EKSEN

'Türkiye gibi Kolombiya’da da pandemi sürecinde desteklenmeyen bir halk var, ciddi toplumsal sarsıntı yaşanıyor'

Çağlar Tekin’e göre, Kolombiya'da neoliberal modelin pandemi sürecinde halkı desteklenmemesi ve FARC'la barış sürecinin işletilmemesi öfkeyi katladı. 'Sürdürülebilir dayanışma vergisi' adıyla yükün bindirildiği halkın çareyi sokakta aradığını belirten Tekin, polis baskısına karşın isyanın dinmemesinin ciddi sarsıntıya işaret ettiği görüşünde.
Sitede oku

Güney Amerika'da ABD yönetimlerinin en sıkı müttefiki olan Kolombiya’da Devlet Başkanı Ivan Duque’nin vergi reformu yasa tasarısına isyan hali dinmiyor. Pandeminin vurduğu halkın sırtına ek vergiler, su, elektrik gibi temel kalemlere zamlar içeren girişim 28 Nisan'da büyük bir protesto dalgasını tetikledi. Duque tasarıyı 'gözden geçirmek' iddiasıyla geri çekmek zorunda kaldı. 28 Nisan'dan bu yana en az 40 can kaybından söz edilirken, yaralananlar, hayatını yitirenler ve kaybolanlar eksik değil.

Latin Amerika'daki neoliberal düzenin kalesi olan Kolombiya'daki grevler ve pandemi isyanlarını gazeteci-yazar Çağlar Tekin ile konuştuk.

‘Kolombiya siyaseti liberallerle muhafazakarlar arasındaki bir sarkaca hapis'

Çağlar Tekin’e göre, siyasetin liberallerle muhafazakarlar arasında gidip geldiği Kolombiya'daki isyan hali aslında pandemi öncesinde 2019 Kasım’ına uzanıyor. Duque öncesindeki başkanlar döneminde yoğun neoliberalleşme yaşandığını belirten Tekin, bunun üzerine 'sürdürülebilir dayanışma vergileri' adı altında vergi reformunun bindirilmesinin ve hastanelerin karlılık sistemiyle işletilmesi planlarının büyük öfke yarattığına dikkat çekti. Tekin, FARC'la barış sürecinde işlenen cinayetler ve binlerce insanın kaybolmasının da öfkeyi katladığını vurguladı:

“Kolombiya siyaseti genelde liberallerle muhafazakarlar arasındaki bir sarkaca hapis. Liberallerle muhafazakarlar arasında gidip gelen bir iktidar süreci var. Yıllardır böyle. Kolombiya aynı zamanda FARC, ELN gibi büyük gerilla örgütlerinin belirli bir dönemde kırsalın önemli kesimini kontrol ettikleri bir ülke. Onların mesela toplumsal tabanlarının çok geniş olmadığını da gördük. En azından ulusal çaptaki siyasette fazla sesleri çıkmadı. Şu süreçte patlayan eylemler aslında kısmen 2019 Kasım’ından bu yana gelen açlığa isyan sürecinin devamı. Bu biraz da iki önceki başkan Uribe’nin getirdiği ekstra neoliberalleşme atağının üstüne gelen bir tablo. 'Sürdürülebilir dayanışma vergileri' ismiyle gündeme getirildi. 6.4 milyar dolarlık bir ek vergi toplama hedefi vardı. Bu verginin yüzde 75’ini sokaktaki insandan toplamaya karar verdiler. Eğer vergi reformu geçmiş olsaydı, 240 dolarlarda olan asgari ücret, 2022 sonu itibariyle 200 doların altına düşecekti. Bu ciddi bir öfke yarattı. Çünkü bunun altında yatan bir dizi başka sebep var. Bu reformun tek kısmı vergi değil. Bir taraftan hastanelerin karlılığı meselesi gündeme getirildi. Karlı olmayan hastanelerin kapatılacağı söylendi. Yasanın geçmesi halinde, Kolombiya’da aşağı yukarı bine yakın sağlık kuruluşunun kapatılacağı anlamına geliyordu. Bunun dışında bir dizi ek öfke sebebi var. Bunlardan biri, FARC ile barış anlaşmasından sonra ülkede sistematik bir cinayet süreci kuvvetlenerek büyüdü. Binlerce insandan bahsediyoruz. 2017’de FARC’ın silahı bıraktığı dönemlerden bu yana 7 bini geçmiş durumda. Bunlar bilinen rakamlar, bilinmeyen bir başka boyut mutlaka var. Ama 7 bin kişinin kaybolmasından bahsediyoruz. Kolombiya sonuçta 50 yıllık savaş döneminde 100 binden fazla insanın kaybolduğu bir ülke.”

