmuştu. Rusya tarafından ‘provokasyon’ olarak görülen olayın hemen ardından Moskova’daki İngiliz Büyükelçi, Rus Dışişleri’ne çağrılmıştı.
İngiliz yetkililerse geminin Rusya’nın karasularından değil, Ukrayna’nın karasularından geçtiğini savunmuştu.
Kırım, Ukrayna’daki aşırı milliyetçi grupların eylemlerinin yarımadaya sıçraması ardından 2014’te düzenlenen bir referandum ile Rusya’ya bağlandı. Ancak İngiltere ve diğer Batılı güçler, Kırım halkının kendi geleceğini belirleme hakkını kullandığı bu referandumun sonuçlarını tanımıyor.