Son aylarda yaşanan ve göller, göletler ile barajlardaki su miktarını dip seviyelere düşüren kuraklık, ocak ayında etkili olan sağanak ve kar yağışı ile sona erdi.
Tekirdağ Namık Kemal Üniversitesi Ziraat Fakültesi Biyosistem Mühendisliği Arazi ve Su Kaynakları Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Halim Orta, Türkiye genelinde 2020 yılından önceki yılların ortalamasına göre yaklaşık yüzde 50 yağış alındığını belirterek, "Lokasyonlarda ufak tefek değişiklikler var. Sevindirici bir gelişme yaşadık son günlerde. Ocak ayında aldığımız yağışlar, şu ana kadar uzun yıllar ortalamasının yaklaşık iki katı gerçekleşti. Yani biz ocak ayında son 30 yıldan beri aldığımız yağışın iki katını aldık. Ülkemizin ocak ayı ortalaması genellikle 70-80 milimetredir. Son ocak ayı ortalamamız, 150 milimetreler civarında. Hele son kar yağışı ile birlikte su kaynakları açısından umudumuz epeyce arttı. Bu sayede tarımsal kuraklık, gün itibarıyla hemen hemen çözüldü sayılır. Şu an bizim 'etkili kök derinliği' diye bahsettiğiniz 1 metrelik profil suya doydu, tarla kapasitesi değerine çıktı. Bitkilerin suyu kullanabileceği noktadayız" dedi.
‘Bahar aylarındaki yağışlarla barajların doluluk seviyesi yüzde 80’e kadar çıkarsa seneyi sorunsuz atlatırız’
Yağışlarla birlikte ülke genelindeki barajlarda doluluk oranlarında yüz 38-40'lara çıktığını belirten Prof. Dr. Halim Orta, "Yerüstü su kaynaklarımız, kendini revize etti. Bu yeterli mi? Elbette değil. Mart ve nisan yağışları ile birlikte baraj doluluk oranlarında 70-80'lere çıkarsak; öyle tahmin ediyorum tabii suyu da etik değerlere bağımlı kullanmak kaydıyla bu yılı sorunsuz aşabiliriz" dedi.
‘Beslenmeden çok tüketim olduğu için yeraltı su kaynaklarındaki sıkıntı hala devam ediyor’
Yeraltı su kaynaklarının istenilen seviyede olmadığını ifade eden Orta, düşen yağışların toprağa sızarak yeraltı suyunu oluşturmasının zaman aldığını hatırlattı.
Trakya'da hala yüzde 80-90 bandında kuyu suyu kullanıldığını belirten Orta, "Yeraltı su kaynaklarımızın depolanmasında sıkıntı var. Hem tarımsalda hem sanayide hem içme ve kullanma suyunda maalesef yağışların fazla olmasına rağmen rezerv toparlayamadık. Çünkü beslenmesinden çok daha fazla tükettiğimizden dolayı yeraltı su kaynaklarında sıkıntı var. Eğer ciddi değişiklikler, yasal düzenlemeler ve etik değerlerde değişimler yaratmazsak suyun toplanması mümkün olmuyor. Halbuki yeraltı suları hepimizin bildiği gibi gelişmiş ülkelerde özellikle devletlerin, milletlerin kendinden sonraki nesiller için sakladığı en büyük doğal miraslardan bir tanesidir. 'Hiç kullanmayalım' demiyoruz. Beslendiği kadar doğru ve bilinçli bir şekilde kullanılmalı” dedi.
‘Rusya’dan gelen soğuk hava dalgası Türkiye’ye inerse kışlık ekimler için gerekli havayı almış oluruz’
Prof. Dr. Halim Orta, son yağışlarla birlikte çiftçinin sıkıntısının ve kuraklık korkusunun geçtiğini belirterek, "Ülkemizde yağışlara bağlı kışlık ekim başlayacak. Önümüzde de nisan ekimleri yapılacak. Yazlık ekimlerde de su rezervuarın dolu olması çok önemli. Meteorolojiye göre bugün yarın bir yağış bekliyoruz. 10 Şubat'tan sonra da Rusya üzerinde oluşan bir soğuk hava kütlesinin inmesi muhtemel olan güzergahlardan bir tanesi de ülkemiz. Eğer direkt iniş yaparsa, ülkemize inecek ve kuvvetli bir kış beklentisi var. Ama Batı Avrupa'ya veya Azerbaycan tarafına da inebilir. Eğer ülkeye inerse burada da bir soğuk olacak. Soğuk hava kışlık ekimler için gerekli. Umudumuz doğa koşullarının yeterli kar ve yağışı yaratmasıdır. Çok ihtiyaç var. Kuraklık tehlikesinin tamamen kalkması lazım" ifadelerini kullandı.