EKSEN

'Ürdün'de taht darbesi girişiminde rol oynayan bugünkü kavga aslında biraz da prensesler ve kraliçelerin kavgası'

Ramazan Bursa, Ürdün’de taht kavgasının yeni olmadığını, Kral Abdullah'ı devirmeye çalıştığı söylenen Prens Hamza'nın, Kraliçe Nur'un oğlu olduğunu anımsattı. Bursa, Abdullah'ı tahtından etmeye yönelik girişimde Suudiler, İsrail ve BAE'nin bulunduğuna dair iddialara dikkat çekti. Bursa'ya göre Türkiye-Ürdün ilişkileri de bir süredir çok iyi değil.
Sitede oku

Ürdün’de Kral Hüseyin'in en büyük oğlu ve Kral 2. Abdullah'ın üvey abisi Prens Hamza bin Hüseyin ve 20 kadar üst düzey yetkilinin ‘ülkenin istikrarına tehdit olduğu gerekçesiyle’ gözaltına alındığı iddia edildi. Prens’in, ‘darbe girişimi’ suçlamasıyla başkent Amman'daki sarayında tutulduğu aktarılırken, gözaltına alınanlar arasında ülkenin güvenlik teşkilatındankişiler bulunduğu haberleri geldi.

Prens Hamza'nın 'ulusal güvenliğe zarar vermek için yabancı ajanlarla temas içinde oldukları' iddiası da dünya kamuoyuna yansıtıldı.

ABD,Suudi Arabistan ve diğer Arap ülkeleri Kral Abdullah'ın aldığı önlemlere tam destek açıklarken Ankara da Ürdün'deki huzura güçlü destek eşliğinde "Olayları endişeyle izliyoruz" açıklaması yapıldı.

Sonunda Ürdün Kraliyet Divanı, Prens Hamza'nın kral 2. Abdullah'a bağlılığını teyit eden bir mektup imzaladığı, "Kendimi Kral'ın ellerine bıraktım. Babalarımız ve dedelerimizin ahdi üzerine kalacağım"dediği yolunda açıklama yayımladı.

Ürdün'deki saray darbesi girişimini gazeteci-yazar Ramazan Bursa ile konuştuk.

‘Al Jazeera'nin yayınladığı video ile ev hapsine alındığı kesinleşti'

Ramazan Bursa’ya göre, Ürdün'de Kral Abdullah'a yönelik istihbaratın da rol oynadığı ve yabancı güçlerin bilgisi dahilinde bir saray darbesi girişimi olduğu söylenebilir. Önce tutuklamaların gerçekleştiğini belirten Bursa, Prens Hamza'nın videosunun yansımasıyla gözaltına alındığının kesinleştiğini vurguladı:

“Bir darbe girişimi olduğunu söyleyebiliriz. İstihbaratın planladığı Prens Hamza lehine sonuçlanması istenilen birtakım yabancı güçlerin veya başka ülkelerin de bilgisi dahilinde olan bir darbe girişimi. Girişim olarak kaldı. Cumartesi gecesi gündeme düştü ama aslında saatler evvel birçok şey olmuş bitmişti. O da Pazar günü daha da netleşti. Prens Hamza bin Hüseyin bir video yayınladı. Aslında iki video yayınladı. Bir tanesi İngilizce, bir tanesi Arapça. Arapça videoyu da Ortadoğu’nun en güçlü kanallarından Al Jazeera de baştan sona yayınladı. Burada genelkurmay başkanıyla Cumartesi görüşme yaptığı, halkla teması yasaklandığı kendisine ifade edildi. Daha sonra tutuklamalar meydana geldi. Her ne kadar devlet ilk evvela Prens Hamza ile ilgili bir kısıtlamanın bir ev hapsinin söz konusu olmadığını ifade etse de aslında Amman’a yakın bir sarayda ev hapsine alındığı daha sonra netleşmiş oldu bu videoyla beraber. Prens Hamza’nın hem korumaları hem ofis müdürünün (özel kalem müdürü) tutuklandığını da biliyoruz.

'Taht kavgası yeni değil'

Bursa, Ürdün'deki taht kavgasının aslında yeni olmadığını vurguladı. Prens Hamza'nın annesinin Suriye asıllı ABD doğumlu Kraliçe Nur olduğunu belirten Bursa, ancak merhum Kral Hüseyin'in tercihini 2. Abdullah'tan yana kullanmasıyla işlerin değiştiğini anımsattı. Bursa'ya göre bugünkü kavga aslında biraz da prensesler ve kraliçelerin kavgası:

