Biden’ın‘soykırım’ açıklamasının ardından birçok şehirde düzenlenen protestoeylemlerinde ve sosyal medyada, ‘Türkiye’deki üsler, ABD’nin kullanımına kapatılsın’ talebi ön plana çıktı.
Bu tepkiler üzerine açıklama yapan Milli Savunma Bakanlığı kaynakları ise Adana'daki İncirlik Üssü'nün, Türk Silahlı Kuvvetleri’ne ait Hava Kuvvetleri üslerinden biri olduğunu, Türk üssü olan İncirlik Üssü'nün üzerindeki tüm tesislerle birlikte mülkiyetinin Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nde bulunduğunu vurguladı.
Aynı kaynaklar, İncirlik Üssü olarak bilinen 10'uncu Tanker Üs Komutanlığı’nda ABD dışında İspanya, Katar ve Polonya'ya ait unsurların bulunduğunu, üsten Doğal Kararlılık Harekatı’nın da desteklendiğini de kaydetti.
İncirlik Üssü’nün, ABD’nin Ortadoğu’daki birçok operasyonunun merkezi olduğu biliniyor. Gazeteci-Yazar Ceyhun Bozkurt, Sputnik’e yaptığı değerlendirmede, üs hakkında önemli bilgiler paylaştı.
Bozkurt’un, Amerikalı Diplomatların Güneydoğu Faaliyetleri, Vizesiz Müttefik, Mission Kürdistan-ABD-PKK İlişkilerinin Stratejik Analizi ve Gladyo-Operasyon Türkiye kitapları bulunuyor.
İncirlik Üssü hangi operasyonlarda kullanıldı?
İncirlik Üssü’nün, Soğuk Savaş döneminde Türkiye’nin NATO’ya giriş süreciyle bağlantılı olarak açıldığını ifade eden Bozkurt, şunları kaydetti:
“1980 yılında Türkiye ile ABD arasında Savunma Ekonomik İş Birliği Anlaşması imzalandı. Amerikalıların üsteki varlığının temel hukuki dayanağı budur. İncirlik Üssü gerek Soğuk Savaş döneminde gerekse Soğuk Savaş sonrasında çok sayıda operasyonda kullanıldı. Örneğin, 1960’ların başında Türkiye ile Sovyetler Birliği arasında gerilim oluşturan ABD’nin U-2 casus uçaklarına ev sahipliğini İncirlik Üssü yapmıştı. Yine Soğuk Savaş döneminde Sovyetler Birliği’ne karşı, ABD bombardıman uçaklarının konuşlandığı üslerden biriydi. Ayrıca Arap-İsrail Savaşı, İran İslam Devrimi’nde Amerikan vatandaşlarının ülkeden çıkarılması dahil olmak üzere Ortadoğu’da çok sayıda operasyonda çeşitli görevlerde İncirlik Üssü, ABD tarafından kullanıldı. Soğuk Savaş sonrasında da Birinci Körfez Harekatı sırasında Irak'ın kuzeyindeki Amerikan birliklerine hava desteği İncirlik Üssü’nden gönderildi. Irak’ın işgali sürecinde 1 Mart 2003 Tezkeresi’nin reddi dolayısıyla sadece lojistik destek verilirken, IŞİD’e karşı operasyonlarda da İncirlik’in kullanıldığı biliniyor. İncirlik Üssü, NATO görevlerinde de kullanılıyor.”
Üsteki ABD varlığı
Üsteki ABD varlığına ilişkin açık kaynaklardan ulaşılabilen bilgileri de paylaşan Bozkurt, şunları ifade etti:
“Üste, ABD'nin 39’ncu Hava Üssü Kanadı’na bağlı yaklaşık 1.500 Amerikan askerinin görev yaptığı biliniyor. Bu çerçevede yere yakın hava operasyonlarında kullanılan A-10, havadan havaya ve havadan karaya harpte yer alan F-15 ve F-16 gibi taarruz uçaklarıyla, havada ikmal uçakları da İncirlik’te bulunmakta. İstihbarat toplayıcı AWACS uçaklarının da üste konuşlandırıldığı dönem dönem basına yansıyor. Ayrıca üste sadece Amerikan askeri varlığı yok. IŞİD’le mücadele koalisyonu çerçevesinde Almanya başta olmak üzere çeşitli ülkelerin dönem dönem üssü kullandığını biliyoruz.”
Üste bulunan nükleer bombalar
İncirlik Üssü’nde 50 tane B61-12 tipi modernize edilmiş ve kabiliyeti artırılmış nükleer bomba bulunduğu da birçok kez medyaya yansıdı. Bozkurt, “Bu konuda çeşitli rivayetler var. Genellikle yurt dışı kaynaklardan aktarılanlara göre, üste ABD’ye ait belli sayıda taktik nükleer başlık bulunuyor. Ancak kesinleşmiş veya resmi kaynaklarca doğrulanmış bir şey olmadığı için bilgiden çok, iddia, şehir efsanesi boyutunda kalıyor” dedi.
‘Türkiye, NATO’dan çıksa bile kendini koruma dinamiklerini oluşturur’
Bozkurt’un, İncirlik başta olmak üzereTürkiye’deki ABD varlığına ilişkin değerlendirmeleri ise şöyle:
“Türkiye’nin bağımsızlığının en temel direklerinden biri de dış politikasında attığı adımlar. Bu konuda, Soğuk Savaş döneminde bir güvenlik şemsiyesi olarak girdiğimiz NATO ve özellikle başat gücü ABD ile Soğuk Savaş döneminden itibaren başlayan temel sorunlarımız, gerilimlerimiz var. Johnson Mektubu’ndan tutun da Türkiye’ye uygulanan ambargolara, darbelere verdikleri destekten tutun da istihbarat veya ekonomik operasyonlarına kadar çok sayıda gerilimde karşımızda yer alan ülkelerin başında ABD geliyor. 1990’lardan sonra terörle mücadelemiz, bölgemizde yaşanan ve ülkemizi tehdit eden sorunlarda da NATO üyesi dostunun yanında olmaktan çok Türkiye karşıtı konumlanan bir ABD ve üyesi bulunduğumuz NATO’ya karşı artık daha bağımsız bir ilişki kurmanın zamanı geldi, hatta geçiyor. Bu çerçevede elbette ki gerekli altyapı oluşturulduğunda Türkiye ile NATO ilişkilerinin üyelik değil, bağımsız bir diplomatik seviyeye çekilmesini, ABD ile ilişkiler de amir-memur ilişkisinden çok iki eşit bağımsız devlet ilişkisine dönüştürülmesini savunuyorum. Bu çerçevede de NATO’ya ve ABD’ye tahsis edilen üslerin, verilen imtiyazların artık geri alınmasının, İncirlik ve Kürecik başta olmak üzere üslerin tam anlamıyla millileştirmesinin zamanının geldiğini düşünüyorum.”