EKSEN

'İsrail siyaseti artık Netanyahu taraftarlığı ve karşıtlığı üzerinden bölündü'

İvo Molinas’a göre İsrail siyaseti artık 'Netanyahu taraftarlığı ve karşıtlığı' üzerinden bölündü. Koalisyon senaryolarına atıf yapan Molinas, seküler Araplardan ayrılan İhvancı parti Raam'ın kilit rol elde ettiği ve Bibi'yi dışarıdan destekleyebileceğini söyledi. Molinas, koalisyonu kuramazsa Bibi'nin cumhurbaşkanı adayı olabileceği görüşünde.
Sitede oku

İsrail’de 23 Mart'ta iki yıl içinde dördüncü kez düzenlenen parlamento seçimleri de siyasetteki tıkanıklığı gidermiş görünmüyor. Kesin sonuçların bir hafta sonra ulaştırıldığı Cumhurbaşkanı Reuven Rivlin'ın başbakanlık için kimi görevlendireceği merakla beklenirken, dikkatler koalisyon pazarlıklarına çevrildi. Koalisyonlara alışkın İsrail'de ülkeyi 18 yıldır yöneten Benyamin Netanyahu'nun şahsında somutlanan kilit kolay çözülecek gibi görünmüyor. Netanyahu İsrail açısından pandemi yönetimi ve Trump döneminde Arap ülkeleriyle normalleşme başarılarına imza atmış olsa da hakkındaki yolsuzluk davaları eşliğinde İsrail siyasetindeki varlığı yoğun tartışma konusu.

Son seçimde denkleme bir de İsrailli Araplar cephesindeki bölünmüşlüğün ortaya çıkardığı İhvancı Raam partisi eklendi.

İsrail seçimleri ve hükümet tartışmalarını Şalom Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ivo Molinas ile konuştuk.

'Cumhurbaşkanı Rivlin, Likud'u kızdıran dikkat çekici açıklama yaptı'

İvo Molinas'a göre İsrail iki yılda dört seçim yapılmasına karşın 'sıfırdan başlamış' gibi bir sonuçla karşı karşıya olduğu görüşünde. Kesin sonuçlar nihayet önüne ulaşan Cumhurbaşkanı Rivlin'in hükümetin kurulması talebini dile getirirken, Arap partileri de kapsayıcı bir retorik kullanmasına dikkat çeken Molinas, bu yüzden Netanyahu ve partisi Likud'un şimşeklerini çektiğini aktardı:

Netanyahu rakiplerini sağcı bir hükümet kurmaya çağırdı: Farklılıklarımızı geride bırakmanın zamanı geldi

“İki senedir dördüncü seçim bu. Bu seçim sonucunda da tam bir darboğaz söz konusu. Bu enteresan bir şey. 'İş bitiricidir, hedefe doğru giderler ve başarırlar’ gibi bir imajı vardır Yahudilerin. Bu yöneticiler bu işi başaramıyor, nasıl olacak? İki yılda dördüncü seçimi bitirdiler ve hala sıfırdan başlamış gibi bir sonuç var. Yahudilerin geçtiğimiz ve bu hafta devam eden Hamursuz Bayramı dolayısıyla İsrail’de işler ağır gidiyor. Bir nevi 'Ramazan dönemi' yavaşlığı söz konusu. Ekmek yenmiyor Hamursuz Bayramı'nda, pazar günü bitiyor. Cumhurbaşkanı’na seçim sonuçları verildi. Cumhurbaşkanı Reuven Rivlin’in Bibi’yle arası pek iyi değildir. İkisi de aynı İsrail’in sağından gelmiş olmalarına rağmen... Rivlin siyaset hayatında daha demokrat bir karakter çizmiştir, cumhurbaşkanlığını da aynı şekilde götürüyor. Bugün yaptığı açıklamada 'konvansiyonel olmayan iş birliğini bu sefer hayata geçirilerek hükümet kurulsun' dedi. İsrail’deki Arap vatandaşlarının temsil eden iki partinin toplam milletvekili sayısı son seçimde 15’ten 10’a düşmüş olmasına rağmen şu anda ilginç bir şekilde kilit roldeler. Rivlin, 'bunlarla işbirliği yapmanın yolunu aramanız ve bulmanız lazım' der gibi konuştu. Daha çok Netanyahu karşıtı cepheye destek verir gibi algılanan bir konuşma yaptı. Bunun üzerine Likud, hemen açıklama yaptı. Cumhurbaşkanı'nı taraf tutmakla eleştirdi. Çok ilginçtir, Reuven hemen cevap verdi, 'Likud, ülkenin ana yapıları olan kolluk güçleri, polis, başsavcı ve yüksek mahkemeler ve Cumhurbaşkanlığı kurumuna da bir saldırıya geçmiştir. Bütün bunlar demokrasimize büyük zarar vermektedir' gibi bir şeyler söyledi."

