Polisiye romanların başarılı yazarı Ahmet Ümit, RS FM’de Atilla Güner’le Akşam Postası’na yeni kitabı 'Kayıp Tanrılar Ülkesi'ni anlattı. Ümit, “Biz öyle bir medeniyetin ortasındayız ki bunun 200 bin yıllık geçmişini reddetmek büyük bir dar görüşlülük. Bütün tarih anlayışımızın değişmesi gerekiyor. Türkiye’nin kendisiyle barışması gerekiyor” ifadelerini kullandı.
Ahmet Ümit'in açıklamalarından satır başları şöyle:
'Okuyunca çok seveceksiniz'
"Kayıp Tanrılar Ülkesi isimli kitap benim 10 yıllık çabam. 10 yıldır bu kitabı yazmayı planlıyordum. Ocak ayında bitirmiştim ama 'yazdık bitti' olmuyor tabi. 15 kişilik edebiyatla ilgili arkadaşlarım okudular, arkeoloji ile ilgili olduğu için arkeologlar ve bilim insanlarına okuttum. Görüşlerini aldım. Problem var dedikleri yerleri düzelttim. Roman deyip geçebilirim ama benim tercihim bu şekilde. Edebiyat çok işlevlidir. Türkiye gibi bir ülkede arkeolojik kitaplar çok önemli. Kitabı okuduğunuzda çok seveceksiniz. Bir yazar kendi kitabı için böyle konuşmaz ama geri dönüşler başladı oradan biliyorum. Okurlar çok mutlu. Hem polisiye hikaye okuyoruz, hem de antik Yunan mitolojisini öğreniyoruz. Son derece yalın bir şekilde bir hikaye içerisinde öğreniyoruz."
'Büyük kültür mirası var'
"Edebiyatçının sorumlu olması gerekir. Bu ülkede dünyada yolunda gitmeyen bir şey varsa edebiyatçı yazdıklarıyla ‘hayır’ diyebilmelidir. Fatih bundan 600 yıl önce “Ben Roma’nın İmparatoruyum” demiştir. O şu anki yöneticilerden daha geniş bir vizyona sahipti. Başucu kitabı İskendername’ydi. Büyük İskender’i okuyordu. Bu topraklarda ne kadar uygarlık varsa hepsine sahip çıkıyordu. Bu topraklara birçok askerler geldiler. Persler, İskender, Roma geliyor ama halk aynı. Biz onların genetik akrabalarıyız. Bunu reddettiğimizde büyük bir kaybımız oluyor. Dünya medeniyeti dediğimiz şey Roma, Doğu Roma ve Osmanlı İmparatorluğu. Biz öyle bir medeniyetin ortasındayız ki bunu reddetmek büyük bir dar görüşlülük. Bütün tarih anlayışımızın değişmesi gerekiyor. Türkiye’nin kendisiyle barışması gerekiyor. Çok dinli, çok kültürlü ülkeler başarılı oluyorlar. Tek sesli ülkeler hep kaybetmiştir. 200 bin yıllık bir tarihi var bu toprakların, biz sadece bin yıla bakıyoruz. Peki 199 bin yıl ne olacak?"