Kolombiya'daki vergi reformu karşıtı gösteriler: En az 30 ölü, 1220 yaralı, 87 kayıp

'FARC'la barışın uygulanmaması, paramiliter güçlerin kırsal kesimde göçe yol açması da etkili'

Çağlar Tekin, Kolombiya'da uyuşturucunun temelini oluşturduğu sağ paramiliter yapıya vurgu yaptı. Buna karşılık Kolombiya hükümetinin ise ülkedeki eylemlerden ötürü Venezuela ve Küba'daki sol yönetimleri sorumlu tuttuğunu belirten Tekin, geçen hafta FARC'ın eski yöneticilerinden Santrich'in öldürülmesine atıfta bulundu. Kolombiya ordusu ve paramiliter güçlerin FARC'ın boşalttığı alanlara yerleşmesinin kırsal kesimlerde göç yarattığını söyleyen Tekin, kentlere akan işsizlerin de eylemlerde önemli roller oynadıklarına dikkat çekti:

“Sağ paramiliterler çok güçlü. Bunun temel finansmanı uyuşturucu parası. Şu anki başkanın seçim döneminde kullandığı paranın önemli bir kısmının da uyuşturucu kartellerinden geldiği iddia edilmişti. Bir mahkemede bu dava konusu oldu. Ama daha sonra yargıç görevden alındı, mahkeme bir şekilde ilerlemeden üzeri kapatıldı. Bu Kolombiya’da gelenek haline gelmiş durumda. Özellikle kokain finansmanı üzerinden siyasetin dönmesi çok yaygın. Kolombiya hükümetine sorarsanız, eylemleri Küba ve Venezuela organize ediyor. Geçtiğimiz hafta Kolombiya ordusu, Venezüella sınırında silah bırakmış FARC’ın eski yöneticilerinden Santrich'i öldürdü. Santrich tekrar silahlı mücadeleye dönebileceğinin işaretini veriyordu. Kolombiya içinde çok ciddi göç de yaşanıyor. FARC'ın boşalttığı alanlarda Kolombiya ordusu ya da paramiliterlerin baskısının artması sebebiyle ciddi bir köylü nüfusu kentlere göçüyor. Bu eylemlerde ciddi bir ağırlığı var. Çünkü köylerinden kovulanlar kente geliyorlar, orada daha yoğun işsizlikle karşılaşıyorlar. Bu bir toplumsal patlamaya doğru gidiyor. Latin Amerika kıtasına göre çok da eylemlilik geleneği olmayan Kolombiya'nın bu denli hızlı toplumsal hareketlilik sürecine girmiş olmasının sebeplerinden birisi aslında bu. Bu eylemler de asli unsur, öğrenciler değil, kentli işsizler ve kentlere göçmek zorunda kalıp işsiz kalan kesimler ve orta sınıflar. Orta sınıflar da maddi anlamda güç kaybediyor. 50 milyon civarı bir nüfusu olduğunu kabul edersek, eylemlere 10 milyondan fazla insanın katıldığı biliniyor.”

‘Dördüncü genel grev kararı alındı, bu ciddi bir toplumsal sarsıntının geldiğini gösteriyor’

Kolombiya’nın devletçi bir sağlık anlayışı olmadığına işaret eden Tekin, toplam alınan vergilerin ise yüzde 20 oranında artırıldığını ifade etti. Asgari ücretten kesinti yapıldığını ve 2 yıl boyunca artırılmayacağının açıklandığına dikkat çeken Tekin, şirketlere dokunmayan ve orta sınıf ve emekçilerin üzerine binen yeni bir vergi politikası yürürlüğe konulduğuna işaret etti. Tekin’e göre, Kolombiya’da faaliyet gösteren toplumsal olaylara müdahale polisi de halkta öfke yarattı:

