Ankara'nın Çubuk ilçesindeki bir asker cenazesinde CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na yönelik linç girişimine ilişkin Çubuk 2. Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülen davanın ikinci duruşması bugün yapıldı. Toplam 36 sanıktan 16’sı duruşma salonunda hazır bulundu.
'Hiçbir şey hatırlamıyorum'
ANKA'nın aktardığı habere göre; sanık Halis Daştan, Kılıçdaroğlu’nun sığındığı evden çıkmasını engelleyen grup içinde yer almadığını savundu. Mahkeme hakimi sanığın savcılık ifadesini okurken Kılıçdaroğlu’nun avukatı Celal Çelik usul yönünden "İlk sanığın ifadesi alınsın sonra beyanda bulunsun” diye itiraz etti. Mahkeme hakimi itirazı kabul etti. Daştan’ın olaya ilişkin beyanlarına devam edildi. Daştan, Kılıçdaroğlu’nun geldiği ana ilişkin "Hiçbir şey hatırlamıyorum, hiçbir şeye katılmadım, daha önceki ifadelerime katılıyorum" dedi.
'Videoyu izleyince 'O kişi ben değilim' dedi'
Mahkeme hakimi, Daştan’ın ilk ifadesiyle çeliştiğini belirtti. Daştan, çelişki üzerine "Her ne kadar olayı hatırlamadığımı söylemişsem de soruşturma aşamasında verdiğim beyan doğrudur" diye konuştu. Daştan CHP aracına taş atmadığını söyledi. Daştan’a kamera kayıtları izlettirildi. Daştan, taş atan kahve rengi montlu kişinin kendisi olmadığını ileri sürdü.
Avukat Celal Çelik, Daştan’ın eylemlerine ilişkin görüntülerin dosyaya sunulacağını belirterek, "Taş atan kişi sanıktır. Mahkemede şahsın huzurdaki kişi olup olmadığına ilişkin gözlemin tutanağa geçmesini istiyorum" dedi. Çelik, mağdur Uzman Çavuş Aytuğ Kaan Gök’ün bayanlarında da Daştan’ın taş attığı bilgisinin yer aldığını hatırlattı.
'Biz bir şey yapmadık'
Sanık Engin Üce, cenazenin olduğu gün Akkuzulu köyünde kaldığını ve işe gitmediğini söyleyerek, "Kalabalıkla beraber sürüklenip bu olayların bize iftira şeklinde atıldığını hatırlıyorum. Biz bir şey yapmadık" dedi. Üce, cenaze namazından sonra kalabalığın arasına "karışmak zorunda kaldığını" anlatarak, "(Kılıçdaroğlu’nun) Geldiğini daha sonra yapılan yuhalamalardan anladım. Define giderken kalabalıkta sürüklendik ve kendisini orada gördüm" diye konuştu.
'Olayı durdurmaya çalışıyorum'
Üce, Kılıçdaroğlu’na bilerek yumruk atmadığını iddia ederek, "Kalabalıkta yumruk filan yok. Zaten iteleniyoruz. Sadece itelemeyle alakalı oraya karıştım" dedi.
Kamera kayıtları izlettirilince Kılıçdaroğlu’na yumruk savuran kişinin kendisi olduğunu kabul eden Üce, "Yumruk savurma niyetim yoktu. İteliyorlar. Olayı durdurmaya çalışıyorum, tamamen" diye kendini savundu. Üce, kendisinin öfke üzerine kolunu sallamadığını kaydederek, "Kurtulma amacıyla kolumu salladım" dedi.
'Hürriyetten alıkoyma' suçundan da ek savunma istendi
Avukat Celal Çelik, sanık Üce’nin suçtan kurtulmaya yönelik savunma yaptığını belirterek, "Şahıs yumruğunu havaya kaldırmak üzere elini havaya kaldırıyor" diye vurguladı. Çelik, Üce’nin Kılıçdaroğlu’nun korumasının engellemesine rağmen yumruk atmakta ısrarcı olduğunu ifade etti.
