GÖRÜŞ

‘Sputnik V’nin Türkiye’de üretilecek olması salgınla mücadelede önemli faydalar sağlayacak’

Prof. Dr. Derya Unutmaz, Türkiye’de tam kapanma ile amaçlanan hedeflere, ancak hızlı aşılama ve kimi tedbirlerin devam ettirilmesiyle ulaşılacağı görüşünde. ‘Esas sorun yeteri kadar aşı olmaması’ diyen Unutmaz’a göre Sputnik V’nin Türkiye’de üretilecek olması salgınla mücadelede önemli faydalar sağlayacak.
Sitede oku

Türkiye, geçtiğimiz haftalarda günlük 60 bini aşan vaka sayılarının ardından 17 Mayıs’a kadar sürecek ‘tam kapanma’ dönemine giriyor.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ’’Vaka sayılarımızı süratle 5 binin altına indirmeliyiz, aksi takdirde turizmden ticarete ve eğitime kadar her alanda ağır bir faturayla karşı karşıya gelmemiz kaçınılmaz olacaktır’’ diyerek duyurduğu tedbirlerin salgının seyrini ne ölçüde etkileyeceği merak konusu.

Diğer yandan toplam yapılan aşı sayısı ise 22 milyonu aşmış durumda. Sağlık Bakanı Fahrettin Koca ’’Aşı tedariki önümüzdeki 2 ay için güçleşiyor ancak sonrasında aşı bolluğu yaşanması bekleniyor’’ derken aynı zamanda 6 ay içerisinde 50 milyon doz Sputnik V aşısının alınması konusunda anlaşmasının imzalandığının müjdesini verdi.

Sputnik V: Dünyada tescillenen ilk koronavirüs aşısı

Koca, BioNTech aşısıyla ilgili olarak ise iki doz arasındaki sürenin 6-8 haftaya çıkarıldığını bildirildi.

Peki ‘tam kapanma’ kısıtlamaları, Türkiye’nin salgınla mücadelesini nasıl etkileyecek? Aşılama süreci ve bu konudaki yeni kararlar gidişatı değiştirebilecek mi?

Tüm bu gelişmeleri ABD'deki Jackson Laboratuvarı'ndan immünoloji uzmanı Prof. Dr. Derya Unutmaz ile konuştuk.

‘Kimi tedbirler devam ettirilir, aşılama hızlanırsa hedeflere ulaşılabilir’

Türkiye'nin koronavirüs ile mücadelede aldığı son kararları değerlendiren Derya Unutmaz; tedbirlerle hedeflenen sonuca ulaşılmasının, aşılamanın hızlanması ve kimi önlemlerin devam etmesiyle mümkün olacağı görüşünde:

’’Tabii ki son süreç oldukça sıkıntılı. Geldiğimiz nokta, acil tedbirler gerektiriyordu. Son alınan kararlar bence alınması gereken kararlardı. Tabii, kapanmanın ne kadar etkili olacağı, ne kadar denetleneceğine bağlı. Ama belli bir etkisi olacağını düşünüyorum. Son kısıtlamalarla varılması amaçlanan 5000 vaka altı hedefi bence doğru bir hedef. Tabii burada önemli olan nokta, o hedefe ulaştıktan sonra, o noktada tutabilmek hatta daha da altına indirebilmek. Bu da yine ancak belli tedbirlerin devamıyla ve aşılanmanın çok hızlanmasıyla mümkün olabilecek. Bu tedbirlerle en azından bir frene basılmış oldu. 5000 vaka altı hedefine ulaşmanın mümkün olabileceğini düşünüyorum ama tabii ki bekleyip görmek lazım.

‘Türkiye hızlı başladı ancak yavaşladı, esas sorun yeterince aşı olmaması’

Türkiye’nin farklı aşılardan temin etmede geç kaldığını belirten Unutmaz’a göre toplumda aşılara karşı güvensizlik olsa da, asıl sorun yeterince aşı olmaması:

