Yeni Akit gazetesi yazarı Abdurrahman Dilipak, 'Bir başka açıdan bakınca' başlığıyla yayımlanan yazısında 'insanların giderek kendini daha çaresiz, daha umutsuz, yalnız hissetmeye başladığını' söyledi.
"Tükenmişlik sendromu diye bir bunalıma girdiler. İnsanlar neye, kime inanacaklarını şaşırdılar. Çözüm üretemiyorlar. Bu gidişle intiharlar, psikolojik sorunlar, yani akıl ve sinir hastalıkları artacak. Bazı insanlar daha agresifleşebilir ve saldırganlaşabilir" diyen Dilipak, şöyle devam etti:
- "Bu aile içinde ve toplum içi ilişkilerde sorunlara sebeb olabilir. Bunu istismar edecek olan politik ve ideolojik grublar bu durumu kendi lehlerine değerlendirebilirler. Hal ve gidişat iyi değil. Ekonomik şartlar giderek ağırlaşırken, toplumda dayanışma ahlakı ciddi anlamda zaafa uğramış durumda. Eskiden, iyi-kötü bir cemaat dayanışması, bir hemşehricilik vardı. Ekonomi krize girince o da zaafa uğradı.
'Bu yaranın tedavisi bugünden yarına olmayacak'
- Siyaset toplumu çok gerdi. İnsanlar siyasilere güvenini kaybediyor. Aile bu süreçte ağır bir darbe aldı. Bu yaranın tedavisi bugünden yarına olmayacak. Uzun soluklu bir mücadele gerekli. Ama bu mücadelenin olması gereken bileşenlerinin de buna hazır olması gerek. Siyaset, Bürokrasi Yasama, Yürütme ve Yargı yetmez, STK, Media, Maarif hepsinin el birliği yapması gerek.
- Manevi değerler hızla erozyona uğruyor. Deizmi geçtik, Agnostizmi geçtik, Ateizmi de geçtik, Satanizm geldi kapıya dayandı. Düşünelim biz duruma ne zaman, nasıl geldik. Hani tek başına iktidardık ve her şeye hakimdik."
Dilipak, "Bütün bu 'ahval ve şeraite rağmen' ayakta durmamız gerekiyor. Teslim olmak yok. Sabırlı olacağız, aklımızı, imanımızı ve vijdanımızı kaybetmeyeceğiz ve bunun için şükredenlerden olacağız. Bu inançla direneceğiz" görüşünü dile getirdiği yazısında "Unutmayalım ki bize şer gibi gelen şeylerde Allah hayır murat etmiş olabilir. Ama, öte yandan haksızlıklar karşısında susanlar, Allah’tan başka herkesten ve her şeyden korkanlar için yapacak fazla bir şeyimiz yok" ifadesini kullandı. Dilipak, şunları yazdı:
- "Ama ümidimizi kaybetmeyelim ve bilelim ki, karanlığın en koyu anı aydınlığa en yakın olduğu zamandır. Ve olan her şey kaderdir. Rızgımız, ecelimiz, başımıza gelen her şey, Allah’ın bilgisi ve iradesi içindedir. Evet, evet, hayır da şer de Allah’ın iradesi içindedir. Ve bize hayır gibi gelen şeylerde Allah şer, şer gibi gelen şeylerde hayır murat etmiş olabilir. Biz bilmeyiz Allah bilir.
'Allah düşmanları ile cahil, fasık, inkarcı, zalim kişilerle yollarımızı ayırmamız gerek'
- Biz kurtuluşa erenlerden olmak için O’nun rızasına talip olalım. Allah’ın kurtuluşun ipine tutunmak için ellerimizin ve kalbimizin temiz olması, üstümüzde, evimizde, cüzdanlarımızda, buzdolaplarında haram mal, haram yiyecek ve içecek, haram para olmaması gerekir. Allah düşmanları ile cahil, fasık, inkarcı, zalim kişilerle yollarımızı ayırmamız gerek. Yoksa varacağımız yer belli."