DÜNYA

Çavuşoğlu ile atışmasını 'sorunları halı altına süpüremeyiz' diye savunan Dendias, BM sözleşmesiyle çözümde ısrar etti

Doğu Akdeniz geriliminin düşmesi ve Ankara-Atina istikşafi görüşmelerinin başlaması sonrası Ankara'yı ziyaret eden Yunanistan Dışişleri Bakanı Nikos Dendias, basın toplantısında Türk mevkidaşı Mevlüt Çavuşoğlu'yla kapışmasının ardından ilk röportajını Katimerini gazetesine verdi. 
Sitede oku

Basın toplantısında Türk mevkidaşı Mevlüt Çavuşoğlu'nu kızdıracak şekilde Ankara'yı suçlamasını "Meseleleri halının altına süpüremeyiz" diye savunan Yunan Dışişleri Bakanı Nikos Dendias, Türkiye ile aralarındaki meseleleri 'çözmenin zor olduğunu, ama imkansız olmadığını' söyledi.

'İlk hedef gerilimi azaltma iklimi'

"Farklı bir anlayışa ve yaklaşıma sahip olduğumuz sorunları halının altına süpürmek imkansız. Ancak, kamuoyu önündeki çatışmaya rağmen bu buluşma, Yunanistan-Türkiye ilişkilerinin aşamalı iyileştirilmesinin ilk bölümünü oluşturabilir" mesajını veren Dendias, "2015'ten beri bir Yunan Dışişleri Bakanı'nın ilk Ankara ziyaretini gerçekleştirmekteki amacım, Türkiye ile olumlu gündem potansiyelini araştırmak, böylece başlangıçta uzlaşı değilse de gerilimi azaltma iklimi elde etmekti. Bu yakınlaşmanın her iki halkın yararına olacak şekilde ikili ilişkilerde aşamalı olarak kayda değer iyileşme getireceğini umuyoruz" dedi.

'Erdoğan'ın kabul etmesinin sembolik önemi'

Kriakos Miçotakis hükümetinin Türkiye-AB ilişkilerinin düzelmesi için girişimlerini sıralayıp çalışma gruplarının yıllar sonra yeniden toplanması girişimine Ankara'nın hemen olumlu yanıt verdiğini aktaran Yunan Dışişleri Bakanı, "Türkiye Cumhurbaşkanı Sayın [Recep Tayyip] Erdoğan ile görüşmemin olumlu geçtiğini yineleyeyim. Türk cumhurbaşkanının Yunan dışişleri bakanını kabul etmesine verdiğimiz sembolik önem de elde var bir" vurgusunu yaptı.

'Miçotakis-Erdoğan buluşmasının hazırlayıcısı'

Kendisinin de Yunanistan adına uluslararası hukuka ve Avrupa değerlerine bağlılıklarını yinelediğini belirten Dendias, "Yapılacak çok iş var, o yüzden siyasi temaslar devam edecek. Türk mevkidaşımı, dostum Mevlüt'ü üzerinde uzlaşacağımız bir tarihte Ankara'ya davet ettim. O görüşme, Başbakan Miçotakis ile Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın buluşmasının hazırlayıcısı görevi de görebilir" dedi.

'Ankara tavrını sertleştirmedi'

'Türkiye'nin Ege ve Doğu Akdeniz ile ilgili konularda tavrını sertleştirmediği, ancak uluslararası hukuktan farklı konumların ayrışan pozisyonlarını pekiştirdiği izlenimini aktararak, bunun sorunların çözümünü zorlaştırsa da imkansızlaştırmadığını' dile getiren Yunan Dışişleri Bakanı şöyle devam etti:

UNCLOS ısrarı

"Müşterek kuralları benimsersek, yani Türkiye Birleşmiş Milletler (BM) Deniz Hukuku Sözleşmesini kabul ederse, o zaman çözüme giden bir yol açılabilir. Yunanistan zaten Mısır ve İtalya ile Münhasır Ekonomik Bölge için deniz yetki alanlarının belirlenmesi anlaşmaları yaptı, Arnavutluk ile de meseleyi Lahey'deki Uluslararası Adalet Divanı'na götürmek için uzlaştı. Şu ana kadar Türkiye ile karşı karşıya olduğumuz sorun, görüş ayrılıklarımızı çözecek çerçeve konusunda ortak bir zeminin olmamasıdır. Yani Yunanistan, sorunun çözümünün uluslararası hukuka göre, bu durumda BM üyesi devletlerin ezici çoğunluğu tarafından kabul edilen BM Deniz Hukuku Sözleşmesi (UNCLOS) ile halledilmesi gerektiğini belirtirken, Türkiye bu çerçeveyi kabul etmeyip temelsiz ve uluslararası yasallığın sınırlarının ötesine taşan pozisyonlar benimsemiştir."