'İsrail siyaseti artık Netanyahu taraftarlığı ve karşıtlığı olarak bölündü'

Molinas'a göre, İsrail siyasetinde artık 'Netanyahu taraftarı ve Netanyahu karşıtı' diye bir bölünme söz konusu. Netanyahu'nun hükümeti kurabilmek için liderliğini çok sert eleştiren Yamina kadar Arap partilerin de desteğine ihtiyaç duyduğu bir manzara ortaya çıktığını belirten Molinas, bir diğer faktör olarak da Arapların seküler ve dinci olarak ikiye bölünmüşlüğü olduğunu aktardı. Molinas, Arapların seküler ve solcu Ortak Listesi'nin yanı sıra İsrail'in İhvancısı olarak Raam Partisi'nin enteresan bir pozisyon elde ettiğine dikkat çekti:

Eski Tel Aviv Büyükelçisi Çelikkol: Türkiye ve İsrail’in kısa vadede karşılıklı büyükelçi ataması mümkün

"Hamursuz Bayramı var diye çok resmi olmayan görüşmeler yapılacak. Resmi olanlar da yapılıyor. Şu anda Netanyahu’nun partisi koalisyon kurulabilmesi için 120’de 61 milletvekili lazım. Netanyahu’nun partisinden 52 milletvekili var. Yamina diye bir parti var, 7 milletvekili var. O da sağı temsil ediyor. O da Netanyahu ile koalisyon yapmaya hazır gibi, birtakım koşulların yerine getirilmesi şartıyla. 59 milletvekili var aslında, yani 2 eksiği var. İsrail siyasetinde artık Netanyahu taraftarı ve karşıtı diye bölünme oldu. Referans noktası Netanyahu oldu, karşısında ve yanında olanlar diye artık uç noktalara gidildi. 12 senedir başbakanlık yapıyor. Karşı tarafta da Yeş Atid partisi liberal sağı temsil ediyor, seküler bir parti. Yair Lapid başkanlığını yapıyor. Eski televizyon sunucusudur. O da 17 milletvekili çıkardı, ikinci büyük parti oldu. Onun da önderliğinde aslında 51 tane çantada keklik var. Onun 61’e ulaşması için ya Bibi’nin arkadaşları olan Yamina partisinden 7 milletvekili alması lazım ya da Arapların 10 milletvekilinin tamamının ya dışarıdan destekli ya koalisyona girecek şekilde olması lazım. Ortak Liste, Arapların iki partisinden biri aslında sol komünist seküler Arapları temsilen bu cepheye yakın bir parti. Onlar alınabilir. Onlar da 57’de kalıyor. Biri 59’da kalıyor. Lapid de 57’de kalıyor. Burada kilit noktada bir parti var, eklenenin aksine Arapların ikinci partisi olan Raam.”

‘İhvancı hatta Hamas'ı destekler profil çizen Raam, pragmatik davranarak koalisyona dışarıdan yardım edebilir’

İsrail parlamentosu Knesset'in kuruluşundan beri ilk kez türbanlı Müslüman bir kadının vekil seçildiğine işaret eden Molinas, Raam’ın İhvancı, hatta Hamas’ı destekleyen bir profil çizdiğini aktardı. Türkiye kamuoyunda Knesset'te Arap vekillerinin bulunduğunu bile bilmeyenler olduğunu anımsatan Molinas, Arapların son süreçte seküler ve dinci olarak ikiye ayrıldıklarını aktardı. Molinas, Netanyahu'nun geleneksel Siyonist ve dinci ortaklarının oluşturduğu resme bu kez bir de Arap cephesinden İhvancı Raam'ın eklenmiş göründüğünü vurgularken, Raam'ın lideri Dr. Mansur Abbas'ın pragmatik tavırla hükümeti dışarıdan destekleyebileceğini kaydetti:

