TBMM Başkanı Mustafa Şentop’un Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın istediği takdirde Montrö Boğazlar Sözleşmesi dahil uluslararası anlaşmalardan çıkmasının ‘teknik olarak mümkün olacağı’ açıklamalarını değerlendiren Eski Büyükelçi Uluç Özülker, Montrö Boğazlar Sözleşmesi’nin önemini ve TBMM Başkanı’nın sözlerinin arkasında yatan mantığı RS FM’de Ali Çağatay’la Seyir Hali programında anlattı.
‘Montrö, Karadeniz başta olmak üzere çok önemli bir denge unsurudur’
Özülker, Montrö Antlaşması’nın tarihsel ve jeopolitik önemini “Aslında hiçbir antlaşma ebediyen yürürlükte kalır diye bir kaide yoktur. İnsanlar doğar, büyür, ihtiyaçlar ortadan kalkarsa da ölür. Montrö sözleşmesi de teorik olarak baktığınızda son verilebilir ama Montrö sözleşmesi 2. Dünya savaşı arifesinde yapılmış ve Karadeniz başta olmak üzere bölge itibariyle çok önemli bir denge unsurudur. Bu sözleşme 20 yıl için yapılmıştır ve 20 yılın sonunda taraflar herhangi bir şekilde çıkmak isteyen olursa veya feshetmek isteyen olursa buna hak kazanmışlardır. Ama 20 yıl geçtikten son bunun hiç kimse kılına dahi dokunmadıktan sonra bu denge kapsamında bugün ulaşılmış olan güvencenin dikkate alınması suretiyle bundan vazgeçilmesinin gerçek anlamda bir cinayet olacağı düşüncesiyle elini de sürmemiştir” diye açıkladı.
‘Montrö’yü ortadan kaldırdığınız andan itibaren yerine bir şey koyamazsınız’
Montrö Boğazlar Sözleşmesinin kaldırıldıktan sonra yerini dolduracak bir kaide olmadığını vurgulayan Özülker, antlaşmanın Türkiye açısından işlevini anlattı:
“Montrö’yü ortadan kaldırdığınız andan itibaren yerine bir şey koyamazsınız. Burada başta Amerika Birleşik Devletleri olmak üzere, unutmayın ki Boğazların yanında üsler kuruyor, Karadeniz’de yeni gelişmelerle karşı karşıyayız. Tüm bunlara baktığımız zaman eğer Montrö olmamış olsaydı bu güne kadar çoktan taraflar kapışmış olurlardı. Burada en önemli faktör, Türkiye Cumhuriyeti’nin buradaki varlığıdır. Biz burada bir denge unsuruyuz. Kaldı ki Karadeniz sahildarlarının güneye inişi konusunda bir serbestliği vardır. Esas itibariyle onları korur. Karadeniz’e çıkış için sınırlamalar getirmiştir ve bu kapsam içinde Türkiye’ye yetki vermiştir. Bundan rahatsız olan çevreler de hiç düşünemeyeceğiniz kadar fazladır. Başta ABD olmak üzere buradan Karadeniz’e daha rahat ulaşımın yolunu açmak için pek çok kişi sinen ve fiilen bu işin üzerinde fikir yürütmektedir. Ne kadar tonajlı savaş gemisi geçeceğine izin verip vermemek Türkiye’deki bir güçtür. Türkiye üzerinden bakıldığında bu denge unsurunu ortadan kaldırmak bir cinayettir diye ısrarla vurguluyoruz.”
‘Türkiye kozu, imkanı ve kabiliyetleri olmayan bir ülke değildir’
Özülker, TBMM Başkanı Şentop’un bu konuyu dile getirmesinin ardındaki sebebi “Ben biraz mesaj veriliyormuş gibi düşündüm. Türkiye kozu, imkanı ve kabiliyetleri olmayan bir ülke değildir. Bizim üzerimize çok fazla gelip yaptırmalar, üzerimize sıkıştırmalar, devamlı tehditlerle bir yere geliyorsunuz ama Türkiye kendi yönünden korunma kullanmaya başlarsa herkes rahatsız olur. Bu belki hatırlatma babında dile getirilmiş olabilir ama bunun ötesinde gerçek anlamdan, evet bir kozdur. Yapılabilir ama çıkarlar açısından değerlendirildiği zaman yapılmaması çok daha önemlidir” diye yorumladı.