Ne zaman biteceği öngörülemeyen Kovid-19 pandemisinin insanlar üzerinde kaygı ve belirsizlik duygusu oluşturduğu aşikar. Belirsizlik içerisinde kalanlar çareyi, yıldızların konumuna bakarak gelecek hakkında kehanette bulunan astrologlarda arıyor. Türk basınında daha önce pek çok astrologun 2-3 sene boyunca randevularının dolu olduğu basına da yansımıştı.Sputnik’in konuştuğu Uranyen Astrolog Sevilay Eriçdem’e göre “meteorolojiden hiçbir farkı olmayan” bu “tahmin sanatını” kullanan astrolojiye ilgi, pandemi süreciyle birlikte insanların belirsizlik içerisinde olan hayatlarının nasıl ilerleyeceği merak konusu oldu ve artış gösterdi. “Aynı meteoroloji gibi, belli bilimsel verileri kullanıp tahmin sanatı yapıyoruz” diyen Eriçdem işini şöyle anlatıyor:
“Astrolojinin bireysel konulara inip kişisel sorulara cevap alınabildiği için ‘tu kaka’ olarak nitelendiriliyor. Halbuki, astroloji insanlığın gelişimini gözlemleyip gezegenlerden aldıkları manyetik etkiler arasındaki paralellikleri ortaya çıkartıyor; bu paralelliklerle bir tahmin sanatı yürütüyor. Aynı tahmin sanatını kullanan başka dallar da mevcut, mesela meteoroloji.”
‘Pandemi süreciyle insanlar hayatlarının gidişatlarını merak etmeye başladı, yüzde 80-90 civarında cevaplarımıza garanti verebiliyoruz’
2022 yılına kadar randevularının dolu olduğu belirtilen Eriçdem, işlerinde pandemi nedeniyle bir artış gerçekleştiğine vurgu yaptı. Eriçdem “İnsanlar pandemi nedeniyle evlerinde oturmaya başlayınca hayatlarının gidişatları merak etmeye başladılar ve bizim işlerimizde bir artış gerçekleşti. ‘Nereye gidiyoruz, ne zamana kadar devam edecek bu süreç’ noktalarında bir merak başladı. Astroloji tarihin tekerrüründen datalandırılarak, bilimsel altyapılara dayalı bir yorum sanatı. Normal şartlar altında, yani kadiri mutlağı yan tarafta tutarak, yüzde 80-90 civarında yanıtlara garanti verebiliyoruz” şeklinde konuştu.
‘Kovid-19’la birlikte insanlar önce ülkelerinin sonra kendilerinin durumlarını merak etmeye başladı’
Eriçdem, Kovid-19 öncesi dönemle pandemi süreci arasında soru portfolyosunun değiştiğine de vurgu yapıyor. Önceden insanların özellikle ilişkilerinin gidişatını merak ettiklerini söyleyen Uranyen Astrolog “Pandemiden önce üniversite seçimlerinde hangi bölümü yazacaklarını soruyorlardı. Özellikle evlenme ya da boşanma arifesinde olanlar ‘ne zaman yapalım, en doğru zaman nedir’ şeklinde geliyorlardı. İşlerini ne zaman kurmanın uygun olacağını soranlar da oluyordu. Yani genel olarak bireysel konularda sorular geliyordu” diyor.
Pandemiyle birlikte merak konularının bireyselden kolektife kaydığına işaret eden Eriçdem “Kovid-19’la konu ‘bizim ülkemize ne olacak’, ‘pandemi ne zaman bitecek’, ‘ülkenin ekonomik durumu ne olacak’ konularından bireysel konulara geldik; ‘işim kapanıyor, iş hayatımı nasıl yönlendirebilirim’ şeklinde. Pandemi sürecinin getirdiği evde fazla zaman geçirme durumunun ilişkileri nasıl etkilediğini gördük. Evde kalanlar ilişkilerini sorgulamaya başladılar. Bu dönemde çok ciddi anlamda boşanmayla alakalı sorular geldi. Bu dönemde özellikle erkeklerden de danışmanlık alan oldu” diye aktarıyor.
‘Kovid-19’a ne zaman yakalanacağını soranlara muhtemel tarihleri söylüyorum’
Eriçdem “Bu dönemde, ‘ne zaman Kovid-19’a yakalanacağım’, ‘hastalık riskim nedir’ soruları da geldi. Ben de onlara hastalık risklerini ve muhtemel yakalanma tarihlerini söyledim. Aslında insanlar ne zaman hasta olacağıyla çok ilgilenmiyor, asıl ilgilendikleri konu işlerini ne zaman düzene koyacakları” ifadelerini kullandı.
‘Ben astrologların tavsiyelerini hayatımda birebir uygulamıyorum, ancak retro döneminde şirketini açmayan müşterim var’
Uzun süredir astrologlara başvurduğunu söyleyen şirket sahibi Güler Aydın, aldığı tavsiyeleri birebir uygulamadığı ancak yıldız ve gezegenlerin hayatına etkisini ciddi anlamda hissettiğini söylüyor. Aydın “Ben yıldızların hakikaten hayatımızı etkilediğine inanıyorum. Belirli zamanlarda onların enerjisini hayatımda hissedebiliyorum, görebiliyorum. Burçlara çok inanan bir insan değilim ama özellikle gezegen gerilemeleri ve dolunay beni çok etkiliyor. Ama ben astrologlardan aldığım tavsiyeleri hayatıma birebir uygulamıyorum. Mesela, benim bir müşterim aldığı tavsiye doğrultusunda retro döneminde şirketini açmıyor” diye konuştu.
