İletişim Başkanı Altun, Kırgızistan-Türkiye Manas Üniversitesi ve Türk Dili Konuşan Ülkeler Parlamenter Asamblesi tarafından Bişkek’te düzenlenen 'Türk Dünyasının Dünü, Bugünü ve Geleceği' konulu sempozyumun açılışına video mesaj gönderdi.
Türkiye'nin, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde, iç ve dış tehditler noktasında kararlı bir mücadele ortaya koyduğunu belirten Altun, FETÖ ile mücadele konusunda gerekli adımların atıldığının altını çizdi ve sözlerini şu şekilde sürdürdü:
"Özellikle 15 Temmuz’dan itibaren bu karanlık yapının inlerine girerek, sınırlarımızın içerisindeki imkan ve kabiliyetlerini neredeyse tamamen ortadan kaldırdık. Yurt dışına kaçan üst düzey sorumluların gittikleri yerlerde yeni komplolar kurmamaları ve adalete teslim edilmeleri için gerekli adımları da atıyoruz. Bu vesileyle ifade etmeliyim ki, FETÖ sadece Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları için değil, Orta Asya’daki soydaşlarımız için de çok büyük bir tehdit, çok büyük bir şer odağıdır. Bu nedenle Türki cumhuriyetlerde FETÖ hakkında farkındalık oluşturulmasını önemsiyoruz. Gençlerin bu Türk ve İslam düşmanlarının ağına düşmemesi için Kırgızistan başta olmak üzere ilgili ülkelerle yakın iş birliğimizi sürdürüyoruz. Kuşkusuz, Kırgızistan-Türkiye Manas Üniversitesi, bu ortak mücadelenin en önemli unsurlarından biridir" ifadesini kullandı.
'Terör yılanının başını ezeceğiz'
Ordu ve kolluk kuvvetlerine sızan FETÖ unsurlarının temizlenmesiyle, son yıllarda teröristleri çok büyük ölçüde sınırların dışına attıklarını anlatan Altun, "Bu kazanım, kuşkusuz, Sayın Cumhurbaşkanımızın güçlü liderliği ve Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne geçişin tamamlanması sayesinde mümkün olmuştur. Bölücü terör örgütü PKK’ya karşı meşru mücadelemizi, Suriye ve Irak’ın kuzeyinde tek bir terörist kalmayana kadar sürdüreceğiz. Yalnızca Türkiye’nin değil, komşularımızın da toprak bütünlüğünü hedef alan bu yılanın başını ezeceğiz. Suriye ve Irak’ta icra edilen terörle mücadele faaliyetlerine, PKK teröründen muzdarip olan yerel unsurların verdiği güçlü destek de tezlerimizin haklılığını ortaya koyuyor" dedi.
'Doğu Akdeniz'de Haçlı zihniyetini bertaraf ediyoruz'
Doğu Akdeniz’de de Türk milletini Antalya Körfezi’ne hapsetmeyi amaçlayan uluslararası oyunu bozma mücadelesi verdiklerini belirten Altun, "Mabedimizin göğsüne uzanan namahrem elini kırıyor, 100 yıl sonra yeniden peydah olan bu haçlı zihniyetini bertaraf ediyoruz. Türkiye’nin kararlı duruşu ile uluslararası hukuka ve bölgesel istikrara bağlılığı, bugün ‘denizden komşumuz’ olan ülkelerin de bizim pozisyonumuza yaklaşmasını beraberinde getirmiştir. Bölgedeki enerji kaynaklarının, Kıbrıs Türkleri başta olmak üzere, bölgenin tüm unsurlarının ortak serveti olduğunu tekrar tekrar ifade ediyoruz. Bu kaynağın, çatışmanın değil, barışın yakıtı olması için çalışmaya devam ediyoruz" diye konuştu.
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ile her konuda iş birliği yapmaya, Kıbrıs Türklerinin haklı mücadelesini desteklemeye devam edeceklerini belirten Altun, "Geçtiğimiz yüzyılda şiddetle bitirilmeye çalışılan adadaki Türk varlığının, bugün çözüm adı altında kıskaca alınmasına razı olamayız. Bu nedenle Kıbrıs’ta kalıcı barış ve istikrar için tek çarenin, iki devletli bir yapının tesis edilmesi olduğuna inanıyoruz" ifadesini kullandı.
'1000 yıllık Türk vatanını düşman işgalinden kurtardık'
Türkiye Cumhuriyeti’nin 100'üncü yaşına doğru emin adımlarla ilerlediğini vurgulayan Altun, "Ancak, istiklâl davasını geçmişte kalmış tarihi bir mesele olarak tahayyül etmek, özgürlüğümüze yönelik en ciddi tehdittir. Nitekim 1000 yıllık Türk vatanını düşman işgalinden kurtaran Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin, bir başka işgal girişimi olan 15 Temmuz hain darbe girişimi sırasında bombalanması asla tesadüf değildir. Sultan Alparslan’ın açtığı Anadolu kapısını Türk’e kapatma gayretinin hâlâ devam ettiğini, mevcudiyetimizin çok büyük tehditlerle karşı karşıya olduğunu görmek ve gereken tedbirleri almak zorundayız" diye konuştu.
'Milletimize meydan okuyanlar tarihten ders çıkarmalı'
İstiklâl Marşı'nın kabulünün 100'üncü yıldönümü vesileyle bağımsızlık şair Mehmet Akif Ersoy’un yad edilmesinden büyük mutluluk duyduğunu ifade eden Altun, şunları kaydetti:
“Vatan, bayrak ve özgürlük aşkıyla ilmek ilmek dokunan milli marşımız, Anadolu’nun düşman işgali altında olduğu o günlerde Hamdullah Suphi Bey tarafından Meclis’te okunmuştu. O dönemde vatanımızı işgal edenler, kim bilir, belki de milletimizin çelik iradesini yeterince takdir edememişti. Neticede milletimizin olağanüstü gayretiyle, şehitlerimizin kanıyla, Türk’ün tarihten silinmesine engel olduk. Topraklarımızı paylaşmaya kalkanlar ise ya mezara gittiler ya da evlerine döndüler. Bugün milletimize meydan okuyanlar, Türk’ün küllerinden doğduğu İstiklâl Savaşı’nı da, soydaşlarımızın bağımsızlıklarını kazandıkları o günleri de iyi hatırlamalı, tarihten gereken dersleri çıkararak aynı hataları yapmaktan imtina etmelidir."