’’Aslında Türkiye biraz geç başlamakla birlikte ilk aşılamanın başladığı zamanlarda oldukça iyi ilerledi. Hatta aşılama hızı bakımından dünyada ilk 3 arasına girmişti. Sağlık personeli çok hızlı bir şekilde aşılandı fakat o noktadan sonra aşılama çok yavaşladı. Bunun en büyük sebebi, yeterince aşı temin edilememiş olması olabilir. Çin aşısı denilen Sinovac aşısının nisan ayına kadar -Sağlık Bakanının söylediği kadarıyla- 100 milyon doza kadar gelmesi gerekirken, şu an sanırım ancak 20 küsur milyon doz ancak gelebildi. Bu tabii ki en önemli faktörlerden bir tanesi. BioNTech aşısının da çok geç gelmiş olması ve şu anda birkaç milyon doz temin edilebilmesi başka bir faktör. Bunun da daha erken gelmesi çok daha faydalı olurdu, çünkü BioNTech aşısının özelliği birinci dozdan sonra da belli bir koruması olması. Çin aşısında böyle bir durum yok. Maalesef en az 2 doz yapmak lazım ve bunun üzerine 2 hafta beklemek lazım. Onun için süre daha da uzuyor. Öte yandan, diğer aşılardan da temin edilmesi gerekiyordu. AstraZeneca, Johnson & Johnson, Sputnik V aşısı. Rusların aşısı için bir anlaşma yapıldı ve şimdi üretime geçilecek. Ancak tam olarak ne zaman başlayacağı henüz kesin değil. Birçok farklı aşının elde edilmesi gerekiyordu. Bu konuda oldukça geç kaldık. Bu da toplumun aşılanmasını yavaşlatıyor. Toplumda aşıya olan güvensizlik de var ama şu anda esas önemli sorun bu değil. Esas sorun yeterince aşı olmaması.

‘Aşılama hızı artarsa en geç yaz sonuna kadar rahatlıkla toplumsal bağışıklığa ulaşabiliriz’

Unutmaz, aşılama hızının artarak günlük 1 milyonluk doza çıkması halinde Türkiye’de en geç yaz sonuna kadar toplumsal bağışıklığın sağlanabileceğini söyledi:

Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. İlhan: Sputnik V aşısı ile 25 milyon vatandaşın aşı ihtiyacı karşılanacak

’’Aşılama hızı eğer çok hızlanarak devam ederse, yani günde 700-800 bin doz hatta bir milyon doza çıkarsa, ben yaz ortasına kadar en geç sonuna kadar, rahatlıkla toplumsal bağışıklığa ulaşabileceğimizi düşünüyorum. Biraz daha yavaş giderse bile, yazın sonuna doğru çok büyük bir rahatlama oluşur. Bu bakımdan mümkün derecede aşıyı hızlandırmamız gerekecek.’’

BioNTech aşısında iki doz arasındaki sürenin 6-8 haftaya çıkarılması

Sağlık Bakanı Koca’nın, "BioNtech aşısının iki dozu arasındaki sürenin 6-8 hafta olarak uygulanmasına karar verilmiştir" açıklamasını değerlendiren Unutmaz, bu kararın bağışıklık ve koruma açısından bir sakıncası olmadığını bildirdi:

’’BioNTech aşısının ikinci dozunun ilkinden 6-8 hafta sonra yapılacak olması bağışıklık veya aşıların sonra oluşacak korumaları açısından sakıncalı değildir. Bu 2 doz arasının (sadece BioNTech için) açılmasını ben de tavsiye etmiştim. İlk doz sonrasında bile iyi oranda bir koruma var.’’

‘Virüse ne kadar çok fırsat verilirse, o kadar çok mutasyona uğrama riski var’

Mevcut aşıların koronavirüs mutasyonlarına karşı etkili olduğunun altını çizen Unutmaz’a göre düşük riskli de olsa yeni varyantların oluşmasına virüse verilen ‘fırsat’a bağlı:

’’Dünyada 4-5 tane değişik varyant var. Bunların bir kısmı virüsü daha fazla bulaşıcı yapıyor. Bir kısmı da bağışıklık sisteminden, özellikle antikorlardan kaçış mutasyonları. Onların bulaşma riski bir miktar daha artıyor. Fakat iyi bir haber olarak birçok aşı -bunların başında BioNTech aşısı da geliyor- bu varyantların hemen hemen hepsine karşı etkili. Bu bakımdan koruyuculukları devam ediyor, en azından ağır hastalıktan, ölümlerden kesinlikle önleyici etkileri var. Yeni varyantlar oluşabilir ancak bu noktadan sonra biraz daha düşük risk olarak görüyorum bunu. Ama tabii ki virüse ne kadar çok fırsat verirsek o kadar mutasyona uğrama riski var.’’