"Nitekim Prens Hamza ile Kral Abdullah arasındaki taht kavgası çok yeni de değil. Prens Hamza’nın annesi Suriye asıllı ABD doğumlu Kraliçe Nur. Kraliçe Nur, Kral Hüseyin’in ilk eşi. Saraya geliyor, Kral Hüseyin ile evleniyor, daha sonra saraydan uzaklaştırılıyor. Daha sonra Kral Hüseyin bugünkü kral, Kral Abdullah’ın oğlu, annesi, el Hüseyin ile evleniyor. Bu da İngiliz asıllı. Hamza’nın annesi yine Arap Suriye asıllı. ABD vatandaşı olmakla beraber Abdullah’ın annesi İngiliz bir kadın. İsmini değiştiriyor, Muna yapıyor. Abdullah onun oğlu. Kral Hüseyin vefat ettiğinde Prens Hamza 24 yaşındaydı, çok gençti. Ona devletin önde gelenleri, hanedan daha toy gözüyle bakıyorlardı. Fakat veliahttı. Ama Kral Hüseyin’in favorisiydi, gözümün zevki, gözümün nuru ifadelerini kullandığı ifade edilir. Gözde bir prensti. Bugünkü kavga biraz da Kral Abdullah ile Hamza çekişmesiyle beraber aslında prensesler ve kraliçelerin de kavgası. İngiliz asıllı Muna ile Suriye asıllı ABD vatandaşı Nur’un kavgası. Kral Abdullah 2004 veya 2005’lerde Hamza’nın veliahtlığını iptal ediyor. Oğlu Hüseyin’i veliaht ilan ediyor. O zaman da Hüseyin 15’li yaşlarda. Kraliçe Nur daha sonra Kral Hüseyin ile nasıl tanıştı? Mesela Körfez savaşı gibi İsrail Cumhurbaşkanı Rabin’in öldürülmesi meselesi gibi kocası Kral Hüseyin ile birçok toplantıya katıldı. Bölgedeki birçok önemli olayların müzakerelerine şahitlik yaptı. Kraliyet ailesini anlattığı bir kitap da yazdı. Kader atlayışı diye bir kitap yazdı, bu Türkiye’de çevrildi. Aslında Ürdün’ü tanımak isteyenler için Kraliçe Nur’un kitabı da okunmaya değer.”

‘İsrail asıllı iş adamı bağlantısı dikkat çekici'

Bursa, taht darbesi girişiminde İsrail asıllı Roy Shaposhnik’in de isminin geçtiğni aktardı. Shaposhnik'in Prens Hamza ve eşiyle irtibatına dikkat çeken Bursa'ya göre, İsrailli iş insanı taht darbesi girişimi öncesi prensin eşi ve çocuklarının yurt dışına çıkışı için aracı oldu. Bursa, Shaposhnik’in ABD'li özel askeri şirket Blackwater'la bağlantısına dair iddialara da dikkat çekti:

“Birincisi bu hareket başarılı olsaydı veliaht değil kral değişikliği olacaktı. Suudi Arabistan’da bir saray darbesiyle veliaht değiştirildi. Burada bu girişim planlandığı sonuçlansaydı kral değişikliği olacaktı, yani Abdullah gidecek Hamza gelecekti. Burada dış bağlantı olarak iki nokta dikkat çekiyor. Biri, bu girişimde İsrail asıllı Roy Shaposhnik’in, Hamza ve eşiyle olan irtibatı çok dikkat çekici. Hamza ile bir vesile tanışıyorlar, kişisel dostluk kuruyorlar. Bu olay olduğu zaman Roy, Prens Hamza’nın eşiyle telefonda görüşüyor. Ürdün’de olaylar düzelene kadar çocuklarıyla beraber Almanya’ya gidebileceğini ve onlar için uçak tahsis edebileceğini ifade ediyor. Fakat İsrail asıllı Roy çok dikkat çekici bir isim. İlk evvela siyasete Kadima Partisi’nde aktivist olarak başlıyor. Daha sonra eski İsrail Başbakanı Ehud Olmert’in ofisinde danışman olarak çalışmaya başlıyor. Sonra herkesin bilmiş olduğu Amerikalı Erik Prince, Blackwater şirketinin kurucusu. İsrailli Roy, Erik’in bir güvenlik şirketinde işe başlıyor. Çalıştığı şirket Ürdün’de Ürdün askerini eğitmekle görevli, Ürdün devleti ile böyle bir anlaşması var. Dolayısıyla Ürdün askeri camiasını da iyi tanıyan bir İsrailli. Walla diye bir askeri ve güvenlik haber sitesi İsrail’de. Bu sitede buna dair birçok bilgi paylaşıldı. Daha sonra İsrailli Roy, kendi şirketini kuruyor buradan ayrılıp. Amerika başta olmak üzere birçok ülkeye lojistik hizmet veren bir şirket kuruyor. Bu çok enteresan bir bağlantı.”
'Suudiler de eski Kraliyet Divanı Başkanı'nın serbest bırakılmasını istedi'

Ürdün'deki taht darbesi girişimi sonrasında tutuklananlara dikkat çeken Bursa, bunlar arasında Suudi Arabistan’ın serbest bırakılmasını istediği eski Kraliyet Divanı Başkanı Basım Avadallah’a dikkat çekti. Bursa, Avadallah’ın maliye bakanlığı yaparken Ürdün maliyesini batının kontrolüne daha sıkı bir şekilde bağlamak için gayret gösterdiğini söyledi. Bursa'ya göre bu girişimde Suudiler, Birleşik Arap Emirlikleri'nin (BAE) yahut İsrail'in rolüne dair iddialar dikkat çekici:

