Yerli toplulukların iptal edilmesini istediği Kanada Günü protestolara sahne olurken, ABD'de polisin George Floyd cinayetinin tetiklediği Siyah Yaşamlar Önemlidir protestolarında sömürgeci ve kölecilerin heykellerinin yıkılmasına benzer sahneler yaşandı.
Kanada'da asimilasyon için zorla ailelerinden alınarak Katolik yatılı okullarına gönderilen yerli çocukların anısına turuncu giyinen göstericilerin en çarpıcı eylemi, Manitoba eyaletinin Winnipeg kentinde bulunan Manitoba parlamento binası önünde gerçekleşti. Her Çocuk Önemlidir hareketinin üyelerinin düzenlediği protestoda, parlamentonun bahçesine 1904'te yerleştirilen Kraliçe Victoria'nın heykeli halatlar bağlanarak kaidesinden alaşağı edildi.
Kan kırmızısı el izleriyle kaplanarak tahrip edilen heykelin kaidesine "Bir zamanlar çocuktuk. Onları eve getirin" yazılırken, "Biz çocuktuk" yazılı Kanada bayrağı da konuldu.
Bahçenin doğu tarafındaki 2. Elizabeth'in daha küçük heykeli de tepkilerin hedefindeydi.
Sarı iplere sarılarak tepetaklak edilen tahttaki kraliçenin heykeli öylece yerde bırakıldı.
Kanada'daki protestocuların tepkisinden, İngiliz Milletler Topluluğu Başkanı sıfatıyla üye ülkelerin çoğunun kraliçesi konumundaki tahttaki 2. Elizabeth de nasibini aldı.
© REUTERS / SHANNON VANRAES
Eylemler sırasında polisle gerilim yaşandı. Protestocuların cisimler fırlatıp küfürler savurduğu polis, bir erkeği şok tabancası kullanarak gözaltına aldı.
1867'de Amerika'nın kuzeyinde Britanya'nın üç sömürgesinin biraraya gelerek Kanada Dominyonunu kurmalarının kutlandığı Kanada Günü'nde bu kez ülke çapında turuncuya bürünen binlerce kişi yerlileri Avrupalılaştırmak adına Katolik yatılı okullarında kurban edilen çocuklar için anma törenleri ve yürüyüşler düzenledi.
Son haftalarda Kanada Birinci Ulus topluluklarının yerli çocukların zorla asimilasyona gönderildiği eski yatılı okullarda ortaya çıkardığı yüzlerce isimsiz mezara, Kanada Günü arifesinde bir yenisi eklendi.
Çarşamba günü British Columbia eyaletinin Cranbrook kentinde eski St. Eugene Misyonu Okulu'nun arazisinde 182 mezar daha bulunurken, bölgedeki yerli topluluklarından birinin şefi Jason Louie, "Asla kendinizi böyle bir şeyle karşılaşmaya tam olarak hazırlayamazsınız" dedi.
1912'den 1970'lerin başına kadar Katolik Kilisesi tarafından işletilen St Eugene's, Kanada hükümeti tarafından finanse edilen ve dini yetkililer tarafından yönetilen 130'dan fazla mecburi yatılı okuldan biriydi.
Kapsamlı soruşturma sözü veren Başbakan Justin Trudeau, bulunan mezarların 'Kanadalıları yerli halkların karşı karşıya olduğu tarihsel ve süregelen adaletsizlikler üzerinde düşünmeye zorladığını' söyledi.
2015 Hakikat ve Uzlaşı Komisyonu raporuna göre, 1840'lardan 1990'lara kadar 150 bin çocuk yerli ailelerden zorla alınarak ülke çapındaki yatılı okullara gönderildi.
'Kültürel soykırım' diye nitelenen süreçle ilgili rapora göre, bu okullarda yaklaşık 3200 çocuk ölürken, en büyük can kayıpları 1940'tan önce verildi. Bu okullarda 19. yüzyılın sonlarında ve 20. yüzyılın başlarında yüksek tüberküloz ve diğer hastalık vakaları da yaşandı.