İstanbul 34. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya, tutuksuz sanıklar Deniz Doğan Koca, Gülsüm Güner Mağara, Yüksel Pehlevan ile avukatları katıldı.
İddianamenin okunduğu duruşmada, kimlik tespitleri yapılan sanıkların savunmaları alındı.
Savunma yapan sanık Yüksel Pehlevan, söz konusu projede, proje şefi olarak çalıştığını, mesleklerini yapmaya çalışırken bu konu içinde bulunmanın çok üzücü olduğunu belirterek, "Bu, sarı kırmızı şey bir güneşe benzetilecekti ama kenarlar tam olmadı, bu yüzden yıldıza döndü ve yeşil kısım aslında duvarda olacaktı. Sonradan proje bittiğinde kırmızı, sarı ve yeşil oldu." dedi.
Amaçlarının yıldız şeklini değiştirmek olduğunu ve bu işte kendisinin 'söküp yeniden yapalım' deme yetkisinin olmadığını aktaran Pehlevan, "Bir süre tepki gelmedi. Drone ile çekim yapıldıktan sonra bu şekil ortaya çıktı ve tepki geldi. Projede küçük yıldızlar vardı. Duvarda da küçük prens benzeri çizimler vardı ama tepe çekiminde kötü göründü. Ben de suç duyurusundan sonra öğrendim. Ben o sözde bayrak denilen şeyin nasıl göründüğünü bilmiyordum." diye konuştu.
Projede peyzaj mimari olarak çalışan sanık Gülsüm Güner Mağara ise böyle bir davada yargılandığı için çok üzgün olduğunu ve orada aslında güneş yapmaya çalıştığını belirterek, "Aslında orada kullanılan renk kırmızı değil, kiremit kırmızısı olarak geçer. Yıldızın olduğu yer, gezegen konseptli yer, orayı biz boş bir duvar üzerine tasarım yaparız. Proje yapıldığında Yüksel Hanım aradı ve 'Bunu hemen değiştirmemiz lazım. Terör örgütünün bayrağını anımsatıyor.' dedi. Ben o zaman fark ettim. Çocuklar için keyifli ve eğlenceli bir yer yapmak istedik ama konu üzücü bir yere geldi." ifadelerini kullandı.
Projede kontrol mühendisi olarak çalışan sanık Deniz Doğan Koca da ifadesinde, çizimin başka şeylere çağrışım yapacağını düşündüğünü ve bunun için kaldırılması gerektiğini ilgili yerlere bildirdiğini dile getirerek, "Hepimizin de milliyetçi insanlar olduğumuza inanıyorum. Yağmurlar başlayınca kaldırılamadı. Süreç uzadı ve bu konu buralara geldi. Bu konu yüzünden burada olmak, böyle bir terör örgütüyle anılmak onur kırıcı." diye konuştu.
Belediyenin parkın tepeden videosunu çekinceye kadar kimseden bir tepki almadıklarını söyleyen Koca, herhangi bir ihmalinin olmadığını ifade etti.
Savunmaların ardından ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, parkın son halinin fotoğraflarının mahkemeye gönderilmesine hükmederek, eksikliklerin giderilmesi için duruşmayı erteledi.
İddianameden
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nca hazırlanan iddianamede, 8 Kasım 2020'de Küçükçekmece Belediyesi'ne ait sosyal medya hesabından 'Çocuklarımız için parklarımızı yeniliyoruz. İstasyon Mahallesi Atatürk Parkı'nın bakım, onarım ve yenileme çalışmalarını tamamladık.' başlıklı video görselinin paylaşılmasının ardından zemine yapılan boyamanın PKK'nın amblemi ile birebir aynı olduğu iddiasıyla yapılan şikayetler üzerine soruşturma başlatıldığı anlatılıyor.
İddianamede, olayın net bir şekilde aydınlatılması amacıyla PKK'yı sembolize eden görsellerin işlendiği Küçükçekmece Belediyesi'nce yapılan parkın yapım sürecinde bulunan tüm şahısların hukuki lekelenme hakkı da göz önüne alınarak bilgi sahibi sıfatıyla ifadelerinin alındığı aktarılıyor.
Küçükçekmece Belediyesince yapılan parkta PKK'yı simgeleyen sembollerin işlenmesi suretiyle gerçekleşen eylem nedeniyle sanıklar Deniz Doğan Koca, Gülsüm Güner Mağara ve Yüksel Pehlevan'ın 'PKK terör örgütü propagandası yapmak' suçundan ayrı ayrı 1,5 yıldan 7,5 yıla kadar hapis cezasına çarptırılması isteniyor.