"Türk muhataplarımla yaptığım görüşmelerde yaklaşımlarımızdaki farklılığa dikkat çektim. Ve başlangıçta, basın toplantısından önce, dostane bir ortamda anlaşmazlık içinde olduğumuzda anlaşmayı kabul ettik. Ama umarım Türkiye konumunu değiştirir ve diğer ülkelerle aynı hizaya gelir."

'ABD onaylamadı ama'

'ABD'nin UNCLOS'u onaylamamış ülkelerden olmasına rağmen sözleşmeyi deniz hukuku meselelerinde temel norm addettiğini ve bunu ABD-Hindistan-Japonya-Avustralya ittifakı zirvesinde gösterdiğini' ekleme ihtiyacı duyan Yunan Dışişleri Bakanı, "Bizim pozisyonumuz, uluslararası hukuk temelinde hem Ege hem de Doğu Akdeniz'de Münhasır Ekonomik Bölgeyi ve buna bağlı olarak kıta sahanlığının sınırlarını Türkiye ile belirlememiz gerektiğidir. İstikşafi görüşmelerde ele alınan tek konu budur. 63. turunun Türkiye'de düzenlenmesini dört gözle bekliyoruz" dedi.

'AB'nin pozisyonuna göre de Türkiye-Libya anlaşması geçersiz'

Türkiye'nin Kasım 2019'da dönemin Libya Ulusal Mutabakat Hükümeti ile imzaladığı deniz yetki alanlarının sınırlandırılmasına ilişkin mutabakat muhtırasına ilişkin 'AB'nin Aralık 2019'dan beri benimsediği net pozisyonu hem Trablus hem Ankara ziyaretinde yetkililere hatırlattığını' dile getiren Dendias, "Bu, sadece Yunanistan'ın pozisyonu değil, 27 AB üyesinin tamamının desteklediği kabul gören görüştür: 'Mutabakat muhtırası' hükümsüzdür, yasadışıdır ve yasal sonuçlar üretemez" vurgusunu yaptı. 

'Libya parlamentosu anlaşmayı onaylamayacak'

Yunan Dışişleri Bakanı "Libya Temsilciler Meclisi Başkanı Akila Salih son görüşmemizde bana doğrudan dedi ki, bu 'mutabakat muhtırası' Libya parlamentosu tarafından onaylanmayacak. Kısa süre önce bir Libya mahkemesinin bu yöndeki kararını da andı. Bu da parlamento başvurusuna dayalı bir karar" diye konuştu.

'ABD'nin Yunanistan’a atfettiği stratejik rol'

Atina ile Washington arasında müzakere edilen Karşılıklı Savunma İşbirliği Anlaşması'nın güncellenmesiyle ilgili imzaların yaz sonundan önce ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken'ın Yunanistan ziyareti vesilesiyle atılmasını beklediğini belirten Dendias, 'anlaşmanın teknik detaylarının ötesinde öneminin ABD'nin Yunanistan’a atfettiği stratejik rolde yattığına' dikkat çekerek "Bu, güncellenecek anlaşmaya dahil edilecek birçok meseleden çok daha büyük bir konu" dedi.

Biden'ın Miçotakis'i aramasına vurgu

'Güncellenecek anlaşmanın Trump yönetimi döneminde iki ülke arasında gelişen yakın bağları yansıtması gerektiğini Biden yönetimine ilettiklerini, anlaşmada bu ilişkinin gerçekleştirilebileceği tarzın henüz tanımlanmadığını' belirten Yunan Dışişleri Bakanı, 'ABD Başkanı Joe Biden ile Yunan Başbakanı Kriakos Miçotakis arasındaki telefon görüşmesinden başlayarak iki ülke liderleri arasında doğrudan iletişim yollarının kurulduğunu, bu bağlamda anlaşmanın iki ülkeyi pek çok sektörde birbirine bağlayacak yeni bir bağlantı olacağını' dile getirdi.

Yorum yaz