Yunanistan Dışişleri Bakanlığı ile Göç ve İltica Bakanlığı tarafından yayımlanan ortak açıklamada, "Yunanistan mevzuatı, Türkiye'yi mülteciler için güvenli bir üçüncü ülke olarak tanımlıyor. Bu karar, Suriye, Afganistan, Pakistan, Bangladeş ve Somali'den gelen sığınmacıları kapsıyor" ifadeleri kullanıldı.
Uluslararası koruma başvurusunda bulunan belirli kategorilerdeki kişilerin yaşam koşulları ve insan haklarına ilişkin Türkiye'deki mevcut durum hakkında tüm güncel bilgiler dikkate alınarak bu kararın oluşturulduğu belirtilen açıklamada, Türkiye'nin bu ülkelerden gelen sığınmacıların uluslararası koruma başvurularının değerlendirilmesine ilişkin tüm koşulları sağladığı dile getirildi.
‘Sadece Yunanistan’ın değil AB’nin genel politikası’
Sputnik’e değerlendirmelerde bulunan Türk Alman Üniversitesi Göç ve Uyum Araştırmaları Merkezi Müdürü Prof. Dr. Murat Erdoğan, “Söz konusu mülteci olunca her ülke kendi üzerinden bunu atmaya çalışıyor. Böyle de olunca herkes uluslararası hukuku da ilkeleri de çiğniyor” dedi ve şunları ekledi:
“Şu an Yunanistan’ın böyle bir şey söylemesi kendilerinin bile inanmadığı bir şey. 15 Temmuz’dan sonra bir sürü insan Yunanistan’a gitti, Türkiye onları talep etti. Darbeye teşebbüs etmiş kişiler ve Birleşmiş Milletler (BM) anlaşmalarına göre bu tip insanların mülteciliği talep etmesi bile mümkün değil. Onların iade edilmesi gerekiyordu. Ama Yunanistan, Türkiye’nin güvenli bir ülke olmadığını öne sürerek göndermedi. Burada garip bir olay yaşanıyor. Bu sadece Yunanistan’ın değil Avrupa Birliği’nin (AB) genel politikası böyle, mümkün olduğunca mültecileri sınırlarının içine sokmamak, sınırların içine girenleri de mümkün olduğunca geldikleri ülkelere ya da ikinci bir ülkeye de geri göndermek. Türkiye’ye de bunu yapıyorlar.”
‘Nasıl dışsallayabilirim onun derdine düşmüş durumdalar’
Erdoğan, yaşanan sürece dair şunları kaydetti:
“Uluslararası hukuk size, sığınma talebinde bulunanın nereden geldiğine bakar, Almanya’dan Hollanda’ya sığınma başvurusunda bulunduğunda, ‘niye bize geldin’ diye sorarlar. Çünkü orada da bu başvuruyu yapabilme koşulları var. Türkiye’de bunun olması mümkün değil. Türkiye, mülteci hukukuna göre üçüncü güvenli ülke kabul edilemez. Çünkü Türkiye, Avrupa dışından gelenlere mültecilik vermiyor. Yani Afganlar, Somalililer, Suriyeliler, Iraklıların hiçbirine Türkiye mültecilik statüsü veremiyor. Türkiye’nin coğrafi çekincesinden kaynaklanan bir uygulaması var. Bu bile başlı başına mülteciler bakımından Türkiye’nin üçüncü güvenilir ülke kabul edilmesinin engelidir. Türkiye’de başlarına bir şey gelmiyor, Göç İdaresi Genel Müdürlüğü çalışıyor ve bunlarla ilgili uygulamalar yapılıyor, işkenceye maruz kalmıyorlar, öldürülmüyorlar gerekçesiyle bunlar Türkiye’de kalsın isteniyor. Tam aksi raporlar da var. Ama ne yazık ki kimse uluslararası hukuk ilkelerine bakmıyor. Nasıl dışsallayabilirim onun derdine düşmüş durumdalar. Yunanistan’ın aldığı karar da bu yönde.”
‘Ne ahlaki ne de politik bir baskı hissediyorlar’
Uluslararası hukukun bir yaptırım gücü olmadığın dikkat çeken Prof. Dr. Erdoğan, “Ne Yunanistan ne de AB ülkeleri üzerlerinde ne ahlaki ne de politik bir baskı hissediyorlar” dedi.
AB’nin yeni bir Göç ve İltica Paktı hazırladığını da ifade eden Erdoğan, şu ayrıntıları paylaştı:
“Bu pakt ile çok net bir şekilde nitelikli göçmen istediklerini söylüyorlar. Ama aynı pakt diyor ki; söz konusu mülteci olursa biz onları almamak için her türlü yolu deneyeceğiz, geldikleri ülkelerde veya Türkiye gibi ikinci ülkelerde kalmaları için de mali destek sağlayacağız. Bütün bunlar AB gibi uluslararası hukukun en önemli kurallarının ön planda olduğu bir birlikte bile artık mülteci hiçbir şekilde romantik alan değil. Bunu engellemek için her türlü yol deneniyor. Bugünlerde AB’nin parasıyla Yunanistan, Türkiye sınırında ses bombaları atacak, insanları huzursuz edecek, yeni bariyerler oluşturacak önlemler alıyor. Bu eskiden AB’de büyük tartışmalara neden olurdu, şu anda cılız bir ses çıkıyor. Zihniyet çok değişti. Bu konudaki insan hakları da sadece söylemde kalıyor, pratikte bir etkisi olmadığı için de rahat davranıyorlar.”
‘Uluslararası hukukun sopası yok’
Yunanistan’ın Ege Denizi’nde mültecilere karşı uyguladığı sert tedbirleri ve geri göndermeleri de değerlendiren Erdoğan, “Eskiden Yunanistan mülteciler oraya gittiğinde Avrupa’ya gideceğini bilirdi. Yunanistan, iyi polisi oynuyordu. Ama AB politikalarını 2016’dan sonra çok sıkılaştırdı ve Yunanistan’a ‘eğer bu insanları almaya devam edersen biz, size yardım etmeyeceğiz, bunlarla baş başa kalacaksınız’ dedi. Yunanistan, 2017’den itibaren gelen mülteci AB’ye değil benim başıma bela olacak gibi bir düşünceyle bütün katı politikalara yol verdi. Ortaya dehşet görüntüler çıkıyor. Bunu, AB üyesi bir ülke, AB’nin desteği ile yapıyor. Uluslararası hukukun sopası olmadığı için gariban mültecinin sesi de çıkmıyor” ifadelerini kullandı.