‘Benim hayatıma etkileri genellikle spiritüel anlamda oluyor’
Aydın “Ben bu tavsiyelerden mantıklı çerçevede etkileniyorum. Ben yıldızların, gezegenlerin ya da retro dönemlerinin etkilerini hissediyorum ama kararlarımı bu tavsiyeler üzerinden almıyorum. Mesela bana astroloğum bana ‘eski sevgilinle barışma’ diyor. Ama ben barışıyorum. Mesela, bu dönem kuaföre gitmeyin diyorlar, ben gidiyorum, pişman da oluyorum. Ama sırf astrolog bunu söyledi diye gitmemezlik de etmiyorum. Benim hayatıma etkileri genellikle spiritüel anlamda oluyor” dedi.
‘İnsanların genlerinde geleceği merak etme var, hatta din ve inanma ihtiyacı da bu duyguyla yakından ilgili’
Peki, insanlardaki geleceği merak etme nereden geliyor? Bu sorunun cevabını ise Üsküdar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nevzat Tarhan veriyor. İnsanların genlerinde geleceği merak etmek kodlarının olduğunu ifade eden Prof. Dr. Tarhan, insanlarda gelecekle ilgili projeksiyon oluşturma yetisi oluştuğunu vurguluyor.
Tarhan “Geleceğiyle ilgili merak duygusu sadece insana özgü. Bu özellik nedeniyle de insan gelecekte ne olacağıyla ilgili sorgulama içerisine giriyor. Hatta din, inanma ihtiyacı da bu duyguyla yakından ilgili. İnsan öngöremediği, başına bir şey gelme olasılığı üzerine korku yaşıyor. Bunu endişe için öngörülebilirlikle, tahmin edilebilirlikle ilgili bir yeti oluşuyor. Tahmin edilebilirlik becerisi bilimsel olarak bilge kişilerde vardır. Geçmişi iyi okurlar, gelecekle ilgili tahmin güçleri yüksektir. Psikolojide olgun savunma mekanizması olan kişiler geleceği daha iyi tahmin eder. Fakat falcılığa yönelenler kısa yol oluşturuyorlar. Kafalarını, zihinlerini yormuyorlar, birisine gidip bir yerden yıldızları okutuyorlar, geçmişteki yıldıznamelerden ve saire bir anlam çıkararak karar verilmeye çalışılıyor” ifadelerini kullandı.
‘Falcılara ya da kehanette bulunanlara akıl süzgecinden geçirmeden inanmamak gerekiyor’
Tarhan “Falcılık, bir ihtiyacı karşıladığı için yok edemeyiz. Ama astrolojiden gelen bilgileri ciddiye alıp da buradan gelecek bilgiye inanırsa gerçekliği kopuyor. Mesela şizofrenik hastalar gördükleri rüyaya inanıp, bununla ilgili davranışta bulunurlar ya da keramet ehli olan birine inanır hayatını ona göre tanzim eder. Böyle durumlarda kişi fiziksel gerçeklikle ilgili aklını yanlış kullanmış olur. Falcılara ya da bu durumda olanlara akıl süzgecinden geçirmeden inanmamak gerekiyor” diye konuştu.
‘‘Ben astroloğum’ diye çıkıp konuşanlara inanan bir kimse şizofrenik bir seçimde bulunmuş olur’
Falcı ya da astrologların, çok insan görmenin getirdiği tecrübe ile karşısındakinin mikro mimiklerini okuduklarını söyleyen Tarhan “Falcı ya da astrolog geçinen insanlar aslında kendisine başvuran insanlardan daha zeki oluyor. Karşısındaki insanın mikro mimiklerini okuyup, verdiği tepkilere göre ona göre bir şeyler söylüyor. Yüzlerce insanı görmenin getirdiği sezgisel zekayla yakalıyorlar. Astroloji bir bilim dalı değil. Bir bilim dalı olarak kabul edilmiyor, sadece sonuna ‘loji’ eklenince insanlar ciddiye alıyor. Bu felsefi bir görüş, tavırdır. ‘Ben astroloğum’ diye çıkıp konuşanlara inanan bir kimse şizofrenik bir seçimde bulunmuş olur. Bunu sorgulayabilir, ama buna inanmak hayatını başkasına teslim etmeye benzer” ifadelerini kullandı.
‘Yetkin olmadan ileri terapi teknikleri kullanıyorlar’
Tarhan “Biri mesela falcıya gidiyor, falcı, örneğin bir anahtar çıkarıyor. ‘Bunu git denize at ama dönüp bakma, bakarsan bozulur’ diyor. Bu aslında bizim ileri terapide kullandığımız bazı tekniklere benziyor. Ama bu insanlar bunu yaparken herhangi bir yetkinliğe sahip değiller, bir eğitimleri de yok” diye konuştu.
‘Pandemi kaygıyı artırdı, akıllı insanlar böyle belirsizliklerde bilimsel yardım alıp hayatlarını ona göre şekillendirirler’
Pandemi gibi kriz dönemleri sebebiyle insanların kaygılarının arttığına işaret eden Tarhan “Kovid-19 dolayısıyla insanların kaygısı arttı. Gelecek kaygısı, belirsizlik ortaya çıktı ve uzadıkça daha da artıyor. Akıllı insanlar böyle belirsizliklerde bilimsel yardım alıp hayatlarını ona göre şekillendirirler. Aciz ve çaresiz kaldıysa rasyonel, akla uygun inançlara yönelirler. Bu sağlam inancına sığınır ve rahatlar. Mesela tek tanrılı dinlere inananlar ölüm sonrası için bir açıklama getirebiliyorlar” sözlerini ekledi.