Melek İpek 107 gün sonra tahliye olduğunda Antalya'da anne ve babasının evine gitti. Özgürlüğe adım attığı ilk gün çocuklarını da yanına alıp köyünden bir süre uzaklaştı. İpek'in anne ve babası, kızlarının yaşadıklarını anlattı.
'Büyük torunumla küçük torunum gözlerini kapatmış'
Habertürk'ten Öznur Karslı Çetiner'in haberine göre, baba Menderes Çelik, yaşananaları anlatırken "Bir kuşu bile öldüremezdi benim kızım. Çok yufka yürekliydi. O günkü işkence çok ağırmış. Anadan doğma soymuş, eli kelepçeli dövmüş, bayıltmış, banyoya götürmüş, ayıltmış soğuk su ile. Çocuklar odadaymış. Onlar odaya girdiğinde büyük torunumla küçük torunum gözlerini kapatmış. Annesinin çığırışını duyuyor çocuklar. Gelen jandarma görüyor, kelepçeyi jandarma çıkarıyor" dedi.
Ailesinin ilk çocuğu olan Melek İpek, 12 yıl önce Antalya'da Kovanlı köyünden Ramazan İpek'le hayatını birleştirmek için komşu köye gitti. Evliliğinde şiddetin her türlüsünü gördüğü belirtilen Melek İpek, korkusundan ne koruma kararı aldırabildi, ne de boşanabildi; yaşadıklarını ailesinden sakladı.
Menderes Çelik, bir keresinde kızını götürmek istediğini belirterek yaşananları şöyle anlattı: "'Anneni, babanı herkesi öldürürüm' diye tehdit etmiş. Kızıma 'gidelim' dedim korkusundan cevap verememiş. Çocukların babalarından ödleri kopuyordu. Sadece 'baban' dedin mi ödleri sızlıyordu çocukların."
Anne Hatice Çelik, olay günü kızını gördüğü anı "Polislerin elindeydi. Hiçbir şey demedi. Sadece yüzümüze baktı. Kimse istemezdi kuzum" sözleriyle anlattı.
Olay günü muhtarın yönlendirmesiyle kızının evine giden baba Menderes Çelik şunları söyledi:
"Vardım her yer ambulans, jandarma. Olayın daha ne olduğunu bilmiyorum. Sağ olsun askerin birisi gösterdi amca işte kızın, ama yüz göz hiçbir şey yok zaten böyle. O kadar görebildim. Keşke olmasaydı, keşke boşansalardı. Ama benim kızım da ölebilirdi torunlarım da ölebilirdi. Bu dünyada böyle bir şeyi kimse isteyerek yapacağını tahmin etmez. Adalet bunu görüyor, adalet bilecek. Ona sığınıyoruz."