ABD Başkanı Joe Biden, 20 Ocak’ta göreve başlamasının ardından Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile ilk yüz yüze görüşmesini 14 Haziran’da Brüksel’de gerçekleştirecek. ABD’nin S-400 hava savunma sistemi hakkındaki eleştirileri ve bu görüşmeye dair değerlendirmelerde bulunan Kılıç, şunları söyledi:
“ABD ile uzun yıllardır bir NATO müttefikliğimiz var ve bölgesel anlamdaki çalışmalarda çok yakın ilişkiler içinde bulunuyoruz. Bunun bize yüklediği birtakım müttefiklik anlayışı ve uluslararası anlaşmalardan kaynaklanan sorumluluklar da var. Ama aynı şekilde ABD’ye de birtakım sorumluluklar ve mükellefiyetler yükleyen anlaşmalar var. Güvenliğimiz ile alakalı olarak Türkiye’ye olabilecek bir saldırıya karşı savunma ile alakalı attığımız ve atacağımız adımlar konusunda bizim yanımızda durmayan ve yeterince destek vermeyen NATO müttefiklerimizin ortaya koymuş olduğu tutumdan dolayı S-400’ü aldık. Biz, NATO anlaşmasını feshetmedik, Birleşmiş Milletler üyeliğimizi durdurmadık, uluslararası savunma anlaşmaları ile çizilmiş sınırları ihlal etmedik, herhangi bir şekilde şeffaf olmayan bir silah geliştirmesi içine girmedik. Kurallar gereği kendi imkânlarımız çerçevesinde alabileceğimiz bir sistem aldık. Farklı bir NATO ülkesinde de Rus menşeili bir hava savunma sistemi olduğunu hepimiz biliyoruz.”
‘S-400 konusu artık bizim için kapanmıştır’
“S-400 konusu artık bizim için kapanmıştır” diye devam eden Kılıç, “Biz bu adımı attık ama bu adımı atmamız bizim NATO ile işbirliğimizi veya NATO müttefiki olmaktan kaynaklanan sorumluluklarımızı ihlal ettiğimiz anlamına gelmez” diye ekledi.
“Biden’ın sözde Ermeni soykırımı ile ilgili aldığı karar tamamen iç siyasete yönelik” yorumunda bulunan Kılıç, “Erdoğan ve Biden birbirlerini tanıyan iki kişi. Ve inanıyorum ki Biden özeldeki görüşmede çok daha net bir şekilde bazı şeyleri işitecektir. Kendisinin bazı konulardaki yaptığı sözde açıklamaları ile alakalı işin aslında çok da inanarak veya delillere dayanarak yapılmadığı, tamamen popülist bir yaklaşım yapıldığı ona söylenecektir. İleriye doğru da bundan sonra belge ve bilgiye dayalı, gerçeklere dayalı bir yaklaşım içinde olunur diye ümit ediyorum” ifadelerini de kullandı.
'Mısır’a gitmek isteriz'
Son dönemdeki Mısır’la normalleşme sürecini de değerlendiren Kılıç, “Dışişleri Bakanlığımızın birtakım temasları oldu. Biz de bu noktada meclis başkanımızla görüştük ve dostluk grubu kuruldu. Görüşmemizin karşılıklı verim sağlaması lazım. Bunları değerlendiriyoruz. Kanaatim odur ki ilerleyen süreç içinde mümkün olması durumunda Mısır’a gitmek isteriz” dedi.
Rusya ile ilişkiler
Türkiye’nin Rusya ile olan ilişkilerine dair de değerlendirmelerde bulunan Kılıç, şunları kaydetti:
“Rusya ile ilişkilerde anlaşamadığımız konular var. Bunları da açık açık birbirimizle konuşuyoruz. Suriye politikasında Rusya ile aynı düşünmediğimiz konular var. Bunları da açıkça dile getiriyoruz. Ama bir orta yol bulmaya çalışıyoruz. Suriye vatandaşları daha huzurlu bir geleceğe gidebilsin istiyoruz. Nükleer santral konusundaki çalışmalarımız sorunsuz bir şekilde devam ediyor. NATO üyesi olarak sorumluluklarımı yerine getirirken neden en yakındaki komşularımla yani Rusya’yla ile olan ilişkilerimi iyi götüremeyeyim? Kuzey Akım-2’yi, Rusya ve Almanya yapıyor. Almanya, NATO üyesi değil mi? ABD, Kuzey Akım-2’yi istemiyor ama Almanya devam ediyor. Neden Almanya’ya ‘ekseniniz mi kaydı’ diye sorulmuyor? ‘Siz NATO üyesisiniz, nasıl olur da Rusya ile böyle bir enerji anlaşması yaparsınız’ diye soran var mı? Tamam, birtakım sesler çıkıyor ama Almanya’ya bir tehdit var mı? S-400 ile ilgili bize tehditler savruldu. Bizim umurumuzda olmadı açıkçası, kendi güvenliğimiz için devam ettik. Almanya bu ilişkiyi götürebiliyorsa biz de aynı şekilde götürüyoruz. Rusya ile olan ilişkilerimiz ABD’ye alternatif değil. ABD ile olan ilişkilerimiz de Rusya’ya alternatif değil.”