Hüseyin Arif Sarıyaşar, aileleri MHP ve AK Partili olan tutuklu arkadaşlarını anlatırken, "Doğu Demirtaş ve Selahattin Can Eğuzeş'i tanımıyorum ama en başından beri biz öğrencilerin politik bir özne olduğunu savunuyoruz. Sosyalist olarak, belki ülkücü olarak, zaman zaman İslamcı olarak taleplerimizi bir arada savunabilmeliyiz" ifadelerini kullandı.
AK Parti Sarıyer Belediye Meclis Üyesi ve Sarıyer Kadın Kolları Başkanı Dr. Gamze Demirtaş, oğlu Doğu’nun Boğaziçi protestoları nedeniyle tutuklanması sonrası istifa etmişti. Sarıyaşar hem tutuklanan arkadaşları, hem de protestoların siyasi niteliği konusunda şöyle konuştu:
'Taleplerimiz siyasi değil'
“Doğu Demirtaş ve Selahattin Can Eğuzeş'i tanımıyorum ama bu süreçte hepimizin arkadaş bildiği insanlar oldu çünkü resmen günah keçisi gibi gösterilerek kötü bir propagandayla arkadaşlarımızın üstlerine gittiler. En başından beri biz öğrencilerin politik bir özne olduğunu savunuyoruz. Sadece hükümete değil muhalefete de kızmamız gerektiğini düşünüyorum çünkü kendisi, ailesi ya da çevresi üzerinden bir yorum yapılıyor ama insanların politik görüşlerinin olması demokratik bir ülkedeki en doğal şey. Doğu ve Selahattin'in bir parti ile bağlılıklarının olup olmadığını bilmiyoruz ama bu konu bağlamında gündem edilmesi bile hatalı bir şey. Tutuklanan birçok arkadaşımız TİP, HDP, CHP üyesi. Öğrenciler arasında doğrudan bir partiler üzerinden bir cepheleşme yok aksine ortak bir hareket inşa etme, ortak bir direniş hattı örme çabası var çünkü ortada çok net olan bir talep var.
'Aileler ve veliler üzerinden çağrı olmaz'
Bu talepleri bir kimse yalnızca öğrenci olarak, İnsanlar sosyalist olarak, belki ülkücü olarak, zaman zaman İslamcı olarak bu taleplerin en temel haklar üzerinden kurulduğu için bir arada savunabileceğini söylüyor. İnsanların politik özelliği genelde kenara atılmış oluyor ve biz bundan çok rahatsız oluyoruz ya da muhalefet partileri hala veliler üzerinden bir çağrı yapmaya kalkışıyor ya da medyada bakın onların aileleri AK Partili veya ülkücüymüş diyebiliyoruz. Bunları artık bir kenara bırakıp, öğrencinin kendi öznelliğini ve politik alanda kendi öznelliklerini kurduklarını görmemiz bir politik özne olarak öğrenciliği ortaya atabildiği görmemiz gerekiyor.”