“Türkiye’de her ne kadar ciddi bir neoliberal saldırı olsa da geçmişten gelen bir devletçi sağlık anlayışı hala var. Kolombiya bunlara sahip değil. Orada aşının paralı olması dahi uzun süre tartışıldı. Bizde bu çok küçük bir süre gündeme getirildi ve çekildi. Kolombiya’da vergiler toplamında yüzde 20’lik artış var. Misal asgari ücretin ve kamudaki tüm ücretlerin iki yıl boyunca arttırılmaması da bu tasarıda vardı. Bir yandan yüzde 20’ye varan tek kalemde vergi zammı yapıyorsunuz. Aynı zamanda asgari ücretle artan oranda ücretlerde ciddi bir kesintiye gidiyorsunuz. Bu kesintilerden sonra diyorsunuz ki iki yıl boyunca da herhangi bir zam yapılmayacak. Vergi paketinde 6.4 milyar dolarlık ek gelir tasarısı var. Bunun yüzde 75’ini sokaktaki insandan toplamayı düşünüyorlar zaten. Şirketlere yüzde 25’lik bir kısım kalıyor. Latin Amerika’nın yeraltı ve doğal zenginlikleri üzerinden çok ciddi geliri olan şirketlerin önemli kısmı Kolombiya’da. Burada geliştirilen iş, şirketlere dokunmayan ve orta sınıf ve emekçilerin üzerine binen yeni bir vergi politikası. Tek başına bunlar da değil. Baskıcı devlet geleneğinin önemli bir unsuru var. Halkın üzerine giden motorlu polisler ESMAD var. Toplumsal olaylara müdahale polisi diye geçer. Ama bunlar yarı kontrgerilla yarı devlet görevlisi. Videolarda sıklıkla karşımıza çıkıyor. Sokak ortasında insan infaz edenlerin çoğu ESMAD’a dahildi. Bunlar da ekstra bir öfke yaratıyor. Çünkü siz yaşadığınız ülkede hukuka, devlete, sağlık sistemine güvenemezseniz sokağa çıkarsınız. 2019’dan sonra bu güçlü eylem süreci başladı. Şu an dördüncü genel grev kararı alındı. Ciddi bir toplumsal sarsıntının geldiğini gösteriyor. FARC ile anlaşma yapıldığında Kolombiya’nın temel sloganı, artık toplumsal gerilimi sonuna geldikleriydi. Lakin toplumsal gerilim kentli sınıfların hızlı yoksullaştırılmasına döndü. Kentli sınıflardan, işçiler, işsizler ve öğrencilerden ciddi bir katılım oldu.”

Kolombiya'da koronavirüs vakaları yükselişte: Sokağa çıkma kısıtlaması getirildi

‘Türkiye gibi Kolombiya’da da pandemi sürecinde desteklenmeyen bir halk var, çaresi kalmadığı için sokağa çıktı’

Kolombiya’da gençliğin sosyal haklara ulaşma olanaklarının çok kısıtlı ve genç işsizlik oranlarının çok yüksek olduğuna dikkat çeken Tekin, halkın başka çaresi kalmadığı için sokağa çıktığı görüşünde. Kontrgerilla örgütlerinin birçok ordunun elinde olmayan silahlara sahip olduğunu söyleyen Tekin, buna karşılık sokaktan çekilmeyen kitlelere atıfta bulundu:

“Gençlik içerisinde işsizlik oranları çok yüksek. Gençliğin sosyal haklara ulaşabilme olanakları çok kısıtlı. Bizim ülkemizde yaşadığımız orada da geçerli. Gençler ülkelerinden ümidini kesmiş durumda. İnsanların şu anda sokaktan evine dönmemesinin sebebi korkmamaları, cesur olmaları değil başka çareleri kalmadı. 50 milyonluk bir ülkede sürekli vergileri artırıyorsunuz, gençlik arasındaki işsizliği yükseltiyorsunuz. Güvencesiz çalışma oranları Kolombiya’da Türkiye ile çok yakındır. Yüzde 50’lerin üzerindedir, Türkiye’de de durum bu. İnsanlar umutları kalmadıkları için sokakta. Atılan adımlar, 'sürdürülebilir dayanışma vergisi' gibi süslü isimlerle gelen vergiler toplumsal eşitsizliği büyüttü. İnsanların temel itirazlarından biri bu. Kabaca Kolombiya’da kasaba seviyesinde 1100 civarı yerleşim yeri var. Bunların 700’den fazlasında eylemlilik görüldü. Bu çok ciddi bir katılım demek. Kolombiya’nın ciddi kontrgerilla örgütleri var. Birçok ordunun elinde olmayan silahlara sahip. Ellerindeki silahlarla Venezüela ordusuyla çatışabiliyorlar. Bu ciddi bir eğitim süreci. CIA’in 60’lı yıllardan beri eğitim kampları bilinir. Bir gelenek vardır Kolombiya’da. Latin Amerika’daki bütün terör eylemlerinin arkasında mutlaka Kolombiyalı bir kontrgerilla yapılanması vardır. Latin Amerika’nın tamamına hem uyuşturucu ticareti üzerinden finansal olarak bela olabilen, hem de insan kaynağı sağlayan böyle bir hattı var. Ama şu an ciddi bir geri çekilmeyen bir toplumsal hareketlilik de var. Pandeminin etkisi çok büyük."

