DÜNYA

Filistin-İsrail çatışmasının çözümünde Rus-Türk girişiminin ortaya çıkma olasılığı nedir?

Filistin-İsrail gerilimindeki tırmanışı değerlendiren Rus uzman Truyevtsev, Orta Doğu'daki ihtilafın çözümüne ilişkin müzakere sürecinde birbiriyle ilişkili iki ana formatın varlığına dikkat çekti.
Sitede oku

Rusya Bilimler Akademisi Şarkiyat Enstitüsü’nden Konstantin TruyevtsevFilistin-İsrail ihtilafının çözümüne ilişkin müzakere sürecinin günümüzdeki ana formatının Rusya, ABD, Birleşmiş Milletler (BM) ve Avrupa Birliği'nden (AB) oluşan Orta Doğu Dörtlüsü olduğunu anımsattı.

Truyevtsev, Sputnik'e yaptığı açıklamada, konuyla ilgili şu değerlendirmelerde bulundu:

"Mahmud Abbas ve diğer Filistinli liderler aktif olarak Orta Doğu Dörtlüsü formatına geri dönülmesi çağrısında bulunuyor. İkinci platform ise BM Güvenlik Konseyi'dir. Her iki format da birbiriyle ilişkili. Kanımca bugün ana soru işareti Dörtlü'ye dönüşün olup olmayacağı ve eğer olacaksa nihayetinde Filistin ve İsrail taraflarının sunulacak önerilere ne kadar katılacağı. Bu konu hem Filistin hem de İsrail için çok hassas. Filistin içinde Hamas ve İslami Cihad, Filistin ulusal idaresini ihanet ve yetersiz çabalarla suçlama eğiliminde. Diğer yandan İsrail'de, Netanyahu ile ilgili durumu çok karmaşık. Netanyahu, Hamas ile iş birliği dahil bazı suçlamalarla karşı karşıya. Durum hükümet krizi eşiğinde. Bununla birlikte her iki taraftan radikal güçler gerilimi sürdürmeye hazır. Bu koşullarda, mevcut araçlarla görüşmelere devam etmek son derece zor."

Rusya: Son derece endişeliyiz, Filistin ve İsrail, BMGK kararlarına dayanan bir çözüm bulmalı
Ancak özellikle Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan arasında bugün gerçekleşen telefon görüşmesinden sonra Orta Doğu çözüm sürecini kolaylaştırmaya yönelik yeni, ek girişimlerin ortaya çıkma olasılığının göz ardı edilemeyeceğini belirten Truyevtsev, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Uluslararası gündeminde, Suriye ve Dağlık Karabağ modeli alınarak yeni bir Rus-Türk girişiminin ortaya çıkma olasılığına gelince, burada öncelikle Türkiye'nin Filistin-İsrail süreciyle teğet bir ilişkisi olduğu söylenmeliyim. Ancak bu, Erdoğan’ın Putin ile birlikte, başka platformlardaki müzakere sürecine belirli bir katkı sağlayacak herhangi bir ek yapıcı şeyler sunamayacağı anlamına gelmiyor. Tabii ki bu katkı belirleyici olmayacak. Çünkü bu konuda, Avrupa Birliği ve ABD'nin pozisyonu önemli. AB'nin pozisyonu Rusya'ya yakın. ABD'nin pozisyonu ise İsrail yanlısı. Gerçi mevcut Biden yönetimi, önceki Trump yönetimine göre, Filistinlilerle iş birliği yapmaya hazır görünüyor."

Yorum yaz