‘Aşıların adil dağıtım konusu bundan sonra gündeme gelecek’

Koronavirüsten en çok etkilenen ülkelerin şu anda aşı üreten ülkeler olduğunu belirten Unutmaz’a göre ‘aşıların adil dağıtımı’ konusu bu mevcut durumdan sonra gündeme gelecek:

‘Aşı’ dağıtımında adaletsizlik konusu genel olarak doğru olmakla birlikte aslında bu noktada biraz daha detaylı düşünmek lazım. Birkaç açıdan bakmak gerekiyor bu konuya. Birincisi, aslında koronadan en çok etkilenen ülkeler, hem ölü sayısı hem vaka sayısı olsun, dünyada şu anda aşısı olan veya aşı üreten zengin ülkeler. Afrika'da ilginç bir şekilde Güney Afrika dışında çok az vaka oldu. Tüm Afrika'da olan vakalar İngiltere'den daha az diyebiliriz, tek bir ülkeden. ABD'de 600 bine yakın insan hayatını kaybetti. Keza Avrupa çok büyük bir zayiat verdi. Çok ölen insan oldu. Vaka sayıları da en yüksek Avrupa, ABD ve Brezilya'daydı. Son zamanlarda da Hindistan'da çok büyük bir sorun var. Salgın gerçekten bir yangın gibi yayılıyor orada. Fakat bu ülkelerde aşı mevcut, örneğin Hindistan kendi aşısını yapıyor, yani hem kendi aşısını yapıyor hem de örneğin AstraZeneca aşısını lisanslı olarak üretiyor. Hindistan dünyada en çok aşı üreten ülkelerden bir tanesi, belki de en büyüğü olabilir. Aylık yaklaşık 70-80 milyon doz üretiyorlar ve bunun çoğunu da kendi halklarına dağıtmaya çalışıyorlar. Ona rağmen tabii ki yetişmekte zorlanıyorlar. Diğer taraftan ABD ancak şimdi yetişmeye başladı. Nüfusun yüzde kırkını aşılayabildi. Avrupa'da çok daha büyük bir sorun var. Avrupa'da aşı eksikliği var. Çok geç kalındı. Almanya'da bile -ki BioNTech şirketi Almanya'da olmasına rağmen- çok gecikme oldu. Yeterince insan henüz daha aşılanamadı. Keza Rusya kendi aşısını yapmış olmasına rağmen birçok aşıları ihraç etmeyi seçti. Henüz 20 milyon kişi aşılanmış durumda ülkede. Bu bakımdan, yani şu anda üretimde bir sıkıntı var ama bundan sonraki süreçte tabii ki aşılar çoğalacak. Özellikle ABD'de aşı fazlalığı başlayacak çok yakında. Bu, şu anda bile başlamış olabilir. ABD örneğin AstraZeneca'nın 60 milyon dozunu, ABD'de üretilen bütün dozunu dünyaya dağıtmaya karar verdi. Bir miktarı Kanada ve Meksika'ya gönderildi. Çoğunluk Hindistan'a gidecek çünkü acil olarak orada ihtiyaç var. Avrupa ülkeleri de orada üretilen aşıların en az yarısını başka ülkelere gönderiyorlar. Şu anda 190 ülkede aşı yapılıyor. Çin üretiminin belli bir kısmını gönderiyor. Yani bu adil dağıtım konusu bundan sonra bence gündeme gelecek olan bir konu. Şu anda acil ihtiyacı olan ülkeler ki bunlar zengin ülkeler, aşı yapan ülkelerdi, bunlarda aşı şu anda mevcut. Bu ülkeler tabii ki önce kendi ülkelerini kurtarmak için çaba gösterdiler.

‘Sputnik V’nin Türkiye’de üretilecek olması çok iyi haber’

Unutmaz, Sputnik V aşısının Türkiye’de üretilecek olmasının salgınla mücadelede önemli faydalar sağlayacağını söyledi:

’’Sputnik V aşısının Faz III çalışmaları oldukça iyi sonuç vermişti. Yüzde 90 oranının üzerinde koruyuculuk belirtilmişti. Gerçek hayat verileri şu anda henüz bilinmiyor ama bu aşının iyi bir aşı olduğu anlaşılıyor. Diğer yandan bazı veriler bilinmese de şu ana kadar bildirilen önemli bir yan etki saptanmamış gözüküyor. Bu bakımdan Sputnik V aşısının Türkiye'de üretilecek olması çok iyi bir haber. Birçok ülkede üretilmesi için anlaşmalar yapıldı ve Rusya biraz önce dediğim gibi bu aşıyı birçok ülkeye ihraç ediyor. Tabii ki bunu bir an önce çok büyük sayıda üretmeye başlamak lazım. Bu, salgınla mücadelede kesinlikle önemli faydalar sağlayacaktır.’’

