HaberTürk gazetesi yazarı Fatih Altaylı bugün yazdığı yazısında, "Bizim gibi ülkelerin sürekli bir 'deja vu' hali içinde yaşamaları sıkıcı bir durum olsa da, bilgi toplumu haline gelmeyi başaramamış grupların böyle bir durumda olması kaçınılmaz. Gözaltındaki amirallerin durumu bunun çok açık göstergesi. Bu amirallerden birinin darbe girişimi akşamı, silahı eline alıp, ön safta FETÖ’cülere karşı savaşanlardan olduğunu anlatmayacağım.
Bu adamların daha önce FETÖ’cü savcıların tutuklama, gözaltı kararlarına yurt dışından gelerek teslim olan askerler olduğunu da anlatmayacağım. Bu amirallerin Deniz Kuvvetleri’ni etkisizleştirme için uydurulan casusluk davası gibi davalarda çeşitli kumpaslarla içeri atılan askerler olduğunu da anlatmayacağım.
Ancak bir şey dikkatimi çekiyor. Ne zaman ABD bizim buralarda bir şey yapacak olsa kabak bizim Deniz Kuvvetleri’nin ve Denizcilerin başına patlıyor. 2000’lerin ilk 10 yılında ABD, Gürcistan ve Ukrayna’da birtakım faaliyetlere girişti. Turuncu devrimler organize etmeye başladı. Ardından Montreux’den bu yana neredeyse 0 çatışma görmüş Karadeniz karışmaya başladı.
Amerikan savaş gemileri Karadeniz’e geçebilmek için Boğazların önüne dizildi, her ne hikmetse tam da o günlerde Deniz Kuvvetlerimize karşı peş peşe kumpas olduğu sonradan ortaya çıkan davalar açılmaya başlandı.
Şimdi bir kez daha tarih sanki tekrarlanıyor. Bir yandan emekli amiraller gözaltınaalınıyor. Diğer yandan Amerikan savaş gemileri Karadeniz’e girmeye başlıyor. Sanki yarım kalmış bazı işler yeniden tamamlanmaya çalışılıyor. Bu kez umut verici olan ise çevresindeki kuşatılmışlığa rağmen Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu defa biraz daha temkinli olduğunu gösteren konuşması. Yoksa çevresindekilere kalsa amiraller çoktan asılmış, yarım kalan işlerin çoğu tamamlanmış olacaktı” dedi.