EKONOMİ RAPORU

Merkez'in zorunlu karşılık hamlesi, faiz indiren bankalara bir mesaj mı?

Merkez Bankası'nın zorunlu karşılık hamlesini değerlendiren ekonomist Arda Tunca'ya göre piyasada 'Eskiye dönüş mü var?' endişesi yaratan bu hamle, bankalara faiz konusunda bir uyarı olabilir. Bankacılık sektörünün para politikası açısında bir zayıflık meydana getirdiğini söyleyen Tunca, "TL'nin cazip hale gelmesi için ortak duruş şart" dedi.
Sitede oku

Son Para Politikası Kurulu(PPK) toplantısında faizi sabit tutan ve sıkı para politikası duruşunda kararlılık vurgusunu yineleyen Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) yeni bir karar alarak, TL'de zorunlu karşılık oranlarını artırdı.

Merkez Bankası’nın, likiditenin daraltılması anlamına gelen bu kararı piyasada soru işaretlerine neden oldu.

Para politikası aracı olarak yeniden zorunlu karşılıkların devreye girmesi, 'Eskiye mi döneceğiz?' endişesini yarattı.

Peki yeni yönetimle birlikte, kararlı duruşunu sürdüren ve kredibilitesinin olumlu yönde artıran TCMB neden böyle bir hamle yaptı? Zorunluk karşılık kararı, bankalara bir mesaj mı içeriyor?

Ekonomist Arda Tunca, Merkez Bankası’nın son kararını RS FM'de değerlendirdi.

‘Faiz oranı yerine başka enstrümanların kullanılması para politikası durumunda çelişki yarattı’

Merkez Bankası'nın kredibilite kazanma anlamında son dönemde çok iyi adımlar attığının altını çizen Arda Tunca, son zorunluk karşılık hamlesinin düşündürücü olduğunu söyledi.

Tunca'ya göre Merkez'in elindeki en büyük silah olan faiz oranı gibi doğrudan bir yöntemi uygulamak yerine başka araçları kullanması, para politikası söylemi ile uyguladığı arasında bir çelişkiyi ortaya koyuyor.

Bunun yanında Tunca, TCMB'nin zorunlu karşılık kararının bankacılık sektörü için bir uyarı niteliğinde olabileceği görüşünde.

‘Şubat başından bu yana faiz indiren bankalar, TCMB'nin elini zayıflatıyor’

Ekonomist Arda Tunca, Merkez Bankası’nın sıkılaştırıcı politikalarının yanında son dönemde birtakım zayıflıkların ortaya çıktığına dikkat çekti.

Bankacılık sektörünü işaret eden Tunca, bankaların, Merkez Bankası'nın elini tutmadığını ve para politikası açısından bir zayıflık meydana geldiğini söyledi:

 "Geçen sene uygulanan aktif rasyosunun getirdiği birtakım hasarlarla ilişkili olarak, şubat ayından bu yana bankaların fiyat rekabetine girdiğini gördük. Aktif rasyosu, bankacılık sistemine çokta gönüllü olmadığı birtakım kredileri verdirdi. Yeni yılla birlikte kredi ihtiyacının olmadığı ya da kredibilitesi çok iyi olan müşteri bulmakta zorlandıkları bir süreç başladı. Burada da bir rekabete girdiler ve faiz oranlarını indirdiler. Bu, merkez bankasının sıkı duruşunu bozan, onun etkinliğini azaltan bir unsur oldu."

‘Türk Lirası'nın cazip hale gelmesi için ortak bir tavır gerekli’

Bankaların, TCMB'nin politika hedeflerine ulaşması konusunda destekçi davranmadığını ifade eden Arda Tunca, Türk Lirası'nın cazip hale gelmesi için ortak bir tavrın gerekliliğine işaret etti.

Tunca, bu konudaki düşüncelerini şu sözlerle anlattı:

"Ters dolarizasyon gerçekleşmiyor. Sizin bankacılık sisteminizdeki mevduatın yarısından fazlası, kabaca yüzde 55'i, yabancı parada duruyorsa, TL üzerinde uyguladığınız politikaların etkinliği azalıyor; çünkü mevduatın yarısı sizin yönetim alanınızda değil. Bunu terse çevirmek için Türk Lirası'nın cazip hale gelmesi gerekiyor. Burada da ortak bir tavrın ortaya çıkması önemli. Merkez Bankası bu tavrı göstermişti fakat zorunlu karşılıklar kararı ile bir soru işareti oluştu."
‘Ekonomi politikaları zayıflatılan Merkez Bankası, 'faiz artırımı' yapacağı sinyalini mi verdi?’

Ekonomist Arda Tunca, TCMB'nin likiditeyi daraltarak piyasaya yaptığı müdahalenin amacının, bankalara bir uyarı olarak da görülebileceğini söyledi.

Tunca, bu hamle ile şubat ayı başından bu yana faiz oranlarını indiren bankalara 'Ben faiz artırıyorum, siz indiriyorsunuz. Benim ekonomi politikalarımı zayıflatacak uygulamalarınıza devam ederseniz gerekeni yaparım ve mart ayı PPK'da politika faizini artırırım' mesajı vermiş olabileceği değerlendirmesini yaptı.

Yorum yaz