Şovmen Mehmet Ali Erbil, kaçış sendromu hastalığı nedeniyle yaşadıklarını Sabah gazetesi yazarı Tuba Kalçık'a anlattı. Bu süreçte maneviyatının derinden etkilendiğini belirten Erbil, "Yoğun bakımdayken damadım başımda dua ediyordu. Ben de bilmediğim duaları tekrar ediyordum. Yaşadığım bu hastalık süreciyle tekrar Allah'a bağlandım. Hastalık öncesi bağım zayıftı. Şimdi inancım çok kuvvetlendi" dedi.
20 yıldır ayda bir hastaneye yatıp ilaç aldığını vurgulayan Erbil, "SSK'lıyım, devletime hizmet verdim. Devletim de bana sahip çıkıyor. İlaçlarımı karşılıyor. Allah devletimizden razı olsun, sağlık sistemimiz çok iyi. Los Angeles'ta hastalığım tetiklenince acile götürdüler beni. Acilde iki saat beklettiler, o sürede kendi kendime iyileştim. Yatıp kalkıp sağlık sistemimize teşekkür etmeliyiz. Cumhurbaşkanımızdan da, Sağlık Bakanımızdan da Allah razı olsun" diye konuştu.
'İbrahim Tatlıses hastalandığımda 'Bir şeye ihtiyacın var mı?' diye hep sordu'
Erbil, "Serdar Ortaç da, İbrahim Tatlıses de sizin gibi önemli sağlık sorunu yaşadılar" şeklindeki soru üzerine de bahsi geçen iki isimle kader birliği yaptıklarını söyledi. Tatlıses'in kendisini hiç yalnız bırakmadığını anlatan Erbil, "En son hastalandığımda İzmir'den geldi. Vurulduğunda hastaneye gitmiştim hemen, basına görünmeden başında durup eve dönmüştüm. Bu onu çok etkilemiş. Hastalandığımda "Bir şeye ihtiyacın var mı?" diye hep sordu. Maddi yardım teklifinde bulundu" dedi.
'Ben çok akıllı oynardım kumarı'
Erbil, "Serdar Ortaç kumarda çok para kaybettiğini söylemişti. Siz kumarda çok para kaybettiniz mi?" sorusuna da "Ben çok akıllı oynardım kumarı. Zevk için oynuyordum. Kumar uğruna ne evimi, ne de arabamı sattım. Serdar çok para kaybetti. Biz onu Stelyo'yla çok uyardık. Koskoca binası gitti kumar uğruna" yanıtını verdi.