‘Her yıl bir doz daha aşı yapılması gerekeceğini düşünmüyorum, fakat Sinovac gibi düşük korumalı aşılar için bu geçerli olabilir’

Unutmaz, aşıların yeni varyantlara etkisiyle birlikte, ‘üçüncü doz’ tartışmalarını değerlendirdi:

’’Açıkçası ben bu kadar sık bir şekilde aşı yapılması gerekeceğini çok düşünmüyorum. Özellikle BioNTech aşısı, bu da ilginç bir durum,  iyi bir aşı. Yani enfeksiyondan çok daha iyi bir bağışıklık oluşturuyor. Bizim kendi yaptığımız çalışmalar da var ve bu aşı en azından şu anda biliyoruz ki 6-8 ay çok iyi bir koruyuculuk devam ettiriyor. Benim tahminim hem Moderna olsun hem BioNTech aşısı olsun yıllarca koruyuculuğunun devam edecek olması. Her yıl bir doz daha yapılması gerekeceğini açıkçası düşünmüyorum. Fakat daha düşük korunmalı olan aşılar için -örneğin Sinovac aşısı olsun- bu inaktif aşılar için bir üçüncü doz yapılması gerekecek gibi gözüküyor. Daha önceden Kovid-19 geçirmiş olan kişilerde de tek doz BioNTech, Moderna veyahut bu Sputnik, AstraZeneca da olabilir, tek doz yapılması gerçekten iyi olacak. Özellikle risk faktörü olan kişilerde bu önemli. Çünkü birçok kişi aslında enfekte olduktan sonra daha az bağışıklık geliştiriyor. Özellikle genç grupta bu böyle. Şöyle bir durum söz konusu olabilir, bir yıl sonra bu ortaya çıkan varyant virüslere karşı özellikle Brezilya, Güney Afrika veya Hindistan'da oluşan varyantlara karşı bir aşı geliştirebilir, tabii ki çok benzer bir aşı olacak. Çünkü o varyantlar biraz daha kaçış yapabiliyorlar aşılara karşı, gerçi yine de ağır hastalığı önlüyor ama enfeksiyon oranı artabilir. Onlarla ilgili olarak belki aşılar bollaştıktan sonra, 6 ay-bir sene içinde üçüncü doz bir aşı daha yapılması uygun olacaktır. Daha sonra bu aşıların devam edip etmemesi, tamamen virüse bağlı kalacak. Ben, virüsün influenza gibi kendisini çok aşırı şekilde değiştireceğini düşünmüyorum, tabii ki bir sürpriz yapabilir, ona göre hazırlıklı olmak lazım. Ama aşılar konusunda ben daha umutluyum. Bu aşıların gerçekten çok etkili olduğunu, uzun yıllar bizi koruyacağını düşünüyorum.’’

‘Koronavirüs hayatımızdan çıkacağa benzemiyor ancak kontrol altına alınacak’

Derya Unutmaz; son olarak pandeminin insanlığın hayatını ne ölçüde değiştirdiğine değinerek, koronavirüsün hayatımızdan çıkmasa bile kontrol altına alınacağı görüşünü savundu:

’’Son bir sene gerçekten zor geçti. Tüm dünya için bu böyle. Bu virüsle mücadele eden bilim insanları için ayrıca kötü oldu. Sağlık personeli gerçekten çok büyük mücadele verdi. Belki de bir dönüm noktası olarak düşünebiliriz insanlık tarihinde. İleriye baktığımız zaman tarih belki korona öncesi ve sonrası diye ikiye bile ayrılabilir. Çünkü büyük bir travma yaşandı. Tabii bu sayede çok çok büyük gelişmeler de oldu. Hem hayat tarzımızla ilgili hem de dijital teknolojilerin çok hızlı ilerlemesiyle ilgiliydi. Ama aynı zamanda teknolojilerin sağlık açısından da bu aşıların ve ilaçların ne kadar önemli olduğu ortaya çıktı. Bu konularda çok daha büyük yatırım yapılması gerektiğinin ve bunun gerçekten dünyaya bir tehdit olduğu çok net bir şekilde anlaşılmış oldu. İleriye dönük olarak daha hazırlıklı olacağımızı düşünüyorum. Koronavirüs tamamen hayatımızdan çıkacağa pek benzemiyor. Bu virüsü dünyadan yok etmek şu anda çok zor. İmkansız olmasa da gerçekten çok zor. Bunun için dünyanın büyük çoğunluğunun tamamen aşılanmış olması lazım. Bu da yıllar sürecek bir süreç, fakat kesinlikle bu virüsü, salgını kontrol etmiş olacağız. Önümüzdeki yıl içinde ve hatta bu yılın sonlarına doğru birçok ülkede normal hayatımıza dönmeye başlamış olacağız. O konuda oldukça umutluyum. Tabii bekleyip göreceğiz, bizi neler bekliyor…’’

Yorum yaz