Avukat Celal Çelik’in beyanları sırasında sanık avukatlarından Fatih Atalay’ın konuşması üzerine Çelik onu uyardı. Atalay’ın “Sen kimsin?” sözüne Çelik “Terbiyesiz” dedi. Atalay, mahkeme hakimine Çelik’in “Terbiyesiz” sözünün küfür olduğunu söyledi. Hakim ise her iki avukatı da sakinleştirdi.
Tartışmanın ardından konuşmasını sürdüren Celal Çelik, Üce’nin Kılıçdaroğlu’nun sığındığı evden çıkışını engellediğini ve “hürriyetten alıkoyma” suçundan da ek savunma alınmasını istedi.
Üce, "Ben kalabalığı sakinleştirmeye çalışıyorum. Ya dersini çok çalışmamış ya da videoyu çok seyretmemiş" diye avukat Çelik’e itiraz etti.
'Bu organize bir hareketti'
Duruşmada söz alan müşteki CHP Milletvekili Yıldırım Kaya, cenaze töreni sırasında birileri işaret vermişçesine birden protestoların başladığını belirterek, kendilerini karşılayan protokolün protestolar başladıktan sonra kendilerinden ters istikamette yöneldiklerini söyledi. Bir anda kalabalığın ortasında kaldıklarını belirten ve saldırı sırasında iki kaburga kemiğinin kırıldığını dile getiren Kaya, "Genel başkanımızı korumaya çalıştık, çok az sayıda asker olaya müdahale etmeye çalıştı. Genel başkanımızı bir eve yönlendirdik. Meclis Başkanvekilimiz Levent Gök yalnız kaldı, kendisine saldırılar yapıldı. Onu da kurtarmak için bir araca bindirdim. Evin etrafında bulunan kalabalığın öldürmek için hareket ettiğinden beklemeye devam ettik. Bu organize bir harekettir. Tepki veya kızgınlıkla meydana gelmiş bireysel olay değildir" dedi.
CHP Ankara Milletvekili Murat Emir de olaylar sırasında kendisinin de saldırıya uğradığını belirterek, katılma talebinde bulundu. Emir ayrıca Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar ve protokoldekilerin mahkemede tanık olarak dinlenmesini talep etti. Kılıçdaroğlu'nun başdanışmanı Deniz Demir, müşteki sıfatıyla verdiği ifadede, olayların açık bir provokasyon sonrası linç girişimi olduğunu savundu
Mahkeme ara kararını açıkladı
Diğer müştekilerin de dinlenmesinin ardından ara kararını açıklayan mahkeme, Akar ve protokoldeki diğer isimlerin tanık olarak dinlenmesi taleplerinin diğer tanıkların dinlenilmesinden sonra değerlendirilmesine hükmetti. Savunmasını yapmayan sanık Niyazi Altuntaş’ın zorla getirilmesine hükmeden mahkeme, duruşmayı 21 Haziran'a erteledi.
Öte yandan cenazedeki olaylarla ilgili yürütülen soruşturma kapsamında dava açılan 11 çocukla ilgili yargılamanın başlamadığı, ayrıca 21 kişi hakkında açılan ikinci davanın da ana dava ile birleştirileceği öğrenildi.
36 sanık yargılanıyor, 67'ye yükselecek
Kılıçdaroğlu’na yönelik linç girişimine ilişkin Çubuk 2. Asliye Ceza Mahkemesi'nde açılanan davanın ilk duruşması 30 Kasım 2020’de yapıldı. Kılıçdaroğlu’na yumruk atan Osman Sarıgün "Unuttum, çok zaman geçti" demişti. Sanık Vahit Delibaş ise "Kılıçdaroğlu’nu öldürmek isteseydik, zaten çıkamazdı. O kadar kalabalık vardı" diye kendisini savunmuştu. Davada 6’sı kadın 36 sanık 1 yıl 8 ay 15 gün ile 28 yıl 10 ay arasında değişen hapis cezası istemi ile yargılanıyor.
Yaşları 18’in altında olduğu için 10 çocuk için açılan dava ise ayrı görülüyor. Geçen hafta 21 sanık hakkında hazırlanan iddianame de bu mahkeme tarafından değerlendirilecek. Onun da kabul edilmesiyle birlikte toplam sanık sayısı, çocuklarla birlikte 67’ye yükselmiş olacak.