İsrail'de parlamento seçimleri

“Türkiye kamuoyunda Arapların milletvekili olduğunu bile bilmeyenler var. Birçok Arap vatandaşının İsrail vatandaşı olduğunu bilmeyenler var. Bunları temsilen bazen 15 olur, şimdi de 10’a düştü milletvekili sayısı. Raam Partisi'nin bir milletvekili de türbanlı bir kadın. İsrail parlamentosu Knesset’de kuruluşundan beri ilk kez türbanlı Müslüman bir kadın vekil olarak seçildi Raam'dan. Raam aslında daha çok solcu ve seküler Arapların olduğu Ortak Liste'deydi. Her yerde olduğu gibi orada da bir ayrışma oldu. Sağcı ve dinci kimi yöneticiler partiden ayrılarak Raam'ı kurdular. Bunlar İhvancı, hatta Hamas’ı bile destekleyen profil çiziyorlar, düşünce dünyasında. Fakat hiçbir kısıtlamaya tabi olmadan seçimlere girip 4 milletvekili çıkararak hem Bibi için hem de Lapid için, yani hem Likud hem de Yeş Atid dediğimiz merkez sol için olası koalisyonda anahtar roldeler. Bu çok enteresan. Bibi’nin tarafında olan aşırı sağcı dinci Siyonistler var ki onun için de maalesef zamanında İsrail’de yasaklanmış olan ve Amerika tarafından da 'terörist parti' olarak ilan edilen Koah partisinin elemanları var. Hep seçime giriyordu fakat bir türlü barajı geçemiyorlardı. Çünkü baraj ikiydi, 3.25’e çıkarıldı. 3.25’i geçemeyince bu sefer başka iki-üç partinin koalisyonu da Bibi’nin de bu işi çok iyi pazarlaması neticesinde 6 milletvekili çıkardı. Bunlardan ikisi aşırı sağ, faşist diyebileceğimiz, Arapların tamamını bölgeden çıkarılmasını isteyen bir görüşe sahip. Bunlar tamamen Netanyahu’nun koalisyonu olacakken, Raam İslamcı ve hiçbir şekilde sağcı Siyonistlerle bir noktada olamayacak gibi. Ama lideri Mansur Abbas’ın pragmatik bir yönü var. "Biz hiçbir zaman koalisyona kapalı değiliz" dedi. Arap partileri toplamda 10 milletvekili olmalarına rağmen hiçbir seçimde bu kadar kilit bir rol üstlenmemişti. İslamcı, İhvancı hatta Hamasçı olması itibariyle, diğer yandan pragmatik olması göz önüne alınırsa her şeyin olabileceğini, Bibi’nin her zamanki büyük kıvraklığıyla yeni bir koalisyonu bunların dışarıdan desteğiyle alabileceğini söyleyebiliriz. Çünkü Arapların ciddi bir sorunu var bugünlerde. Şu anda Batı Şeria’daki Mahmud Abbas’ın yönetimindeki Filistin’in Özerk yönetimindeki şehirlerde terör ve şiddet olayları çok ciddi artmış son zamanlarda. İsrail, Filistinli kolluk güçlerine bıraktıkları için onlar bu işin içinden çıkamıyor. Son derece ciddi bir toplumsal olay haline gelmiş ve İsrail’den yardım istiyorlar. Kendi içlerindeki terör ve şiddeti önlemek için. Netanyahu belki sadece kendi aşırı sağcıları ikna etmek için bunun karşılığında dışarıdan desteği kabul ettirebilir diye yaklaşımlar var. Burada her şey çıkarlar üzerine gelişiyor. Dolayısıyla 4 milletvekili olan Raam belki de Netanyahu’nun hükümet kurmasına dışarıdan destek verecek.”

'Likud'dan ayrılma Yeni Umut belki Netanyahu için kilidi açabilir'

Molinas, bir başka senaryo olarak da Netanyahu'nun koalisyon kurabilmek için Gideon Saad liderliğindeki Yeni Umut partisine bakabileceği görüşünde. Bu partide Menahem Begin'in oğlu Benny Begin'in de yer aldığını belirten Molinas, Saad'ın Netanyahu karşıtı tutumuna karşılık, hükümeti destek verme olasılığına dikkat çekti:

“Netanyahu için bir başka destek de Likud'dan ayrılmış olan Yeni Umut Partisi ki orada Gideon Saar diye çok liyakatli ve uzun yıllar İsrail sağını temsil eden bir isim var. Likud’dan ayrılmıştı. Eski Başbakan Menahem Begin’in oğlu Benny Begin de var bu partinin içinde, çok dürüst bir İsrail sağ milletvekili olarak görüyorum. Benny Begin, Netanyahu’nun Yahudi devleti kurulmasına yönelik temel kanun dediğimiz kanunu çıkardığında karşı çıkan tek Likudluydu. Çünkü çok ayrımcı bir temel yasa çıkarmışlardı. Onlar da 10 milletvekili çıkaracakları beklenirken 6 milletvekili çıkardılar. Orada kilit bir iki isim var. Netanyahu’nun ikna etmesi sonucu, birine eğitim bakanlığı bile teklif edilmiş. Ama Gideon Saar Netanyahu düşmanı, aynı ekolden gelmiş olmalarına rağmen. Netanyahu’nun oradan çekeceği 2 milletvekiliyle 61’e Arapların desteğine gerek kalmaksızın ulaşabileceği de söyleniyor. Demirel’in dediği gibi 'Bir gün 24 saattir, yani bir günde çok şey olabilir'. Bu ikinci versiyonu daha gerçekçi görüyorum. Çünkü Arapların dışarıdan desteğinin aşırı sağcıların olduğu koalisyon tarafından hoş karşılanmayacağını düşünüyorum, her ne kadar çok ödün verilmese bile. Yeni Umut Partisi, Likud’dan çıkmış bir nüvedir. Oradaki iki milletvekilini ‘güzel bahşişler karşılığı’ kendi koalisyonlarına katıp 61’i yakalayabileceği söylenebilir."

'Netanyahu yolsuzluk davalarına karşı cumhurbaşkanlığına oynayabilir'

Diğer yandan Molinas'a göre Netanyahu'nun en büyük sorunlarından birisi de Cumhurbaşkanı Rivlin. Rivlin'in yasalar çerçevesinde hükümeti kurabileceğinden emin olmaması halinde başbakanlık görevini Netanyahu'ya vermeyebileceğini belirten Molinas, yine İsrail lideri için yolsuzluk davalarının yarattığı sıkıntılara atıfta bulundu. Molinas, Netanyahu'nun hakkındaki davalardan kaçınmak için cumhurbaşkanlığına adaylığının da gündeme gelebileceğini vurguladı:

"Cumhurbaşkanı Rivlin hükümet kurma görevini haftaya pazartesiden sonra bütün liderlerle görüşüp, kimin daha çok koalisyon yapma olasılığı yüksekse ona verecek. En çok oy alan Likud, yüzde 25 aldı. Ondan sonra yüzde 14 ile Lapid geliyor. Koalisyon kurma olasılığı daha yüksek olursa karşı tarafa da verebilir. Bu Netanyahu’yu son derece sinirlendiriyor. Ben varken böyle bir adım demokraside en büyük yıkımdır diyor. Orada yazılı olmayan teamüllerde Cumhurbaşkanı görevi en çok oy alana değil başkasına da verebiliyor. 5 Nisan’da Netanyahu’nun ertelenmiş davası var. İsrail mahkemelerin, hükümetin her türlü baskısına rağmen son derece özgür ve bağımsız yargıçların olduğu bir ülkedir. Kendi ülkemizle karşılaştırdığımızda sorunları hep beraber görüyoruz. Orada başbakanı bile yargılayacak hakimler var. Bu hakimler tarafsız kararını verecek. Netanyahu’nun en büyük umudu bir şekilde dokunulmazlık zırhına tekrar kavuşmak. Netanyahu’nun belki bir kurtuluşu, bu yaz cumhurbaşkanlığı seçimleri olacak, cumhurbaşkanını parlamento seçer, 7 yıllığınadır. Oradaki kurala göre seçilen Cumhurbaşkanı her davadan ‘yırtmış’ oluyor. Seçilirse görevi bitene kadar Netanyahu dokunulmaz olacak. Hükümet kurulamazsa İsrail'de beşinci kez seçim olur, başka çare yok. Cumhurbaşkanlığı seçimi de var. Netanyahu'nun hükümet kuramama durumunda cumhurbaşkanlığına aday olacağına kesin gözüyle bakılıyor. İsrail'deki bu koalisyonların ana nedeni barajın 3.25’e çıkması. İsrail devletini kuran kurucu üyelerinin felsefesi buydu. Mümkün olan her türlü kesimin parlamentoda temsil edilmesini istediler. Ama çoğunluk sağlayamayan koalisyonlarla yönetilmiş, artık onu da aşmış durumda, koalisyon bile kurulamaz hale geldi.

'Her şeye rağmen Netanyahu'nun büyük başarıları var'

İvo Molinas, her şeye rağmen Netanyahu'nun Araplarla normalleşme ve pandemi yönetinin başarı hanesine yazılması gerektiğini vurguladı:

"Bibi Netanyahu’nun her şeye rağmen büyük başarıları var. Trump’ın etkisiyle Arap ülkeleriyle tarihinde ilk kez barış yapabilecek bir düzeye gelmiştir. Pandemi döneminde İsrail’i dünyada halkını normalleştiren ilk ülke olarak tarihe adını yazmıştır. Bu büyük bir başarı.”

Yorum yaz