DÜNYA

Yusuf Alabarda: 'Türk Demokrasi Projesi' hem FETÖ hem de CIA projesidir

Savunma ve Güvenlik Uzmanı Yusuf Alabarda, ABD'nin S-400 konusunu sürekli gündemde tutmasının bilinçli olduğunu söyledi ve “Pehlivan bildiği minderde güreşir. ABD S-400 dediği zaman, terör örgütleri ile ilişkisinin unutulacağını zannediyor. Böyle bir dünya yok” dedi.
Sitede oku
M5 Savunma ve Strateji Dergisi Ankara Temsilcisi ve Türkiye gazetesi yazarı Yusuf Alabarda, RS FM'de, Sinan Onuş’la Ankara Masası programına konuk oldu. Programda, ABD’de kuruluşunu ilan eden Turkish Democracy Project (Türk Demokrasi Projesi) gündeme geldi. Alabarda projeye ilişkin FETÖ vurgusu yaptı ve şunları ifade etti:
“Bazıları bunu FETÖ projesi olarak görüyor, hiç şüphe yok. Bu hem FETÖ hem de CIA projesi. Argüman ne? Bunların örgüleri belli, bugün tweet atıldı. ABD’nin güvenliği için Türkiye’de demokrasiye ihtiyaç var. 27 Mayıs 1960’ta Türkiye, ABD’nin NATO’ya girmiş en önemli müttefiklerinden, darbe planlanıyor. ABD’nin büyükelçisi Fletcher Warren, Cemal Gürsel ile Türk Silahlı Kuvvetleri içindeki milli subayları ihraç etmek için Türkiye’ye 118 milyon TL yardımda bulunuyor. 15 Temmuz başarılı olsaydı, Türkiye’ye bir darbeci Sisi gelseydi, ABD Sisi’yi karşıladığı gibi altına halılar serip darbeci adamı karşılardı. Dertleri demokrasi değil. Tam tersi, darbeciyi iktidara getiremediği için Recep Tayyip Erdoğan rejimi üzerinden şeytanlaştırma projesini devreye sokmuşlardır. Bu devlet FETÖ’ye de CIA artıklarına da darbe gecesinde dersini vermiştir. 15 Temmuz’da da yapacaklardı, Pensilvanya’dan getirdiklerini İncek’e oturtturacaklardı, bayram düzenleyeceklerdi. Bunu yapamadılar, herkesi şeytanlaştırma projesine vuruyorlar.”

‘ABD S-400 dediği zaman, terör örgütleri ile ilişkisinin unutulacağını zannediyor’

NATO Zirvesi’nin ardından ABD Başkanı Joe Biden ile Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan bir araya geldi. Görüşmenin “olumlu ve yapıcı bir temelde şekillendiği” dile getirildi. Alabarda, ABD ile Türkiye arasında S-400 konusundan ziyade daha derin yapısal sorunlar olduğuna dikkat çekti:
“ABD ile ana eksende sorunların çözülmediğini görüyoruz. Tabii ki Cumhurbaşkanı’nın ‘ABD ile sorunu çözemiyoruz’ açıklaması yapmasını da beklemiyoruz. Diplomasi dili diye bir şey var.  ABD ile NATO zirvesinde dağ fare doğurdu diyebiliriz. ABD ile F-35, S-400 çözülmedi, daha da önemlisi ABD ile Türkiye arasındaki en önemli yapısal sorun diyebileceğimiz terör örgütleri ile ABD’nin ilişkisi devam ediyor ve 15 Temmuz darbesi dâhil, ABD’nin bununla ilişkisi olduğu biliniyor. Bu yapısal sorun çözülmediği takdirde, F-35 ve S-400 sorununun ana belirleyici sorun olduğuna inanmıyorum. Peki, neden ABD sürekli S-400 konusunu gündeme getiriyor? Pehlivan bildiği minderde güreşir. ABD S-400 dediği zaman, terör örgütleri ile ilişkisinin unutulacağını zannediyor. Böyle bir dünya yok. S-400’ler bir ‘Sarı Öküz’dür. ‘Sarı Öküz’ feda edildiğinde, sizin İHA yapmanızı da SİHA yapmanızı da istemeyecekler.”

‘Girit Modeli kabul edilebilir değil’

Alabarda Girit Modeli’nin kesinlikle uygulamaya sokulmaması gerektiğini söyledi ve nedenlerini şöyle açıkladı:
“Girit Modeli, kabul edilebilir değil. Neden? Girit Modeli’ne göre, S-400’leri üçüncü bir NATO ülkesinin deposuna kilitleyelim, böyle bir dünya yok. Türkiye durup dururken Bulgaristan sınırına yığma yapmıyor. İndikatörler var; kırmızı-mavi-turuncu ve yeşil. İndikatör yeşil şu anda. Taarruz yok, gerilim hali yok. Askeri eli tetikte bekletmenin bir anlamı yok. Türkiye hava savunma tehdidi görmüyorsa, S-400ler deaktif konuşlandırılabilir. S-400’ler, testleri geçmiş olarak Türkiye’de kullanıma hazırdır.”