'Kolombiya'da pandemi süreci tıpkı Türkiye'deki gibi yaşandı'

Pandeminin kapitalist dünyayı çaresiz bırakırken, gelişmiş teknolojiye rağmen imkanların halk yararına kullanılmadığını ortaya serdiğini belirten Tekin, Çin ve Küba gibi kamu yararına hareket eden ülkelerde durumun tersine gelişmesine atıfta bulundu. Kolombiya'da ise tıpkı Türkiye'de gibi halkın desteksiz bırakılmasının çaresizlikleri körüklediğini söyleyen Tekin, öfkenin kolay yatışmasının mümkün görünmediğini dile getirdi:

"Pandemi, dünyada kapitalizmin aslında ne kadar yüksek imkanlara sahip olmasına rağmen çaresiz kaldığını ve bu imkanları halk için kullanılmadığını gösterdi. Çiçek salgını 300 yıldan beri aşağı yukarı devam ediyor. Dünyada 500 milyon insanı öldürmüş. Sovyetlere geliyor. Sovyetler 'Toplu aşılamaya başlıyorum. Bunu dünyanın her yerine yapacağım, desteklersiniz, desteklemezsiniz' diyor. O süreçten sonra 60’ta Amerika da desteklemek zorunda kalıyor ve dünyada 1981’de çiçek salgını bitiyor. 500 milyon insanı öldürmüş bir hastalığı biz 20 yılda tık diye siliyoruz. 1980’den bugüne 40 yıl geçti. Çok daha güçlü imkanlarımız var. Eğer istesek böyle bir hastalığı birkaç ay içinde dünyadan silip kaldırabilirdik. Birtakım şeyleri eleştirebiliriz ama Çin bu işi birkaç ayda başardı. Kolombiya’nın hemen yanı başındaki Küba başardı. Buralarda pandemi kırılma yaratmadı, büyük mağduriyetler yaratmadı. Birkaç ay içerisinde bu hastalık savuşturuldu. Toplu aşılamaya kamu desteğiyle geçildi. Kolombiya’da bunun olmadığını görüyoruz. Biz nasıl yaşıyorsak, milyonlar evlere hapsedildiği halde destek alamıyorsa, Kolombiya da çok benzer bir örnek. Ne işsizlik desteği oldu, ne geçim desteği. Bir de üzerine sağlıkta özelleştirme kurulunca, asgari ücret de üzerine gelince ciddi bir toplumsal öfke patlamasına neden oldu. Bu öfke geçemez. Çünkü kapitalizm artık çare üretmiyor. Bastırılabilir toplum içten içe patlayabilir. İnsanlar bir araya gelip bir şey değiştiremediği oranda çaresizliğinden kaynaklı kendi hayatına son vermek gibi şeyler düşünebilir. Yurtdışına gitme hayalleri kurabilir. Bu cehennemi değiştirmezsek kaçışımız yok, halk orada bunları deniyor. Başarılı olur mu, bir şey söylemek kolay değil. Çünkü Kolombiya, bir sürü badire atlatmış bir ülke. Eylemler bir aya ulaştı. 2019’dan alırsak 2 yılı bulmak üzere. Bir umut geçen seçimde aşağı yukarı yüzde 12 farkla kaybeden sosyal demokrat adayının şu an açık ara önde olduğu gözüküyor. Ama onun da çare olabileceğini düşünmek gerçekçi değil. Halkın bunu zorlaması olasılık dahilinde.”

Yorum yaz