Türkiye'nin önemli sulak alanlarından, Samsun'un 19 Mayıs, Bafra ve Alaçam ilçelerinin sınırlarında yer alan 56 bin hektarlık Kızılırmak Deltası için, Avrupa Birliği desteği ile ‘Karadeniz Delta Koruma Alanlarında İklim Değişikliği Etkilerinin Değerlendirilmesi için İstilacı ve Yabancı Türler Gözlem ve İletişim Ağının Geliştirilmesi’ projesi hazırlandı.
Bu kapsamda Türkiye, Gürcistan, Yunanistan, Ukrayna ve Romanya’da bulunan delta koruma alanları inceleniyor. 2 yıl sürecek proje ile delta koruma alanlarında bulunan istilacı ve yabancı türlerin tespit edilmesi ve bu türlerin iklim koşulları altındaki tepkileri değerlendirilecek. Projede Kızılırmak Deltası’nda 26 istilacı ve yabancı tür keşfedildi. Bu türler arasında özellikle İsrail sazanının deltanın büyük çoğunluğuna yayıldığını tespit edildi.
'Habitattaki değişimi gösteriyor'
KTÜ Deniz Bilimleri Fakültesi Deniz Bilimleri ve Teknolojisi Mühendisliği Öğretim Üyesi Doç. Dr. Coşkun Erüz, Kızılırmak Deltası’nda acı, tatlı ve deniz suyu olmak üzere 3 alanda 26 tür tespit ettiklerini söyledi. Bu türlerin varlığını inceleyeceklerini ifade eden Doç. Dr. Erüz, "Kızılırmak Deltası’nda İsrail sazanı olarak bilinen istilacı bir tür zaten mevcut. Ön incelememizde İsrail sazanının deltanın hemen hemen her yere yayıldığını ve etkin bir şekilde deltada var olan diğer türleri baskı altına aldığını gördük. Bu durumla ilgili şu an Samsun İl Tarım ve Orman Müdürlüğü de bir proje ortaya koydu. Bizimle eş zamanlı olarak İsrail sazanının baskı altına alınması için proje yürütülecek. Bu konu çok yönlü çalışılması gereken bir konu çünkü fiziksel koşullar, kimyasal koşullar ve biyolojik koşullar habitattaki değişimi gösteriyor. Eğer bu değişimi kontrol altına alırsak sürdürülebilir kılıyoruz. Kontrol altına alamazsak bir canlı diğer canlıyı baskı altına alıyor” diye konuştu.
'Önlem alınarak risk azaltılabilir'
İstilacı türler arasında özellikler İsrail sazanının çok yaygın olduğunu söyleyen Doç. Dr. Erüz, “Delta için risk kesinlikle var. Yabancı ve istilacı türler arasında bakıldığı zaman özellikle İsrail sazanı çok ciddi bir baskı oluşturuyor. İsrail sazanı yaklaşık 30 yıldır Anadolu’daki birçok akarsuya bir şekilde girmiş. İlk olarak balık çeşidini arttırmak için girdiği söyleniyor. İlk gözlemlerimizde atılan balıkçı ağlarında bazılarında yarısında İsrail sazanı çıkarken bazılarının tamamında İsrail sazanı çıktı. Bu türün nasıl bir yıkım yapacağı da şu an için bilinmiyor ama bir an önce tedbir alınması gerekiyor. Risk var ama önlem alınarak bu risk azaltılabilir” dedi.