‘Yunanistan, ABD için tampon devlet jeopolitiğinin öznesi’

Yunanistan, ABD ile işbirliğini genişleterek hem ülkedeki Amerikan varlığını artırıyor hem de yeni silahlar alıyor. Son olarak da ABD Senatosu Dış İlişkiler Komitesi, Yunanistan'a yönelik askeri malzeme ve eğitim yardımını öngören yasa tasarını oy birliği ile onayladı. Peki, bu ne anlama geliyor? Alabarda bu soruya özetle şu yanıtı verdi:
‘Tampon devlet jeopolitiği diye bir şey vardır. Sizi, birtakım ülkeleri kuşatmak maksadıyla kullanırlar. Yunanistan, Doğu Akdeniz ve Ege’de Türkiye’yi sınırlandırmak, bu bölgeyi, Rusya’ya giden yolu kontrol etmek maksadıyla, tampon devlet jeopolitiğinin öznesi haline geliyor.”

‘Paşinyan tekrar seçilebiliyorsa Ermenistan halkı Türkiye ve Azerbaycan ile barışalım diyordur’

Programda; İran, Ermenistan ve İsrail seçimleri ve sonuçları da gündeme geldi. Alabarda özellikle Ermenistan seçimlerinin Başbakan Nikol Paşinyan için önemli mesajlar taşıdığını savundu:
“İsrail, kendi insanı için gelişmiş bir ülke, demokrasi ile yönetilen bir Yahudi devleti. Şu anki hükümet gider, farklı bir hükümet kurulur ama İsrail’in kendi planı vardır. Ermenistan’da herkesin beklediği Paşinyan’ın kaybedeceğiydi. Yüz kızartıcı mağlubiyete rağmen Paşinyan tekrar seçilebiliyorsa Ermenistan halkı, ‘Türkiye ve Azerbaycan ile barışalım’ diyor. Ermenistan ile Türkiye’nin yakınlaşmasını kim istemez? Bunu İran istemez! Rusya’nın isteyeceğini düşünüyorum. Kafkasya’da barış getirir ama Batı buna engel koyar.”

‘Batı Altılı Platform’un önüne engeller koyar’

Erdoğan ve Azerbaycan Devlet Başkanı İlham Aliyev’in Altılı Platform önerisini de “Bu altılı kurulabilirse, önemli bir ticaret hacminin kapısı demektir” şeklinde değerlendiren Alabarda, şunları kaydetti:
“İran ile Türkiye, Türkiye ile Azerbaycan arasında önemli bir pazarın kapısını açar ki Batı’nın bunu isteyeceğini düşünmüyorum. Çünkü Batı, Rusya ve Çin’i kuşatma siyasetinin peşinde. Rusya’ya nefes aldıracak, Erdoğan rejimine nefes aldıracak projenin önüne 50 tane engel koyacaklarına adım kadar eminim. Sürekli olarak muhtaç bir ülke isteyenler, Kafkas Altılısı’nın 3.8 trilyon dolarlık enerji ağları üzerindeki güzergâhında bir ekonomik birliktelik oluşturması, Kars’taki Iğdır’daki vatandaşımızın hayatını değiştirir.”

‘Rusya neden kuşatılmak isteniyor?’

Rusya Savunma Bakanlığı, İngiliz Kraliyet Donanmasına ait HMS Defender gemisine Karadeniz'de Rusya karasularını ihlal ettiği gerekçesiyle uyarı ateşi açtı. Alabarda’ya programda, Karadeniz’de bir gerginlik yaratılmak istenip istenmediği soruldu.
“Rusya için Batı’nın farklı düşündüğünü düşünüyorum. Batı açısından Rusya değil, Çin tehdit. Rusya’nın Batı açısından Çin gibi bir tehdit oluşturması mümkün değil. Birincisi, demografik anlamda mümkün değil. İkincisi, sahip olduğu zenginlik açısından Çin, Rusya’nın üzerinde. Askeri harcamalar konusunda da Çin, Rusya’nın çok ilerisinde. Peki, Rusya neden kuşatılmak isteniyor? Putin’in Rusyası’ndan rahatsızlar. Batı, Putin’i etkisiz hale getirip kendi güdümünde bir lider bulursa, Rusya ile birlikte Çin’i kuşatacaklardır. İlk hedef, Ukrayna-Gürcistan üzerinden Rusya’yı kuşatmak. Ancak Karadeniz’de Rusya’yı karşılayacak güçte bir Batı olduğunu düşünmüyorum. Montrö Boğazlar rejimi var, Karadeniz’e girecek İngiliz donanmasının, ABD donanmasının tonajını belirlemiş. Bu anlaşma sayesinde Rusya’yı dengeleyecek bir donanma Karadeniz’de olmayacak.”

‘Afganistan ekonomik külfet olmayacaksa bu olabilir’

Türkiye, ABD ve NATO askerlerinin çekilmesinin ardından Afganistan’ın başkenti Kabil’deki Hamid Karzai Havalimanı’nın güvenliğine talip oldu. “Türkiye bunun altından kalkabilir” diyen Alabarda, gerekçelerini de şöyle açıkladı:
“Afganistan’da ABD’nin bir ajandası var. Türkiye’nin de var. Türkiye, 2001’den bu yana Afganistan’da bulunuyor ama kayda değer taarruz altında kalmadık, neden? Türkiye hiçbir şekilde muharip birlik kullanmadı. Türkiye’nin, Afganistan’ın NATO ile birlikte katledilmesinde payı yok. Türkiye kendi ajandasında havalimanının korunması ile ilgili konuda iktifa edecekse, bunun altından kendisi kalkabilir. Muradının ne olduğunu iyi anlamamız lazım. Ekonomik anlamda Türkiye’nin üzerinde külfet olmayacaksa bu olabilir. NATO ülkeleri çıkıyor, Türkiye kontrol sağlayacak denseydi külfet olurdu. Esenboğa gibi bir havalimanının korunmasının alınması, Türkiye burada görev alabilir.”
Yorum yaz