Habertürk gazetesi yazarı Nagehan Alçı, Galatasaray Üniversitesi'nde görev yapan Fransız akademisyenler için getirilen 'Türkçe bilme' şartıyla ilgili olarak Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Başkanı Yekta Saraç'la konuştu.
Bu konuyla ilgili olarak daha önce yayımlanan yazısında Galatasaray Üniversitesi’ndeki Fransız akademisyenlerde B2 düzeyinde Türkçe bilme şartı aranması kararının üniversiteyi öldüreceğini, bu kararın esas Türkiye’ye zarar vereceğini söylediğini hatırlatan Alçı, bunun üzerine Saraç'ın kendisini aradığını ve bir saate yakın görüştüklerini anlattı.
Görüşmeyle ilgili olarak "Çok geniş çerçevede YÖK olarak akademik zenginliğin korunması ile ilgili yaptıkları çalışmaları anlattı ama aynı zamanda Türkiye’deki üniversitelerin uluslararası düzeyde haklarının çiğnenmemesi için verdiği mücadeleleri de aktardı" bilgisini veren Alçı, şöyle devam etti:
- "Yekta Saraç Fransız okutmanlarla ilgili aldıkları kararın çok kuvvetli bir şekilde arkasında duruyor. Bununla birlikte Galatasaray Üniversitesi’nin özgün yapısının zedelenmemesi hususundaki hassasiyetlerinde hiçbir değişiklik olmadığının da altını çiziyor. Bu konuda tüm Galatasaraylıların gönlünün rahat olmasını istiyor.
Saraç: Bu karara politik anlamlar yüklemek doğru olmaz
- Ancak Fransa’nın Türkiye’den gelen akademisyen ve eğitmenlerine yönelik tutumundan çok rahatsız. 'Fransa aldığı kararları doğrudan kabul etmemizi bekliyor Nagehan Hanım ancak bizim mütekabiliyet esasında aynı konu ile ilgili karar almamızı kabul etmiyor. Biz eşit muamele arıyoruz doğal olarak. Galatasaray Üniversitesinin özgün yapısı ile ilgili hassasiyetimiz aynen sürüyor. Fransa tavrını değiştirdiği an biz de gerekli adımı atacağız. Bu karara politik anlamlar yüklemek doğru olmaz' dedi."
Bu noktada Saraç'ın rahatsızlığını çok iyi anladığını ve kesinlikle haklı bulduğunu belirten Alçı, ancak bu haksızlığı düzeltmenin yolunun Galatasaray Üniversitesi'ndeki Fransız hocaların Fransa'ya dönmelerinden geçmediğini düşündüğünü aktardı. Alçı, "Yani Yekta Saraç ile yaptığımız uzun konuşmaya rağmen son yazımda ifade ettiğim görüşleri koruyorum" ifadesini kullandı.
Alçı: 2016'dan beri Türkiye'den Türkolog gönderilmemesi kabul edilemez
Alçı, yazısının devamında bu vesileyle öğrendiği önemli bir detayı okurlarıyla paylaşmak istediğini söyledi. "Fransa’nın tamamında yalnızca 4 üniversitede Türkoloji bölümü bulunuyor: INALCO- Paris, EHESS-Cetbac-Paris, Strasbourg Üniversitesi ve Aix-Marseille" bilgisini veren Alçı, şöyle devam etti:
- "Fransa Türkiye’de Galatasaray Üniversitesi, Fransız Kültür Merkezi gibi kurumlara okutman-öğretim elemanı atıyor. Buna karşın Strasbourg ve İNALCO Üniversitelerinin Türkoloji bölümüne 2016’dan beri Türkiye’den okutman-eğitmen alınmıyormuş.
- Dikkatinizi çekerim, Fransızca bilme şartından bahsetmiyorum, direkt öğretim elemanı gönderilmesini yasaklamış bu üniversiteler. Bu kabul edilemez bir yasak! Bunun üzerine Fransa Hükümeti okutman ve din görevlilerine B2 düzeyinde Fransızca şartı da koyunca YÖK mütekabiliyet prensibini devreye sokup Galatasaray Üniversitesi için böyle bir karar almış.
- Fransa’nın giderek daha da belirgin hale gelen yıkıcı, üstten bakan ve negatif tavrı uzun yıllara dayanan Türkiye-Fransa ilişkilerini çok kötü bir noktaya sürüklüyor. Liderler arasında sert siyasi polemikler yaşanabilir. Ancak iki ülke ilişkileri günlük siyasetin üzerinde görülmeli."
'Türkiye üstten bakılacak, keyfi muamele yapılacak bir ülke değildir'
Alçı, sözlerini noktalarken "YÖK Başkanı Sayın Yekta Saraç’ın Fransa’nın Türkiye Büyükelçisi Herve Magro ile Türkiye’nin hakkını ve üniversitelerimizin pozisyonunu savunan çizgide önemli görüşmeler yaptığını biliyorum" diye yazdı. Konunun müzakere edilmeye devam ettiğini, gelecek günlerde yeni görüşmelerin olacağını belirten Alçı, "YÖK Fransa’nın bu kararı geri alması halinde derhal kendi kararlarını buna göre revize edeceklerini söylüyor. Türkiye üstten bakılacak, keyfi muamele yapılacak bir ülke değildir. Mevcut Fransa yönetiminin bunu görmesi gerekir" ifadesini kullandı.
Alçı, şunları söyledi:
- "Ancak Paris’e hangi hava hakim olursa olsun Türkiye Ankara Anlaşmasına uyan, özgüvenli ve misafirperver bir ülke olmaya devam etmeli… Çünkü biz de imparatorluk bakiyesi bir ülkeyiz. Sayın Saraç’ın hassasiyetini anlamakla birlikte Türkiye’nin Fransız öğretmenlere kucak açmaya devam eden çizgisinin bizi küçültmeyeceği aksine büyüteceğine olan inancımı sürdürüyorum."