'Ben ölünce değil ben yaşarken yanımda olup sesimi duymanızı' demişti
Olayın ardından Twitter hesabından darp edilme anlarını paylaşan Erçakar, “Sesimi duyurmak istiyorum. Ben ölünce değil ben yaşarken yanımda olup sesimi duymanızı, bana destek olmanızı istiyorum. Kişi tarafından ölüm tehditleri alıyorum ayrıca kız arkadaşım da güvende değildir. Kendisini tehdit etmektedir” ifadelerini kullanarak yardım istemişti.
Olayın ardından gözaltına alınan Bozaslan, ifadesinde müştekileri tehdit etmediğini söylemiş, emniyet işlemlerinin ardından adliyeye sevk edilerek nöbetçi, hakimliğe çıkarılmıştı. Sulh Ceza Mahkemesi, Bozaslan'a konutu terk etmeme, imza ve konuta yaklaşmama şeklinde adli kontrol şartıyla serbest bırakılmıştı.
8 yıla kadar hapsi istendi
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede şüpheli Mehmet Hanifi Bozaslan'nın Tuğba Erçakar'a karşı, ‘Basit yaralama' ve ‘Tehdit' suçlarından 3 yıla kadar hapis cezası istenmişti.
İstanbul 30. Asliye Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilen iddianame kapsamında mahkeme, davanın basit yargılama usulü ile yapılmasına karar vermişti.
Sanık avukatı: Polisler geldikten sonra aklı yerine geldi
Sanık Bozaslan'ın avukatı Sedat Çakar, basit yargılama usulü gereğince mahkemeye sunduğu dilekçede şu ifadelere yer verdi:
- Müvekkilde panik atak ve anksiyete bozukluğu vardır. Raporlarını ve reçetelerini dilekçelerimizin ekinde sunuyoruz. Kamera kayıtları ayrıntılı incelendiği zaman müvekkilin hareketlerinden aklı başında bir insan gibi olmadığı, kendinde olmadığı anlaşılmaktadır. Zaten kendisi de arbede anının nasıl olduğunu, nasıl yaşandığını anlamamıştır.
- Yaşanan olayı psikolojik rahatsızlığından dolayı hatırlamamaktadır. Çok derin bir pişmanlık duymaktadır. Polisler geldikten sonra aklı yerine gelmiştir. Psikolojik hastalığı sebebiyle yaşananlar kendi iradesiyle gerçekleşmemiştir. Tek başına yaşamakta olup geçinebilmesi için çalışması gerekmektedir.
Mahkeme, sanık Mehmet Hanifi Bozaslan hakkındaki adli kontrol tedbirlerinin kaldırılmasına karar verdi.