Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, cuma namazı sonrası gazetecilerin sorularını yanıtladı. İlk olarak Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ile Yunan mevkidaşı Nikos Dendias arasında yaşanan tartışmayı değerlendiren Erdoğan, kendisiyle gerçekleşen görüşmenin gayet sıcak bir hava içinde olduğunu söyledi.
"Fakat Dışişleri Bakanımızla yaptığımız görüşmede iş farklı zemine kaydı. Dışişleri Bakanımız haddini bildirdi, daha yumuşak olamazdı. Bize yakışmazdı. Bunu doğru bulmuyoruz. Uyum süreci olsun, biz sıcak ilişkileri olan iki ülkeyiz. 150 bin soydaşımız batı Trakya'da yaşıyor. Sizin bizimle bağlantımız devam ediyor" diyen Erdoğan, şöyle devam etti:
- "Siz bizim 150 bin soydaşımıza gerekli vatandaşlık ilgisini göstermiyorsunuz. Baş müftülük olayında hala siz baş müftüyü siz atıyorsunuz. Lozan'a göre sizin hakkınız yok. Biz patriği atamıyoruz. Yunanistan'da baş müftümüzü oradaki müftülerimiz, imamlarımız seçmesi lazım. Yunanistan buna tahammül edemiyor. Kendi memuruymuş gibi bunu atama yoluna gidiyor. Aramızdaki hukuka da aykırı, ilişkilerin zedelenmesine zemin teşkil ediyor. Bunları konuşmamıza rağmen netice alamadık."
'Alıştık artık bu rahatsızlıklara'
Erdoğan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun vatandaşa patates - soğan dağıtılması konusuyla ilgili açıklamalarını da değerlendirdi.
"Sayın Kılıçdaroğlu'nu tanımışsınızdır. Önceki açıklamada farklı, sonraki açıklamada daha farklı. Biz seni tanıdık, biliyoruz. Çeltik konusu çözdük. Patates ve soğanı alacağız. İçişleri Bakanımıza gerekli talimatı verdim. Hibe olarak tüm Türkiye'de vatandaşlarımıza dağıtacağız" bilgisini veren Erdoğan, devamında "Bay Kemal rahatsız oldu. Alıştık artık bu rahatsızlıklara. Biz işimizi, görevimizi biliyoruz. Bunların yalanlarına da ilgi duymadan yolumuza devam ediyoruz" ifadesini kullandı.
'Kuzey Kıbrıs Anayasa Mahkemesi Başkanı'nın laikliği öğrenmesi lazım'
Bakan Çavuşoğlu'nun adaya gittiğini belirten Erdoğan, "Dün Mevlüt Bey'e giderken 'Sayın Cumhurbaşkanı ile bu konuyu görüşeceksin' dedim. 'Gerekli açıklamayı yapacaksın' dedim" dedi.
Kuzey Kıbrıs Anayasa Mahkemesi Başkanı'nın açıklamasını kabul etmelerinin mümkün olmadığını belirten Erdoğan, şöyle devam etti:
- "Anayasa Mahkemesi Başkanı'nın laikliği öğrenmesi lazım. Türkiye'deki uygulaması neyse onu da öğrenmesi lazım. Tavır değişti, değişti. Tavır değişmediği takdirde Kuzey Kıbrıs'ta inanç özgürlüğü konusunda, oradaki yavrularımızın Kuran eğitimi konusunda engel teşkil edecek adımların atılmasına asla müsaade etmeyiz. Türkiye'de din eğitimi-öğretimi bu tür şeyler çözülmüştür. Laiklik anlayışı onların anladığı gibi değildir. Kuzey Kıbrıs bir Fransa değildir. Kuzey Kıbrıs, Türkiye'deki uygulamalar neyse bunları uygulama safhasına geçirmek durumundadır.
- Oradaki bazı sendikaların, din düşmanı sendikaların attığı adımları kabul etmemiz mümkün değildir. Bu yanlıştan süratle dönülmelidir, dönülmezse bizim atacağımız adımlar da bundan sonraki süreçte farklı olacaktır. Fuat Bey de bu konuyu Ersin Bey ile görüşmek suretiyle gerekli adımların atılmasını bildirecektir."
'Kanal üzerinden geçecek köprülerin adımını atalım istiyoruz'
Erdoğan, kamuoyunda tartışılmaya devam eden Kanal İstanbul projesiyle ilgili de konuştu. "Muhalefetin işi gücü bu ülkede herhangi bir işi yaptırmamak" diyen Erdoğan, şunları söyledi:
- "Biz ilk adımı Kanal üzerinden geçecek köprülerin adımını atalım istiyoruz. İlk etapta planlanan 6 köprü ve ilk kanal üzerinden geçecek köprülerden birisinin adımını haziranda atacağız. Ulaştırma Bakanlığımız, Çevre Şehircilik Bakanlığımız adımı atıp, sahiplendirme ve bu adımı atıp temeli atacağız. Bu temelle birlikte ilk köprünün yapımına başlayacağız. Bu köprülerle kanalın iki yanından sürecin başlaması önem arz ediyor. Çok ciddi bir hafriyat söz konusu olacak. Küresel sermayeden, yerli sermaye ile bu işe girecek olanlar var."
Gazetecilerden teşekkür çiçeği
Öte yandan cuma namazı sonrası açıklamaları takip eden gazeteciler, yeni tip koronavirüse (Kovid-19) karşı aşılama çalışmaları sürerken sarı basın kartlılara öncelik tanındığı için Erdoğan'a teşekkür etti. Gazeteciler çiçek verirken, Erdoğan da "Ne tatlı bir sürpriz ya" dedi.