İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, 2021-2030 Karayolu Trafik Güvenliği Stratejisi Eşgüdüm Kurulu İzleme ve Yürütme Kurulu ile Trafik Güvenliği İhtisas Grupları Toplantısı'na katıldı.
Burada konuşan Bakan Soylu, Türkiye'de trafik kazası ve sonrası ölümlerin 2015 yılında 7 bin 530 iken bunun 2020'de 4 bin 866'ya gerilediğini belirtti.
Bu sayılara bakıldığında 2 bin 664 kişinin hayatta kaldığının görüldüğünü ifade eden Soylu, Türkiye'de nüfusun, sürücü ve araç sayısının artmasına rağmen trafik kazaları ve ölümlerin azaldığını dile getirdi.
Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu "2011-2020 arasında trafik kazalarındaki can kaybını yüzde 50 azaltma" hedefi koyduğundan bugüne, dünya nüfusunun yüzde 12 arttığını dile getiren Soylu, bu süreçte Türkiye'nin nüfusunun da yüzde 11.9 arttığını, buna ülkedeki 5 milyonu bulan yabancıların dahil olmadığını söyledi.
Soylu, Türkiye'de sürücü belgesi sayısının yüzde 36.4, motorlu taşıt sayısının ise yüzde 49.6 arttığını, Suriye kaynaklı göçün yaşandığını aktararak, "15 Temmuz sonrasında terör, uyuşturucu ve diğer bölgesel sorunlarla verdiğimiz mücadele ve karşı karşıya kaldığımız yüksek güvenlik maliyetleri de göz önünde bulundurulduğu zaman, trafik kazaları konusunda elde ettiğimiz başarı daha anlamlı ve daha önemli bir hale gelmektedir" diye konuştu.
Türkiye'nin tüm bu şartlar altında, BM'nin "can kayıplarında yüzde 50 azalış" hedefini tutturabilen iki ülkeden biri olduğuna vurgu yapan Soylu, bu başarının öneminin altını çizdi.
'Avrupa, 'Türkiye'de böyle bir şey olamaz' dedi'
Onun için de mutlaka strateji sahibi olunması ve konuyla ilgili tüm kurumların iş birliğini sağlamak durumunda olduğunu dile getiren Soylu, şöyle konuştu:
"İşte bu kurul, bu toplantılar bunun için değerlidir ve bu stratejik yaklaşım sayesinde Türkiye, son 5 yılda trafik kazalarındaki can kayıplarını yüzde 35 oranında azaltabilmiştir. Yol kenarlarındaki denetimler, aldığımız diğer tedbirler, bu başarının sadece bir ayağıdır. Bu, topyekûn bir Türkiye başarısıdır. Biz bu rakamları gönderdiğimizde Avrupa, 'Türkiye'de böyle bir şey olamaz' dedi. Yani, 'Türkiye'de 100 binde ölüm oranı 5.8'e düşemez' dedi. Bunu kabul etmek istemediler; ama incelediler ve burada çok önemli bir rol model ortaya çıktı. Ve bu modeli de esas itibarıyla kabul etmek zorunda kaldılar."
Ortalama hız koridoru uygulamasının önemine değinen Bakan Soylu, bu uygulamanın tüm dünya tarafından kabul edildiğini belirtti.
"Ben birçok Avrupa ülkesine gidiyorum. Orada soruyorum, 'Ne uyguluyorsunuz, ne noktaya geldiniz?' diye. Ortalama hız koridoru bütün dünyanın kabul ettiği en önemli anlayışlardan bir tanesidir" diyen Soylu, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Bizim yapmamız gereken, sürücüyü bir ortalama hız alışkanlığına sevk etmektir. Ve kritik yerlerde, bu alışkanlığa sevk ettiğimiz andan itibaren ölümlü ve yaralanmalı kaza sayısını düşürebiliriz. Mesela ortalama hız tespit sisteminin kurulu olduğu otoyollarda; 2020 yılında toplam kazada yüzde 25, can kayıplarında yüzde 33 azalma sağlandı. Halen yeni otoyollara sistemin kurulumu devam etmektedir. Kamuoyunda sempatik bir algısı oluşan ve hatta bazen sosyal medya paylaşımlarına konu olan maket trafik aracı uygulamasından da olumlu sonuçlar aldık. Toplam 839 maket trafik ekip aracı, 428 adet de maket trafik polisimiz var. Bunların bulundukları yerlerin 3 kilometre yarıçapındaki alanda trafik kazalarında neredeyse yüzde 30'a yakın, ölüm oranlarında ise yüzde 23.8'lik bir azalış oldu."
'Yeni otoyollara sistem kuruluyor'
Sürücüleri ortalama hız alışkanlığına sevk etmenin ölüm, yaralanma ve sakat kalma oranlarını düşürebileceğini ifade eden Soylu, trafik polislerinin ve jandarma trafik görevlilerinin sadece ceza yazıcı olmadığını, aynı zamanda eğitici ve öğretici bir pozisyon da üstlenmeleri gerektiğini kaydetti.
Trafik kazalarının önlenmesi konusunda yaptıkları çalışmaları anlatan Bakan Soylu, maket trafik araçlarının, bulundukları yerlerde kaza oranlarını yüzde 30 oranında azalttığına dikkati çekti.
Soylu, ortalama hız tespit sisteminin kurulu olduğu otoyollarda 2020'de toplam kazada yüzde 25, can kayıplarında yüzde 33 azalma sağlandığını dile getirerek, halen yeni otoyollara sistemin kurulumunun sürdüğünü söyledi.
Yeni strateji belgesiyle denetim mantığının da değiştiğini, plakaya yazılan cezayı azaltıp, yüz yüze denetimi artırma yoluna gittiklerini aktaran Soylu, son yılların trafikteki en önemli adımlarından birisinin de yaya öncelikli trafik olduğunu vurguladı.
'Hız limitleri esnetilebilir'
Acil çağrı merkezlerinin tek çatı altında toplanması konusunda uzun zamandır çalışma yapıldığını hatırlatan Soylu, "Bu proje nihayete ermiş durumdadır. Haziran sonu itibarıyla, bir tek ilimiz kalıyor, zannediyorum o da temmuzun ilk haftasına yetişir, tüm Türkiye'de tek çağrıya geçmiş olacağız" dedi.
Bu konuda, çok önemli, ödül alan yerli ve milli bir yazılım yaptıklarını belirten Soylu, bunun da trafik kazalarını engellemeye, kaza sonrası müdahaleye ciddi bir etkisinin olacağını söyledi.
Soylu, yol ve araç kalitesinin artması nedeniyle hız limitlerinin esnetilebileceğini düşündüğünü belirterek, şunları kaydetti:
"Trafik kazalarının en önemli nedeni sürat ama eski Türkiye değil. Yol standardımız, kalitemiz konusunda Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığımız da Karayollarımız da çok yetkin. Bizim sürat yönetimimiz 120, ona bir yüzde 10'luk tolerans var, 132 kilometre... Otomobiller için 20 kilometreye kadar artırma yetkimiz var. Bu konuda hem yollara hem de standartlara göre Karayolları ile trafik bir çalışma yapıyorlar. Bir miktar artırma konusunda, yeni kara yollarından başlamak suretiyle bir adım atılması üzerine bir çalışma gerçekleştirilmektedir. Elbette ortalama hız da kendi açısından önemli bir anlayış oluşturmaktadır."
Bakan Soylu, yeni bir sistem daha geliştirdiklerini, plaka tanıma sistemine yerli ve milli bir yazılım daha eklediklerini, bununla hız koridorunun takibini yaptıklarını dile getirdi.