AK Parti’nin 7’nci Olağan Kurultayı’nda verilen mesajları Dr. Barış Zeren tarihi süreç içerisinde RS FM’de Atilla Güner’le Akşam Postası’na yorumladı. Tarihçi Dr. Zeren, “Erdoğan ‘geleceğimizi geçmişte görürüz’ diyor ama geçmişe bakarsak gidişatımız çok sorunlu. Cumhuriyet’in temelleri derken biz Tanzimat’a gidiyoruz. Tarih tekerini bu kadar geri sararsak çıkacak sonuçlara da şaşırmamak lazım. Günümüz dünyasında hukuku yok sayarsanız varacağınız sonuç belli” dedi.
Dr. Zeren’in açıklamalarından satırbaşları:
''Erdoğan'ın ''geleceğimizi geçmişte görürüz'' gibi sözleri var ama geçmişimize bakarsak gidişatımız çok ciddi sorunlu bir yere geliyor. İki asırdır köklü değişimleri çıkarıyoruz Tanzimat'a gidiyoruz. Cumhuriyet'in temelleri dedik ama Türkiye'de yenileşme, hukukun üstünlüğü adına atılan ilk adımlar olan Tanzimat'a kadar uzanan bir ideolojik bir hücum görüyoruz burada. Bu ciddi bir tuhaflık. Tarihin tekerini bu kadar geriye saracaksak eğer o zaman çıkacak sonuçlara çok da şaşırmamak lazım çünkü Türkiye bu yola kurumlaşma, hukukun üstünlüğü yoluna Osmanlı'dan itibaren, yani 2.Mahmut, Tanzimat'lar ve 1800'lerin başları, bu yola keyfi olarak girmedi. 3-5 batılı özenti devlet adamının işi değil bu. Savaş meydanlarında döküldüğü, kurumsal olarak ülke çöktüğü için bu bir yeniden yapılanma çabasıydı. Belli bir süreç içerisinde başka formlar alarak Cumhuriyet ile birlikte başka bir yöne girerek bir olgunluğa, sürekliliğe vardı.
'Abdülhamid tarzı bugünkü dünyada olmaz'
Danıştay diye bir kurumdan bahsediliyor ama Danıştay 1860'larda kurulmuştu. ‘Kurumlardan, anayasal çerçeveden, hukuktan bu kadar soyutlayacağım bir gece fermanla gece yarısı çıkardığım kararnameyle ülkenin hukuki yapısıyla oynayacağım’ diyorsanız bizi bekleyen şey çok belli. Osmanlı'da olan her türlü sorun önümüzde bizi bekliyor demektir ki zaten şuan ki durumumuza baktığımız zaman benzer veriler var. Ekonomik kriz tablosuna baktığımız zaman dış borç, Cumhuriyet tarihinde olmamış kadar büyük bir borç. Eski tip egemenliğin yani hukuk öncesi egemenliğin düşünce yapısı ‘ben herkesle pazarlık yaparım uluslararası hukuk filan bunların hepsi ikincildir, ben herkesle pazarlığımı yaparım iktidarımı o şekilde sürdürürüm’ tarzıdır. Bu tarz Abdülhamit'te de vardı ve o gün için geçerli de olabilir ama bugünkü dünyada bakarsak İsrail, Mısır ve diğer problemli olduğumuz ülkelere bakıyoruz ve bir şekilde açılımlar gerçekleştirdiklerini gizlemiyorlar fakat karşılığını göremiyoruz çünkü diğer devletler saf değildir. Büyük açılım yapıldı, dostluklar gelişiyor gibi başlıklarla bizim basınımızda yansıyor ama acaba karşılığı aynı şekilde mi veriliyor?''