Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Çevre Araştırma ve Uygulama Merkez Müdürü Doç. Dr. Ahmet Demirak, Sputnik’in medya partnerliğini üstlendiği 4. Nükleer Santraller Fuarı ve 8. Nükleer Santraller Zirvesi’nde (NPPES) ‘İklim Değişikliği ve Ekolojik Etkileri’ adlı bir oturum gerçekleştirdi.
‘İklim değişikliği sadece sera gazıyla açıklanamaz, bu durumu oluşturan parametreler yaşam biçimimiz, üretim modelimizdir’
Doç. Dr. Demirak iklim değişikliği oluşturan nedenlerin sera gazıyla beraber modern zamanların getirdiği yaşam tarzı olduğuna dikkat çekerek “Eğer iklim değişikliği bir sonuç ise, bunu ortaya koyan parametreleri de saptamak kolay diye düşünüyorum. Bu parametreler zaten bellidir. Bunlardan bir tanesi sera gazıdır. Ancak sadece sera gazıyla iklim değişikliğini ifade edemeyiz. İklim değişikliğini oluşturan parametreler bizim yaşam biçimimiz, üretim modelimizdir. Son 200-250 yıl içerisinde oluşturulan modern yaşam şekli de bir sonuçtur diye söyleyebiliriz. Eğer bir olgu sonuç ise, o olguyu bir araya getiren parametreleri belirleyip o sonuçla ilgili etkinlikler yapmak kolay diye düşünüyorum. İklim değişikliğiyle ilgili ise en başta sera gazını azaltmak üzere mutlaka yenilenebilir enerji ve düşük karbon teknolojileri geliştirmek gerekiyor” dedi.
‘Yüzde 36’lık temiz enerji dilimimizi yüzde 85’e kadar çıkarmamız gerekiyor’
Bunu engellemenin teoride kolay pratikte zor olduğunu ifade eden Demirak “İklim değişikliği ile ilgili Kyoto’dan tutun da Paris İklim Anlaşması’na kadar tüm anlaşmalar arasında mücadele biçimi konusunda bir sıkıntımız yoktur. Esas problem bunları katıya dökmektir. 2040’ın sonunda karbondioksit salınımında yaklaşık 44 milyon ton olacağı düşünülmektedir ki bunu engellemek için şu an var olan yüzde 36’lık temiz enerji dilimimizi yüzde 85’e kadar çıkarmamız gerekiyor” diye konuştu.
‘Nükleer enerji temiz enerjiye geçişte büyük rol oynar diye düşünüyorum’
İklim değişikliğiyle mücadelede temiz enerjiye geçmenin ana yol olduğunun altını çizen Demirak “Temiz enerji denildiğinde de aklımıza gelen rüzgar ve güneş enerjisi geliyor ki aslında bunların da kendi içinde sorunları var. O halde iklim değişikliğiyle mücadelede yapılması gereken ana yolun temiz enerjiye geçiş olduğu herkes tarafından bilinen bir gerçektir. Burada temel çözümün de anahtarı düşük karbonlu enerjilerin ortaya konulması. Benim görebildiğim kadarıyla temiz enerjiye geçiş nükleersiz olmaz. Zor, çok zor olur. Nükleer enerji temiz enerjiye geçişte büyük rol oynar diye düşünüyorum. 2040 yılında hedefe ulaşmak için nükleerin de artırılması gerekiyor” ifadelerini kullandı ve ekledi:
“Türkiye’deki nükleer enerji durumu aslında bir seçenek değil, zorunluluk olarak görülüyor. Türkiye eğer gelişmiş ülkeler seviyesine gelebilmek için mutlak suretle nükleer enerjiye geçmek zorundadır.”
‘Engellenemezse belki de insanlığın sonu olur’
Demirak sözlerine “Bir cümleyle özetlemek gerekirse, iklim değişikliğinin reaksiyonun sonu olarak düşünülmesi gerekiyor ve 1.5 santigrat derecede mutlaka tutulması gerekiyor. Eğer bunun üzerine çıkarsa iklim değişikliği reaksiyonun başı olur, o zaman sonu ile ilgili oluşan ekosistemde meydana gelebilecek değişikliklerle ilgili tahmin yürütmek oldukça zor. Sonu ne olur derseniz, insanlığın belki de sonu olur” şeklinde son verdi.