İstanbul Eyüpsultan’da 10 yaşındaki Onur Efe Bağlan'ın parkta elektrik akımına kapılarak ölümüne ödül gibi ceza verildi. İki sanık 45 bin lira cezayla kurtuldu. Baba Murat Bağlan RS FM’de Atilla Güner’le Akşam Postası’na kararı değerlendirdi.
Baba Bağlan, “400 bin nüfuslu ilçenin elektrik ekip amiri ilkokul mezunu ve ‘elektrikten anlamam’ diyor. Bizi bir kere daha öldürdüler. 10 yaşındaki oğlumun ölümüne sebep olanlar sırtı sıvazlanarak, ‘bir daha yapma tamam mı’ diyerek salındı. Ben kime ne para vereyim de evladını isteyeyim?” dedi.
Murat Bağlan’ın açıklamalarından satırbaşları şöyle:
“Olay yer inceleme raporu, BEDAŞ'tan iki yetkilinin ifade ve tutanakları, keşif ve bilirkişi raporu, adli tıp raporu, mahkeme tarafından atanan 3 bilirkişi raporu eksikler ve ihmaller silsilesini açık bir şekilde ortaya koyuyor. 400 bin nüfuslu bir ilçenin elektrikten sorumlu ekipler amiri ilkokul mezunu ve duruşmada, 'elektrikten anlamıyorum' diyerek anlamadığını kendisi de beyan etti. Elektrik işçisi ilkokul mezunu. Görevinin başındaki insanlar liyakat sahibi kişiler değiller. Üst makamların sorumluluğu araştırılsın. Eğer bu kişiler ehil iseler o zaman taksirle öldürmekten değil kasten öldürmekten yargılanmalılar çünkü ehil olan insanlar bu eksiklik veya ihmallerin birilerinin zarar görmesine sebep olacağını öngörür, önlem alır. Hiçbir önlem alınmamış.”
'Savcı yanımızda olmadı, hakim değişti'
"45 Bin TL gibi bir ceza kesildi. Ceza da değil ödül verildi. Bizi bir kere daha öldürdüler. 10 yaşındaki oğlumun ölümüne sebep olanlar sırtı sıvazlanarak, ‘bir daha yapma tamam mı’ diyerek salındı. Sorumlu kim ise kimler ise hukuk açısından hesap sormak isterim. Savcılık makamı mağdurun yanında olması lazım ama biz böyle bir şey göremedik. İlk duruşmada hakim olaya vakıftı ama ikinci duruşmada hakim değişti ve böyle bir karar çıktı. Ben kime ne para vereyim de evladını isteyeyim? 40 bin lirayı benim evladımın canına pay biçiyorlar böyle bir şey olabilir mi? Onurumu geri getiremeyeceğiz ama başka çocuklarımız ölmesin, zarar görmesinler. Bu davanın emsal teşkil etmesini, çocuklarımızın oyun alanlarında güvenli şekilde zaman geçirmelerini sağlamak ve aksi durumda da cezaların caydırıcı şekilde uygulandığını göstermek gerek. İnsanlar durmadan bir şeyler yapıyorlar, her şey yanlarına kâr kalıyormuş gibi olsun istemiyorum."