“İkincisi ise bugün Washington Post’un haberine dayanarak Al Jazeera bir bilgi aktardı. Suudi Arabistan, Ürdün’e bir heyet gönderiyor. Ürdün Krallığı’ndan eski Kraliyet Divanı Başkanı Basım Avadallah’ın serbest bırakılmasını talep edecek bu heyet. Darbe girişimi Cumartesi gecesi ortaya çıktığında iki önemli ismin tutuklandığı ifade edilmişti Prens Hamza’nın dışında. Birisi eski Kraliyet Divanı Başkanı Basım Avadallah ki Suudi Arabistan heyet gönderiyor, serbest bırakılmasını istiyor, ikincisi de kralın Suudi Arabistan özel temsilcisi Hasan Bin Zeyd. 20 küsür kişinin tutuklandığı ifade edilmiş, 3 kişinin ismi açıklanmıştı. Hamza, Basım ve Hasan. Bunlardan bir tanesinin Suudi Arabistan serbest bırakılmasını istiyor. Basım Avadallah kraliyet divanı başkanı olmakla birlikte Ürdün’de maliye bakanlığı da yapmış ve bu dönemde Ürdün maliyesini batının kontrolüne daha sıkı bir şekilde bağlamak için gayretler göstermiş. Bu görevleri sırasında da başta Amerika olmak üzere birçok batı ülkesiyle sıkı dostluklar kurmuş bir isim. Bunun arkasında Suudlar, BAE ya da İsrail var iddiaları var. Ama bir dış desteğin olduğu çok açık. İsrailli Roy’un Hamza ile özel dostluğu ve irtibatı, Blackwater’ın kurucusunun başka bir şirketinde görev yapması, bu şirketin Ürdün askerini eğitme görevi olması ve ayrıca Suudi Arabistan’ın heyet meselesi, darbe girişimi açısından dikkat çekici."

'Başarısızsa mevcut kralı arayıp geçmiş olsun demek de diplomasinin bir gereğidir'

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da tahtına yönelik bu girişimin ardından Ürdün Kralı Abdullah ile telefonda görüşürken, Ramazan Bursa'ya göre bu 'hassasiyet' iki ülke liderinin arasının iyi olmasına değil de Abdullah'ın Hamza’ya tercih edilmesinden kaynaklı olabilir. Bursa, Türkiye-Ürdün ilişkilerinin son yıllarda çok da yolunda gitmediği görüşünde. Ürdün'ün özellikle Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı'nın (TİKA) Kudüs'teki kimi restorasyon projelerine İsrail'in izin vermesinden rahatsız olduğunu aktaran Bursa, aslında bunlardan hem Ürdün, hem İsrail hem de BAE'nin rahatsız olduğu değerlendirmesinde bulundu. Bursa, Ürdün kraliyetindeki Britanya etkisine dikkat çekti:

"Gayet iyi diyemeyiz ama bu telefon görüşmesini şöyle değerlendirdim. Ürdün ile Türkiye’nin son birkaç yıldır Kudüs’te ciddi bir rekabeti söz konusu. Türkiye TİKA oradaki tarihi binaların restore noktasında çok önemli hizmetler verdi. Ürdün ise bu konuda fevkalade rahatsız. Zaman zaman batılı yetkililerle yaptığı görüşmelerde bunu dile getiriyor. Ürdün, İsrailli yetkililere Türkiye’nin oradaki restorasyon çalışmalarına izin verilmemesi noktasında telkinlerde bulunuyor. Türkiye’nin Kudüs’teki faaliyetlerden hem İsrail hem de Ürdün ve BAE rahatsız. Ürdün dediğimiz ülke aslında mini bir İngiltere model olarak. İngiltere’de de öyledir, bir hükümet vardır, kraliçe vardır. Kraliçe hep hayır, sanat işleriyle ilgilenir. Sanki hiç etkinliği yokmuş, sadece sembolikmiş gibi gözükür. Ürdün’de de benzer bir sistem kurulmuştur. Hükümet vardır, aslında ülkenin kötü gidişatından hiçbir zaman kral değil her zaman hükümet sorumludur. Hükümet değişir, istifa eder. Böyle bir İngiltere modeli vardır. İngiltere’nin Ürdün’deki etkinliğini kırmak isteyen belki Amerika belki onun müttefiklerinin böyle bir hamle yapmış olabileceği kanaatini taşıyorum. Ürdün Kralı ile Erdoğan’ın görüşmesini aralarının çok iyi olmasına değil de Ürdün Kralı’nı Hamza’ya tercih olarak değerlendirdim. Ayrıca başarısız olan bir darbe, başarısızsa mevcut kralı arayıp geçmiş olsun demek de diplomasinin bir gereğidir.”
Yorum yaz