Viyana'daki İran'la nükleer anlaşmanın canlandırılması görüşmelerinde ilerleme kaydedildiği haberlerinin ardından mart ayında İranlı ekonomist Said Lilaz'ın İran Dışişleri Bakanı Cevad Zarif'le yaptığı sohbetin ses kaydının Londra merkezli Iran International sitesinde yayımlanmasıyla ortalık karıştı.
Ses kaydına göre ABD tarafından Ocak 2020'de öldürülen eski Kudüs Gücü Komutanı Kasım Süleymani dahil Devrim Muhafızları'nın İran'da her alanda dizginleri ele geçirip karar mekanizmasını yönlendirmesi, bu kapsamda dini lider Ayetullah Ali Hamaney ile birlikte Dışişleri Bakanlığı'nı hiçe sayarak dış politikayı etkilemesi ve nükleer anlaşmayı engellemeye çalışmasına dair eleştirilerini sıralayan Zarif, skandalın ardından soluğu Irak ziyaretinde aldı. Ama İran'daki muhafazakar gazeteler tarafından "İran'a karşı", "Dost değil", "Zarif'in batışı", "Mili çıkara ateş", "Zavallı" gibi manşetlerle hedef alınmaktan kurtulamadı.
Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani hükümeti, ses kaydının özgünlüğünü yalanlamasa da Zarif'in sözlerinin cımbızlanarak yayımlandığını ve dolayısıyla bağlamından koparıldığını savundu.
Ses kaydını sızdıranlar hakkında soruşturma açıldığını duyuran Hükümet Sözcüsü Ali Rebii, faillerin bulunması için İstihbarat Bakanlığı'na talimat verildiğini açıkladı. Sohbetin yazılı ve görsel kayıtlarının Bakanlar Kurulu ofisinde arşivlendiğini ve daha sonra kamuoyuyla paylaşılmasının planlandığını aktaran Rebii, ses kaydının 'çalındığını' ve bunun da İran halkına karşı yapılmış bir 'komplo' olduğunu söyledi.
İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Said Hatipzade de "Zarif'in söylediklerine bir bütün olarak bakılmalı, bütünün içinden kendilerine uygun kısmı çekip almışlar" açıklamasını getirdi.
Lilaz-Zarif görüşmesinin 'röportaj niteliği taşımadığını, içeriğinin yayımlanmasının amaçlanmadığını' söyleyen Dışişleri Sözcüsü, bunun 'İranlı ekonomistin sözlü tarih araştırma projesi kapsamında yapılmış bir sohbet' olduğunu belirtti.
Hatipzade, "Yönetim içinde gerçekleşen rutin ve gizli bir sohbetti. Dışişleri Bakanlığı, görüşmeyi gerçekleştiren ve kaydeden ekibin seçilmesi ve ardından dosyaların saklanmasında rol oynamamıştır. Bunu kimin ve niçin yaptığını bilmiyoruz" diye konuştu.
Rebii de 'Zarif'in Irak dönüşü yanlış anlamalar hakkında gerekli açıklamaları yapmasını beklediklerini' dile getirdi.
Ses kaydına göre Zarif'in anlaşmanın kotarıldığı dönemdeki ABD Dışişleri Bakanı hakkında söyledikleri, bugün Başkan Joe Biden'ın İklim Kriziyle Mücadeleden Sorumlu Özel Temsilcisi konumundaki John Kerry'yi yaktı.
Buna göre Zarif, İran dış siyasetindeki rolünün yüzde sıfır olduğundan yakınırken Kerry ile ilgili şu ifadeleri kullandı:
"Kerry beni arıyor ve İsrail'in Suriye'deki İran hedeflerine 200 saldırı düzenlediğini söylüyor. Bunu ben bilmiyordum. ABD, Ayn el-Esed Hava Üssü'ne saldırıyı benden önce öğrendi. Kudüs Gücü'nün iki yetkilisi, saldırıdan 45 dakika önce Irak Başbakanı'na gidip ABD'nin bir üssünü vuracaklarını söylüyor. Savaş meydanındaki politikalar ülkenin stratejisine tabidir, ancak böyle olmadı ve ülkenin siyasetinin nasıl olacağını savaş meydanı belirledi."
Washington'da 'İsrail'in Suriye'yi en az 200 kez vurması' sözünü askeri istihbarat addeden Cumhuriyetçi Partililerin bunu 'düşmanla' paylaştığı gerekçesiyle ateş hattına dizdiği Kerry, Twitter'da yalanlama yayımladı:
"Şunu ifade edebilirim ki, bu haber ve tüm bu iddialar kesin surette yanlıştır. Ne bakanken ne de ondan sonra böyle bir şey olmuştur."
Ancak Cumhuriyetçi Partililer, koro halinde, Kerry'nin görevden alınması ve soruşturulup yargılanması taleplerini yükseltti.
Trump döneminin BM Daimi Temsilcisi Nikki Haley, "Bu pek çok düzeyde iğrenç bir şey. Kerry ile Biden'ın, Kerry'nin neden dünyanın bir numaralı terör destekçisi olan İran’a ipucu verirken en büyük ortağımız İsrail’i sırtından bıçakladığına yanıt vermesi gerekir" dedi.